İstanbul’daki Lepra hastanesinin kapatılmasına karşı bir araya gelen örgütler 24.12.2009 tarihinde basın açıklaması yaptılar.
Hastane önüne toplanan sağlık çalışanları hastaları Lepra hastanesinin kapatılmasına karşı tepkilerini dile getirdiler. Basın açıklamasını SES Bakırköy şube başkanı Leyla Koç Üzüm okudu, ayrıca Cüzamla Savaş Derneği başkanı Prof. Dr Ayşe Yüksel ve İstanbul Tabip Odası Yöneticisi Nazmi Algan da konuşma yaptılar.
İstanbul Bakırköy Şubemizin Basın Açıklaması Metni
Lepra, Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi KAPATILIYOR !!!!!!
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, 21 Aralık 2009 tarihinde, İstanbul Lepra Hastanesi ve Bakırköy Dr.Sadi Konuk Eğitim Araştırma Hastanesi başhekimlerini davet ederek, İstanbul Lepra Hastanesinin kapatılarak Dr. Sadi Konuk Devlet Hastanesine Cildiye Kliniği olarak bağlanacağı bilgisini vermiştir. Bu bilgi ülkemizin en önemli sağlık sorunu olmasa bile, insan hakları açısından yaşamlarının sonuna kadar hak ettikleri lepraya özgü çok yönlü bakımı alabilmelerinin engelleneceği kuşkusu ile hepimizi çok üzmüştür.
Daha önceleri Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin içinde 28. servis olarak.1981 yılında Türkan Saylan öncülüğünde üçlü protokolle özel dal hastanesi olarak kurulmuştur .Prof. Dr. Türkan Saylan, 2002 yılında emekli olana kadar bu kurumun başhekimlik görevini sürdürmüştür Bu çalışmalar Dünyanın başka ülkelerinde lepralı hastalara uygulanmak üzere örnek alınmaktadır. Hastanemiz çalışmaları ile bu anlamda övgüler ve ödüller almıştır. Bu gün Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre 2500 civarında ilaçla tedavisi bitmiş ama diğer sağlık sorunları ve sosyal rehabilitasyonu için takip edilmesi gereken eski lepralı vardır.yeni vakalar eskiye oranla azda olsa cüzamla mücadele devamlılık ister eğer bırkılırsa başa dönülebilir
Lepra hastanesinin iddia edildiği gibi değil hasta yatış oranı %58-70 arasındadır. Yeni vakaların tedavisi eski vakaların takip ve gereksinimlerinin sağlanması için kurumun geliştirilerek devamı sağlanmalıdır.Bu kurumda hastaların ayaklarına özel üretim yapan ayakkabı atölyesi,dişleri çin özel diş ünitesi,kol-bacak protezlerinin sağlanması gibi diğer sağlık kuruluşlarında alamayacakları bir çok hizmet var Lepra konusunda görev yapmak bu konuda donanımlı bilgiye sahip olmayı ve de gönüllülüğü gerektirir.Hastanede çalışan herkes bu eğitimi alarak kendini geliştirmiştir.Aynı ekibin çalışmalarına devam edip etmeyeceği taşeron çalışanların durumunun ne olacağı,işten atılacağına dair kaygı üyüktür.
Çok önemli başarılara imza atmış bu ekip teşekkür beklerken hastanelerinin çeşitli bahaneler uydurularak yok edilmesine kayıtsız kalmayacaktır.
.Türkan Hocamız bu dünyadan göçeli bir yıl bile olmamışken onun kurmuş olduğu bu tek merkeze göz dikerek yok ederek teşekkür borcunuzu böylemi ödeyeceksiniz
Lütfen kendinizin bile inanmadığı bahaneler istemiyoruz
soruyoruz
Şimdi bu hastaneyi niçin kapatıyorsunuz
Kar etmediği için mi?Cüzzamlı hastalardan para alamayıcağınız için mi?
