Ülkemizde kamusal alanın bütününde ve özellikle sağlık alanında yaşanan yıkım programının sonuçları şimdiden gün yüzüne çıkmaya başlamıştır. İMF ve DB dayatması olarak uygulanan “Sağlıkta dönüşüm program” nın benzerlerinin uygulandığı tüm ülkelerde yarattığı sonuçlar; eşitsizlik, hizmete ulaşamama, salgınlar, bebek ölümleri, paran kadar sağlık hizmeti, yani sağlıkta yıkımdır. Ülkemizde de henüz tamamlanmamasına rağmen yarattığı ve yaratacağı sonuçlar aynıdır. Toplumun sağlık hakkının ve sağlık emekçilerinin tüm kazanımlarının aşamalı olarak gasp edilmesidir. Bunu hep söyledik, yılmadan söylemeye de devam edeceğiz.
Önceki yıllarda Edirne, Manisa ve Kayseri de hastane enfeksiyonundan yaşanan ölümler, ülkemizin başkentinde yaşanan kolera vakaları, Malatya da yaşanan ishal vakaları, kuş gribi, kırım Kongodan ölümler gibi çokça uzatabileceğimiz benzer olayları ve en son Dr.Zekai Tahir BURAK hastanesinde yaşanan bebek ölümlerini; bu programdan bağımsız değerlendiremeyiz. Sendikamız; ülkemizin kanayan bir yarası olan sağlık sistemimizin sorunlarını kamuoyunun gündemine taşımayı bir görev bilmektedir. Uygulanmaya çalışılan paracı-piyasacı bu sağlık sistemiyle hiçbir hastanemizin sağlık sorunlarını çözemeyeceği açıktır. Olumsuzlukların sorumluları olarak sağlık emekçilerini ve tek başına hastaneyi ve tüm hastane çalışanlarını göstermek ise en hafif deyimi ile sorunun üzerini örtmek olur. Adı geçen hastane Türkiye’nin yoğun hastanelerinden biridir ve yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin yetersizliğinden kaynaklı olarak kapasitesinin çok üzerinde çalışmakta ve Türkiye’nin birçok ilinden gelen hastayı kabul etmek zorunda bırakılmaktadır. Malzeme ve personel eksikliğine rağmen çalışanlar fedakârca görevlerini yapmaktadırlar. İfade etmek istediğimiz, bütçeden sağlığa ayrılan payın yetersizliği ve piyasacı zihniyetin sonucu her hastanenin kendi geliri ile yaşamak zorunda bırakılması, performans sisteminin uygulanması ve bu ve başka uygulamaların hizmetin niteliğini düşürmesidir. Hastanede yaşanan bebek ölümleri nedeniyle yaptığımız açıklamalar ısrarla yalanlanmıştı.
Oysa şimdi Yenidoğan servisinde yatan Bebek K ‘dan 07.07.2008 günü alınan kanda bakteri üremezken 29.07.2008 tarihinde alınan kan örneğinde C grubu streptokok ürediği görülmektedir. 31.07.2008 tarihinde alınan kan örneğinde ise maalesef çok ağır bir enfeksiyon nedeni olan ACİNETOBACTER BAUMANNİİ / CALCOACETİUS COMPLEX üremiştir. Sendikamıza, “siyaset yapıyorlar hastanemizde enfeksiyon yok diyenler” bu konuda ne yapacak, hala o görevlerinde kalacaklar mı?Bizim bu konuda ısrarcı olmamızın nedeni, bu tür vakalarda acilen gereken önlemlerin alınması, hasta ve yakınlarının doğru bilgilendirilmesi, kamuoyuna doyurucu yanıtlar verilmesi, oluşabilecek başka halk sağlığı sorunlarının önlenebilmesi ve sağlık emekçilerinin zan altında kalmamasıdır. Kendisi de çocuk uzmanı olan Sayın Sağlık Bakanı bu olanlar karşısında yine birkaç kişiyi cezalandırma veya soruşturma yolunu mu seçecek yoksa sürdürülen sağlık politikalarından vazgeçerek, bu tür olayların yaşanmaması için Kamusal sağlık hizmetlerine daha çok yatırım mı yapacak? İşte sağlığın siyaseti burada bir kez daha test edilecektir.
MERKEZ YÖNETİM KURULU