ELEMAN DEĞİL SAĞLIKÇIYIZ! PERFORMANSA, KURALSIZLIĞA, ANGARYAYA HAYIR! ESNEK ÇALIŞMAYA HAYIR!

Facebook
Twitter
WhatsApp

P1010091

BASINA VE KAMUOYUNA             

Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında sağlığı piyasa koşullarına göre yeniden düzenleyen AKP Hükümet’i, başta birinci basamak olmak üzere sağlık hizmetlerini özelleştirecek, sağlık çalışanlarını performansa dayalı ve güvencesiz çalıştıracak, sağlığın finansmanını halka yükleyecek bir çalışma düzeneği yaratmak için IMF ve Dünya Bankasından sağlanan program ve finansman imkanlarıyla 2005 yılında Düzce’de Aile Hekimliği Uygulamasını başlatmıştır. 

5258 sayılı Aile Hekimliği pilot uygulaması hakkında kanun ve yönetmelikler kapsamında, Düzce’de pilot düzeyinde başlatılan uygulamaya, 2010 yılı sonu itibariyle tüm illerde geçilmiştir.  Birinci Basmak Sağlık Hizmetleri’nin yeterli düzeyde sunulamadığı bir kent olan İstanbul’da ise uygulama, 1 Kasım 2010 tarihinde  mevcut sistem altüst edilerek apar topar başlatılmıştır. 

Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinin sunulduğu temel birim olan Sağlık Ocakları kapatılmış, yerine hekimlerin tamamen kendi imkânlarıyla kurdukları, personelini kendilerinin temin ettiği, her türlü tıbbi donanımını, araç gerecini ve sair giderini kendi karşıladığı, hekim ve hemşireden oluşan iki kişilik bir küçük muayenehaneler oluşturulmuştur. Ve bu iki kişilik ekipten kendilerine kayıtlı nüfusa, daha önce bütün bir sağlık ocağı personelinin (hekimi hemşiresi, ebesi, sağlık memuru, şoförü, tıbbı sekreteriyle birlikte) ekip olarak yaptığı işleri yapması istenmiştir. Üstelik aile hekimliği birimlerine bağlı nüfus dünyanın hiçbir yerinde (ortalama sayının 2000 civarında olması istenmektedir) bu kadar fazla değildir. Sistemin uygulanmaya başladığı ilk günlerden itibaren özellikle kırsal alanda bulunan / sanal olarak belirlenen aile hekimliği birimleri (ki Sultangazi bu ilçelerin başında gelmektedir) hekimler bu yerleri tercih etmedikleri için uzun süre boş kalmıştır.  Bugünde halen birçok ilçede boş pozisyonlar bulunmaktadır ancak daha da önemlisi yine birçok yerde aile hekimliğine bağlı nüfus sayısı çok fazladır.

Bizler birinci basamak sağlık hizmetlerinin önceliğinin koruyucu sağlık hizmetleri olduğunu ve yıllardır sağlık emekçileri olarak bu mesleki bilinç içinde ve özveriyle bu işi götürmeye çalıştığımızın bir kez daha altını çiziyoruz. Bizler Birinci Basmak Koruyucu Hizmetlerinin temelini oluşturan bebeklerimizi, gebelerimizi izlemek, aşılarını yapmak, diyabet, yüksek tansiyon gibi kronik hastaları olan hastalarımızı düzenli olarak izlemek, insanlarımıza hasta olmadan sağlıklarını nasıl koruyabilecekleri konusunda danışmanlık ve eğitim vermek istiyoruz. Ancak var olan sistem de bu hizmetleri verebilmemizin koşulları bulunmamaktadır. Ortalama 3500-4000 nüfusu bulunan aile hekimliği birimlerinde iş yükü baş edilemez durumdadır. Koruyucu sağlık hizmetlerine yeterli zaman ayrılacağı, bütünlüklü, çağdaş birinci basmak sağlık hizmeti sunulacağı ne yazık ki iddia düzeyinde kalmıştır  Bu büyüklükte nüfusa bir hekim ve bir aile sağlığı elemanı tarafından hizmet verilmesi beklenmektedir.

Aile Hekimleri, odalarına hapsedilmiş, daha çok reçete tekrarı yapması özendirilmiş durumdadır.

Aile Sağlığı Merkezlerinde Aile hekimi ve aile sağlığı elemanı adı altında çalıştırılan  ebe, hemşire, sağlık memuru, acil tıp teknikeri gibi meslek gruplarındaki çalışanlar sözleşmeli olarak,  mesleki ünvanları yok sayılarak Aile sağlığı elemanı adı altında çalıştırılmaktadır.

15-49 yaş kadın izlemin, kronik hastalık takiplerinin performansa dahil edileceğini biliyoruz. Kadın nüfusun belli yaş aralıklarına smear alma uygulaması meme muayenesi gibi işler de yakında performans kapsamında bizlerden beklenecektir. Aile Hekimliği Uygulamasının temel bileşenlerinden biri olan performans sistemi, ekip ruhunu ve çalışma barışını bozmuş, mesleki bağımsızlığı zedelemiş, iyi ve nitelikli hekimlik yapma, iyi ve nitelikli sağlık hizmeti sunma ortamını yok etmiştir. Sağlık çalışanları idarenin her geçen gün artan baskıcı tutumuyla, yalnızlık duygusu içinde, hayal kırıklıkları, moral bozukluğu ve gelecek kaygısı ile hizmet sunmaya çalışmaktadır.