Biliyoruz ki bütün bu uygulamalarınızın gerçek nedeni
“paran.. kadar sağlık”politikalarınızdır
Kamu hastaneleri Birliği yasa tasarısı gündemdeyken adım.adım uygulamaya koymaktır
Her insan, sağlık hizmetlerini, öncelikle, eşit, sürekli ve ücretsiz olarak, kolay ulaşılabilir şekilde alma hakkına sahiptir. Sağlık hizmeti piyasasının kar hırsına terk edilmez.
Cüzzamlı hastalarda bu hizmetlerle birlikte kendi hastalıklarına özgü tetkik, tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerini gereksinimleri ölçüsünde alma hakkına sahiptir.Sağlıkta Dönüşüm Projesinin geldiği bu noktada bu özel sağlık hizmetlerinin verilmesi mümkün değildir.
yetkililere sesleniyoruz
Önce küçült ,sonra yok et politikanızdan vaz geçin
Lepra hastanesini yavaş ,yavaş yok etme planlarının bu son perdesidir.Geçen yıl başka bir hastaneyi buraya taşıyarak lepra hastanesini 4 binaya sıkıştırdılar bu senede sizi başka hastaneye klınık yapacağız diyorlar
.Açıkladıkları gerekçeler sadece bahane… gerçek neden çok açıktır Tıpkı İstanbul da kapanan Beykoz Hast.,Validebağ Öğretmen Hastanesi ,Heybeliada Verem hastaneleri gibi konum itibariyle tıpkı diğerleri gibi arazisinin “rant” sağlayabilecek bir konumda olmasıdır.Bu alana büyük binalar dikip daha sonra kamu hastaneleri birliği uygulamasıyla özelleşmesini sağlamaktır.
Lepra Hastanesinin arazisinin büyüklük ve maddi değerini bilen, ama lepra ve lepralı hastayı tanımayan, önemini bilemeyenler bu kurumun kapatılmasının getireceği olumsuz sonuçları önceden görememekteler.
Dün aksam mesai bitiminde (saat 17.oo ) İl Sağlık Müdürlüğünden gelen yazılı açıklama da da İstanbul Lepra Hastanesinin Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bağlanarak, eğitim veren bir statüye getirilebilmesi, klinik şefi atanması amaçlandığı belirtilmiştir. Klinik şefi atanacak profesör de belirlenmiştir. Ayrıca Kliniğe Prof. Dr. Türkan Seylan’ın adının verileceği bildirilmektedir.Basın açıklamamız öncesinde İl Sağlık Müdürlüğü’nün basına suçüstü yakalamış olmanın acelesiyle göz boyamaya çalışılan bir açıklama göndermiştir.Zaten açıklamada da net olarak görülmekteki “İSTANBUL LEPRA HASTANESİ YOK EDİLİYOR” yerine cildiye klınıği olarak başka hastaneye bağlanıyor . Bahane istemiyoruz…
Gerçek niyetiniz iyileştirmekse zaten bunun önünde engel yok “Lepra Hastanesi”tüzel kişiliğini niçin ortadan kaldırıyorsunuz
Sonuç olarak , Sağlık Bakanlığından, Dünya Sağlık Örgütü, Uluslar arası Lepra Kuruluşları, Lepra çalışanları tarafından izlenen, takdir gören İstanbul Lepra Hastanesinin var olan kimliği içinde, çalışanların bilgi ve tecrübesinden yararlanılarak gerekli iyileştirmelerin yapılması, sağlık insan gücü ve diğer konularda sürekli desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Aksi bir uygulamaya geçilmesi hastanenin kapatılması olarak değerlendirilecektir yetkililerden bu konuda olumlu adım atılarak yapılacak yanlıştan vazgeçilmesini beklemekteyiz teşekkürler
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Bakırköy Şubesi
İstanbul Tabip Odası
Cüzzamla Savaş Derneği
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği