Çocuk işçiliğinin önüne geçmek için atılması gereken ilk adım eğitimin 4+4+4 olması değil,
zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasıdır.
Geçtiğimiz Mart ayında 13 yaşındaki Ahmet Yıldız, iş kazası sonucu yaşamını kaybetmişti. Normalde okulda olması gereken veya oynaması gereken yaşta olan Ahmet Yıldız’ın pres makinesine sıkışarak ölmesi bunun bir iş kazası değil bir cinayet olduğunun da açık göstergesidir.
İş kazasında hayatını kaybeden 13 yaşındaki Ahmet Yıldız için bilirkişi raporu da hazırlandı. Raporda işverenin hiçbir tedbir almadığı ve yüzde yüz kusurlu olduğu belirtildi.
Plastik fabrikasında enjeksiyon olarak tabir edilen pres makinesine sıkışarak can veren Yıldız’ın ikinci duruşması bugün Adana 6. Asliye Mahkemesinde görülecek. Bilirkişi raporu ise duruşmaya sunuldu. Raporda ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılacak işçilerin, işe alınmadan önce mesleki eğitime tabi tutulmaları zorunluluğuna dikkat çekiliyor. Ayrıca 3308 sayılı kanuna göre diploma, bitirme belgesi, kalfalık, ustalık belgesi, çalışabilir sağlık raporunun olması gerektiği vurgulanıyor.
HİÇBİR ÖNLEM ALINMAMIŞ
Bilirkişi raporunda, zorunlu olmasına rağmen işyerinde, işe başlamadan önce iş güvenliği ve işçi sağlığı eğitiminin de yapılmadığı tespit edildi. Mahkemenin talebi doğrultusunda Yrd. Doç. Dr. Yük. Mak. Müh. Mehmet Zile tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda şu tespitler yer aldı:
* Söz konusu işyerinin çalışma ortamı 4857 sayılı İş Kanununa göre uygun değil
* İşveren, Ahmet Yıldız’ı mesleki formasyonu olmadığı halde vasıfsız işçi olarak tehlikeli sınıftaki işte çalıştırdı.
* Tehlikeli işlerde çalışabilir raporu yoktu
* Koruyucu elbise kullandırmadan çalıştırılıyordu
* Çalışana iş güvenliği eğitimi verilmedi ve çalışanların karşı karşıya bulunduğu riskler belirlenmedi ve çalışanlar bu konuda bilgilendirilmedi
* Alınması gereken iş güvenliği tedbirleri alınmadı ve denetlenmedi
* Bu yüzden 4857 sayılı Kanun’un 77 ve 86 maddesi kişisel koruyucuların kullanımı yönetmeliği 5. ve 8. maddesi, tehlike sınıfları tebliği 22 ve 74 maddesi, Ağır işte çalışanların ve ağır işler tebliğinin 5. ve 6. maddesine göre yükümlülüklerini yerine getirmeyen işveren Ali Koç’un yüzde 100 oranında kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
İş güvenliği sıralamasında dünyada 80’inci sırada yer alan ülkemizde verilere göre her gün ortalama 172 iş kazası meydana gelirken, bu kazalarda her gün ortalama 4 işçi hayatını kaybediyor, 6 işçi de iş göremez hale geliyor. İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre 2012 yılında en az 867 işçi hayatını kaybetti. İşçilerin 15’ini 14 yaş ve altı çocuk işçiler oluşturmaktadır.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 1. maddesine göre 18 yaşının altındaki her birey çocuktur. Topluma göre çocuk ise henüz sosyal veya ekonomik bir sorumluluğu üzerine alacak düzeye gelmemiş, birilerine bağımlı olarak yaşayan bireydir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirisi’nin 9. ilkesine göre; çocuklar her türlü istismar, ihmal ve sömürüye karşı korunmalı ve hiçbir şekilde ticaret konusu olmamalıdır. Çocuk uygun bir asgari yaştan önce çalıştırılmayacak, sağlığını ve eğitimini tehlikeye sokacak fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişmesini engelleyecek bir işe girmeye zorlanmayacak ve izin verilmeyecektir. Tüm bu uluslararası sözleşmelere rağmen kayıt dışı istihdam ve fason üretimin parça başı emek karşılığı uğruna çalıştırılan çocuklar işyerlerinde herhangi bir denetimin yapılmaması, ucuz iş gücü ve emek sömürüsü nedeniyle çocuk işçiler orta ve ağır sanayide dahi kullanılmaktadır.
