Covid – 19 salgını nedeni ile görev yapan sağlık emekçilerine performansa dayalı ek ödemelerin 3 ay tavandan yapılacağı açıklanmıştı. Bu açıklamadan sonra 8 Nisan 2020 tarihinde Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğünün konuyla ilgili usul ve esasları yayınlanmıştır.
Yaptığımız incelemede; düzenleme genel itibarıyla AKP döneminin kamu hastanelerinde özelleştirme temelli düzenlemelerinin sonucudur. Söz konusu karar metni makam onayında ‘Sağlık personelin gelirlerinde önemli bir paya sahip olan ek ödemelerin kaynağının sağlık tesislerinin gelirini oluşturmaktadır. Hastalığın yayılmasını önleyici tedbirler kapsamında aciliyeti olmayan ve ertelenebilir sağlık hizmetlerinin verilmemesi sebebiyle sağlık hizmetinin arz ve talebinden düşüşle beraber, sağlık tesisi gelirlerinde ve dolayısıyla personele yapılan ek ödemede de azalma meydana gelmiştir.’ vurgusu sendikamızın daha önceki açıklamalarında olduğu gibi düzenlemenin “mecburiyetten” hayata geçtiği görülmektedir. Biz sağlık emekçilerinin genel itibarıyla gelirlerimizin sağlık hizmetlerine arz talep dengesiyle belirlenmesi anayasa ve 657 devlet memurları kanununa aykırıdır.
- Genel olarak söz konusu düzenleme kapsamı dar bir düzenleme olup, sağlık hizmetinin bütünlüklü görülmediğini ortaya koymaktadır. Söz konusu düzenleme birinci basamak hizmetlerinin bütününü kapsamamakta olup, işbirliği protokolü yapılan üniversite hastanelerini kapsadığı anlaşılmaktadır. Öncelikle kamu kesiminde Covid 19 pandemi kapsamında sadece Sağlık Bakanlığına bağlı birimlerin görev yapmadığı, üniversite hastanelerinin de görev yaptığı bilinmektedir. Bu durumda Sağlık Bakanlığı ile işbirliği protokolü olmayan üniversite hastanelerinde çalışanlar ve Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışanların herhangi bir ilave ödemeden yararlanmayacağı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla YÖK ve ilgili üniversitelerin benzer kararları alıp uygulaması gerekmektedir. Ayrıca Sağlık Bakanlığı’nın ASM’ler ve İSM/TSM’de çalışanlarla ilgili ilave ödeme biçimlerini gündemine alması gerekmektedir.
- Usul ve esaslara bakıldığında kapsamdaki birimlerde çalışan kadrolu ve sözleşmeli çalışanların yararlandığı, ancak döner sermaye ek ödemesi almayan diğer çalışanlarla ilgili herhangi bir düzenleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi sağlık hizmeti bir ekip hizmetidir. Ekibin bir parçası olan taşeron işçiler gibi döner sermaye alamayan çalışanların da bu kapsama dahil edilmesi gerekmektedir. Pandemi döneminde bütünlükçü ve ekip ruhuyla hareket edilmesini engelleyici, ekip ruhuna aykırı düzenlemedir.
- Pandemi kapsamında laboratuvar, radyoloji, kan alma, hasta karşılama gibi hizmetlerin riskli olduğu ve olası vakalar ile temas halinde olduğu göz ardı edilmiştir.
- Usul ve esaslara bakıldığında Covid 19 pandemisinde çalışmayan hekimler için tavan ek ödeme oranlarının %50’ye kadar düşürüldüğü anlaşılmaktadır. Sağlık hizmetleri sürekli ve kesintisizdir. Pandemide görevli olmayan emekçiler diğer sağlık hizmetlerini sürdürmektedir. Dolayısıyla onların tavan ek ödeme oranlarının düşürülmesi kesinlikle kabul edilemez.
Yukarıda belirttiğimiz hususlardan da anlaşılmaktadır ki, sağlık emekçilerinin emeklerinin karşılığını alabilmeleri için temel ücretlerinin (maaş/ücret) yoksulluk sınırının üstüne çıkartılması gerekmektedir. Temel ücret artışları herkesin yaptığı işe göre yansıyacak ve emekliliğine de sirayet edecektir. Performansa dayalı ek ödeme gibi gelir kalemleri geçicidir. Bu tarz ödemelerin sosyal güvenlik haklarına hiçbir yansıması olmamaktadır.
Ayrıca, sağlık hizmetleri bütünlüklü görülmemekte, toplumsal sağlık düzeyinde iyileştirme yapılmadığı, sağlık emekçilerine yönelik ve ekip anlayışına aykırı ayrıcalıklı yaklaşımların sağlık hizmetlerine zarar verdiği unutulmamalıdır.
Tam da bu nedenlerden ötürü Covid 19 pandemisi nedeni ile sendikamızın mali ve sosyal haklardan en önemli gördüğümüz taleplerimize ilişkin başlatmış olduğu imza kampanyasının hayata geçirilmesi ve tüm sağlık emekçilerinin bu talepler etrafında kenetlenmesi gerekmektedir. 09.04.2020
MERKEZ YÖNETİM KURULU