Aile Sağlığı Merkezlerinin nüfusları bölgeden bölgeye değişmekte ve nüfusu 4000 olan ile 2500 olan ASM’ler arasında performansa bağlı olarak ciddi maaş farkları bulunmaktadır.. Sağlık çalışanları hasta kaybetme kaygısı ile ve ay sonunda maaşının tam olarak kaç para olduğunu bilmeden çalışmakta, Performansla ulaşamadığınız yada aile hekimliğine gelmeyi tercih etmeyen hastalar için kesintiler yapılmaktadır.

Aile Sağlığı Merkezlerinde görevli sağlık çalışanlarının yıllık izin kullanımında eğer vekalet bırakılmamış ise izin süresi maaşlarından kesilmektedir. İzin dönemlerinde birbirinizi idare edin denilmekte fakat iş yoğunluğu ve performans  nedeniyle  kendi bölgelerinin işlerini yetiştiremezken   ikinci bir bölgeyi  takip etmek zorunda kalınmaktadır. Doğum sonrası izinlerde vekalet bırakmak ise imkansızdır. Bu nedenle doğum sonrası izne çıkan sağlık çalışanları yasal hakları olan bu süre içinde maşlarını büyük kesintilerle almaktadır.

Birinci basamak sağlık kuruluşlarının asli görevi olan koruyucu sağlık hizmeti Sağlık Bakanlığının ticari yaklaşımı sonucu sağlıklı bir biçimde verilememektedir. Son dönemde sayılarının oldukça fazla olduğunu bildiğimiz ve Sultangazi ‘de de görülen kızamık salgını bunun sonucudur. Kişinin kaydını esas alan aile hekimliğinde yabancı uyruklu, göçle başka şehirlerden gelmiş ve dolayısı ile kayıtsız kişilerin takibi yapılamamaktadır.  Aile hekimliği birimleri sadece kaydı bulunan kişilerle ilgili bir aşılama oranı çıkartabilmekte, kayıtsız, göçler sonucu ulaşılamayan nüfus bunun dışındadır.  

 Hekimi tüccar, hastayı müşteri olarak gösteren, sağlık hizmetlerini piyasalaştıran politikaların kışkırtmasıyla artık olağan hale gelen sözlü ve fiziki şiddet gün geçtikçe artmakta neredeyse her gün bir sağlık çalışanı darp edilmektedir.

Bu sorunlar aile hekimliği çalışanlarının mutsuz ve verimsiz çalışmasına yol açmakta,  işyerlerinde iş barışını bozan huzursuz bir ortam yaşanmasına neden olmaktadır. Bu sorunları çözümü için; Birinci basamak sağlık hizmeti verilen binalar kamu tarafından sağlanmalı, çalışma barışını bozan, nitelikli sağlık hizmetlerini, iyi hekimlik pratiğini yok eden performans sisteminden ve ceza puanlarından vazgeçilmelidir. Çalışanların belirsizlikten uzak, geleceğinden kaygı duymadan huzurla hizmet üretebildiği şiddetten arındırılmış bir sağlık ortamı hepimizin hakkıdır. Bizler emekliliğimize yansıyacak, insanca yaşayabileceğimiz güvenceli bir ücret; sürekli mesleki eğitim olanakların sağlandığı, mesleki bağımsızlığının zedelenmediği, bir sağlık hizmeti ve hekimlik ortamı ile vatandaşa ücretsiz sunulan birinci basamak sağlık hizmeti talebimizi dile getiriyor; birinci basamak sağlık hizmetlerinde yaşanacak olumsuzlukların sorumlusunun Sağlık Bakanlığı olacağını bir kez daha hatırlatıyoruz.

 TALEP EDİYORUZ!

-Ekip anlayışına dayalı bir çalışma sistemi istiyoruz.

-Tüm sağlık çalışanlarının kadroya alınarak iş güvencesi sağlanmasını istiyoruz.

-Mesleki ünvanlarımızı geri istiyoruz. Eleman değil hemşire, ebe, sağlık memuruyuz.

– Performans sisteminden vazgeçilmesini istiyoruz.

-Makul nüfuslarla nitelikli sağlık hizmeti vermek istiyoruz.

-Nüfusun 2000 civarına maaşlar düşürülmeden indirilmesini, yeni aile hekimliği birimleri açılmasını istiyoruz.  Ancak bu nüfusla hedeflenen bireye ve topluma yönelik sağlık hizmeti verilebilir.

-1. basamak sağlık kurumlarının öncelikli görevi olan koruyucu sağlık hizmeti vermesi konusunda olanakların arttırılmasını talep ediyoruz

-Yıllık, Mazeret, doğum sonrası izinlerimizde mağdur olmak istemiyoruz. İzinlerimiz yasal  hakkımız olup, izin dönemlerinde maaş kesintisi yapılmamasını istiyoruz.

-Aile sağlığı merkezlerinin giderlerinin aile hekimleri tarafından karşılanması eşitsizliklere ve sorunlara yol açmaktadır. Kamu hizmeti veren aile sağlığı merkezlerinin giderlerinin sağlık ocaklarında olduğu gibi merkezi olarak il halk sağlığı merkezleri tarafından karşılanmasını talep ediyoruz.

-Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin son bulması için gerekli önlemlerin alınmasını ve şiddete son verilmesini talep ediyoruz.

-Herkese eşit, ücretsiz, nitelikli ve ulaşılabilir bir sağlık hizmeti verilmesini istiyoruz.

Ticarileşmiş bir sağlık hizmeti içinde söz söyleme hakkı elinden alınmış elemanlar olmayacağız. İşyerlerimiz bizimdir. Mesleğimize, işyerlerimize onurumuza sahip çıkacağız. 

 SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI

İSTANBUL AKSARAY ŞUBESİ

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]