Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca sağlık iş kolunda yaşanan sorunlar nedeni ile yaptığımız her açıklamayı manipülasyon ve yanlış haber diyerek geçiştirmektedir. Oysa ağır ve tehlikeli işler kapsamında yer alan sağlık hizmetleri iş kolunda çalışan emekçilerin yaşadığı her sorunu çözmesi gereken kişi kendisidir. Bakan görevini yapmak yerine çok övündüğü “beyaz reform’un” sağlık emekçilerinin akıtılan kanı ile kırmızıya döndüğünü görmemek için gözünü kapatmıştır.
Liyakatsız yöneticilerin uyguladığı mobbing, yoğun çalışma koşulları ve sefalet ücretleri yanında her gün şiddete uğruyoruz. Tükenmişlik sağlık emekçilerini istifaya ve göçe zorluyor. Sayın Bakan son birkaç ayda istifa ettirilen ve göçe zorlanan sağlık emekçilerinin sayılarını kamu spotu olarak yayınlamalıdır. Verdiği demeçlerde beyanlarımızın gerçek olmadığını ifade ediyorsa bu soruya cevap vermelidir.
Sağlık emekçileri selde, depremde, yangında, hizmetin genel işleyişinde sağlık yöneticilerinin görevlerini yapmamaları nedeniyle yaşanan tüm sorunları kendi imkanları ile çözmek zorunda kalıyorlar. Tıpkı Osmaniye ve İskenderun hastanelerinde yaşanan elektrik kesintileri gibi, İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde yaşanan sel baskınında suyu boşaltmak gibi. Tüm bunlar yetmezmiş gibi Silivri’de bir sağlık emekçisi kadının saçlarının yolunması, İzmir Bornova Türkan Özilhan Devlet Hastanesinde yaşanan şiddet olayları ve bugün de Gaziantep’te görevi başında bir sağlık emekçisinin kasten öldürülmek amacıyla bıçaklanması…
Artık yeter!
Bakanlığa sesleniyoruz: İş yerlerimizin sağlıklı ve güvenli çalışma ortamları haline gelmesi sizin, bürokratlarınızın ve atadığınız yöneticilerin sorumluluğundadır. Sizi göreve davet ediyoruz. Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin (mobbing, siyasal şiddet, hasta yakınlarının şiddeti, ekonomik şiddet vb.) bitirilmesi yönünde çok yönlü tedbirler alınması için emekçilerin örgütlü kurumları ile kollektif çalışmaya başlansın.
Biz yaşanan her soruna karşı SES’imizi yükseltmeye devam edeceğiz. Gerçekleri dile getirmekten vazgeçmeyeceğiz. Demokratik, sağlıklı ve güvenlikli çalışma ortamları, şiddet üretmeyen bir sağlık sistemini inşa edinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz.
Sağlık emek ve meslek örgütlerine de çağrıda bulunuyoruz. Sorunların çözümü ve yaşam hakkımız için ortak önerilerimizle birlikte acilen randevu vermese de hep birlikte Sağlık Bakanına gitmeliyiz. Çünkü biz ölüyoruz onlar izliyor.