1992’de Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (İLO) dünyada çocuk işçiliğinin sona erdirilmesine yönelik dünyada altı ülkede başlattığı programı kabul eden ülkelerden biri de Türkiye’ydi. 1999’da kabul edilen İLO’nun dünyada çocuk işçiliğinin en kötü koşullarının ortadan kaldırılması için acil eylem planı adı altında 182 sayılı sözleşmesine Türkiye’de taraf oldu ve bu çerçevede de Türkiye’de 15 yaşından küçüklerin çalışması yasaklandı.
Tüm bunlara rağmen Türkiye’de en çok çocuk işçi, Diyarbakır, İstanbul, Adana, Mersin ve Antep’te var. Ülkemizde 960 bin civarında olduğunu kabul ettiğimiz çocuk işçilerin 630 bini mevsimlik tarım, küçük ve orta boy sanayi işletmeleri ve sokak işçiliği gibi bu ağır işlerde çalışıyor. Bu koşullarda da çocukların sakatlanma olasılıkları artıyor; çocuklar emek sömürüsüne kurban gidiyor. Neredeyse hepsi sigortasız çalıştırılıyor ve ucuz emek gücü olarak görülüyor. Bu da çocukların sömürü nesnesi olarak algılanmasına neden olurken bir yandan da onların sağlıksız ortamlarda çalışmasını, eğitim almamasını ve ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşmasını beraberinde getiriyor. Çocuklar fiziksel sağlık sorunlarının yanı sıra ruhsal sağlık sorunlarıyla da karşılaşıyorlar. Çocuklar risk grubudur ve yetişkinlere oranla daha kolay hasta olurlar. Daha ucuz emek, daha az beslenmeyi beraberinde getirir.
Çocuk işçiliğinin önüne geçmek için atılması gereken ilk adım eğitimin 4+4+4 olması değil zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasıdır. Bu durumda bir çocuk 18 yaşına gelene kadar zaten okula gideceği için otomatik olarak çalışan çocuk sayısı azalacaktır. Bu aşamada çocukları 4 ve 8. sınıf arasında meslek liselerine yönlendirecek bilimsel çalışmalar yapıldıktan sonra hangi çocukların hangi mesleklerde daha yetenekli olabileceği tespit edilebilir ve böylece çocuklar meslek sahibi yapılabilir.
Bu olan bitenler AKP’nin yasalarla açtığı yolda daha rahat ilerleyen, her türlü önlem ve denetleme yapılmayan vahşi kapitalizm ve sermayenin kar hırsının bir sonucudur. Bu ölümler tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çocuk işçiliğinin doğal sonucudur. Ancak bu ölümler asla kaza veya kader değil, sermaye ve AKP’nin örgütlü bir biçimde işlediği cinayetlerdir. Saygılarımızla.23.05.2013
TÜRK-İŞ ADANA 4. BÖLGE, DİSK ADANA BÖLGE, KESK ADANA ŞUBELER PLATFORMU,
ADANA-OSMANİYE TABİP ODASI, TMMOB ADANA İKK, ADANA HDK, İHD, ÖDP, PİR SULTAN ABDAL DERNEĞİ, HALKEVLERİ, EMEP, BDP, ÇHD
Kurumlar Adına
Muzaffer YÜKSEL
SES Adana Şube Başkanı