Antalya Şubemiz, Antalya Tabip Odası, Antalya Aile Hekimleri Derneği (ANTAHED), Antalya Aile Sağlığı Çalışanları Derneği (ANTASED) ve Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş) aile sağlığı merkezlerinde yaşanan sorunlara ilişkin olarak bugün Antalya Tabip Odası’nda basın toplantısı düzenledi.
Kurumlar adına ortak açıklamayı Üyemiz Aile Hekimi Elmas Döşemesi, ANTAHED’den Özcan Çelebi, ANTASED’den Birsen Gökce ve Genel Sağlık-İş’den Nurhamide Cirit gerçekleştirdi.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Henüz pandemi devam ederken 30 Haziran 2021 tarihinde aile sağlığı merkezlerinde görev yapan aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları için uygulamaya konulan haksız, hukuksuz yeni aile hekimliği uygulama (ceza) yönetmeliğinin geri çekilmesi talebiyle sağlıkta şiddete karşı etkin, caydırıcı uygulanabilir yasa ve güvenli ve insanca çalışma koşulları talebiyle, eşit işe eşit ücret, performans/ek ödeme olmadan yoksulluk sınırı üzerinde, emekliliğe yansıyan temel ücret talebiyle 14-15-16 Mart, 15 Haziran ve 30 Haziran – 1 Temmuz tarihlerinde Anayasadan gelen demokratik haklarımızı kullanarak iş bıraktık, sesimizi duyanlara alanlardan haykırdık, haksız hukuksuz ceza yönetmeliğini kabul etmiyoruz dedik. Bunun üzerine Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nün bu iş bırakmalarla ilgili birinci basamakta/ASM’lerde çalışan birçok arkadaşımız hakkında disiplin soruşturması başlattığını, savunmalarının istendiğini öğrendik. Dünyanın hiçbir ülkesinde eşi benzeri olmayan, sağlık çalışanlarını cezalandırmaktan öteye gitmeyen yeni ceza yönetmeliğini kabul etmediğimizi sendika kararlarına uyarak farklı tarihlerde iş bırakma eylemleri yaparak gösterdik. Bu yüzden açılan soruşturmaları kabul etmiyoruz. Açılan soruşturmaların ivedilikle geri çekilmesi gerekliliğini bir kez daha buradan iletiyoruz. Aksi halde bu hukuksuz ve antidemokratik uygulamaların sorumlularına yönelik her türlü hukuksal girişimde bulunacağımızı açıkça belirtiyoruz. Çok hasta bakmayı marifet gören, insani çalışma koşullarını görmezden gelen, dünya standartları olarak kabul edilen 15 dakikadan 3-5 dakikaya düşürülen sürede bir hastayı dinleyip, muayene ve tetkikleri sonrası tanı koyup, reçetesinin yazıldığı hekimlik icrası kabul edilemez. Sadece bu yetmiyormuş gibi yeni görev tanımları, istemler, HYP dayatması ile her gün artan iş yükü de bir başka sorundur. Bunları hakkıyla yapmaya çalışan bir hekime 24 saat yetmemektedir. Hal böyleyken denetim adı altında yapılan ceza baskısı da sağlık çalışanlarının üstüne çok ciddi stres yüklemektedir. Tüm bunların anlamı uygunsuz kiralık binalarda, yetersiz insan gücüyle hizmet veren aile sağlığı çalışanlarına asli görevleri koruyucu sağlık hizmetleri yerine “Daha çok muayene yapın, daha çok tetkik isteyin, daha çok ilaç yazın” ve bunları yaparken de sesinizi çıkarmayın” dayatmasında bulunmaktır. Bizler her gün şiddet gören, satın alma gücü düşen hekiminden hizmetlisine tüm aile sağlığı merkezi çalışanları olarak Sağlık Bakanlığı’nın güvenli olmayan ortamda güvencesiz çalışma, ek ödemeyi koşullara bağlama dayatmalarına dur diyoruz. Bizler toplumun ayrımsız her kesimine, ihtiyaçları kadar, parasız, ulaşılabilir birinci basamak koruyucu sağlık hizmetinin kamu gücüyle yeterli düzeyde sunulmasını istiyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin de hukuksuz bulduğu ceza puan sistemi ve muayene başına şartlı ek ödeme yönetmeliklerinin iptal edilmesini; baskı, ceza, tehdit içeren iş güvencesini ortadan kaldıran, söz söyleme hakkını engelleyen kısıtlamaların son bulmasını istiyoruz. Aile sağlığı çalışanları için vekaletsiz ücretsiz izin hakkının ve ek görevlendirme ücreti olarak hakedişin %25’i yerine tamamının verilmesini istiyoruz. Gebe izlem, bebek izlem ve aşılama gibi özveri ve şevkatle yapılan ancak sorumluluk dışı nedenlerle maaş kesintisi ve negatif performansa neden olan uygulamaların kaldırılmasını istiyoruz. Pandemi döneminde ek ödemelerin ve vergi dilimine giren, kesilen veya hiç verilmeyen ücretlerin ödenmesini istiyoruz. Tüm Türkiye’de yaklaşık %15-20 aile hekimliği biriminde aile sağlığı çalışanı olmadan çalışılmaktadır. Aile sağlığı çalışanı eksikliğinin tamamlanmasını ve sağlık hizmetine uygun kamu binalarında, yeterli insan gücüyle güvenceli çalışmak istiyoruz. Kamu dışından aile hekimliği sistemine geçen, aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının özlük haklarının düzenlenmesini, bu meslektaşlarımızın kamu çalışanı olarak kadroya geçirilmelerini istiyoruz. Şu an yaptığımız basın açıklamasının bile bizlere ceza olarak geri dönebileceğinin bilinciyle aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarının gelecek ve iş güvencesini ortadan kaldıran, onları idarecilerin iki dudağı arasına mahkum eden, ceza puanı uygulamasının kaldırılmasını istiyoruz. Çalışma barışımızı bozan, sağlık hizmetlerindeki ekip anlayışını dağıtan, çalışanları ayrıştıran, tamamen algıya dayalı zam söylemlerine kanmıyoruz. Performansa ya da keyfi koşullara bağlı kalmadan tüm sağlık çalışanlarını kapsayan, emekliliğe yansıyan ve insanca yaşam olanağı sağlayan yoksulluk sınırı üstünde tek temel ücret istiyoruz. Her gün onlarca sağlık çalışanı sözel veya fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. Güvenli çalışma ortamlarının sağlanması için etkin ve caydırıcı sağlıkta şiddet yasasının çıkarılmasını, bunun titizlikle uygulanmasını istiyoruz. Korkmuyoruz, susmuyoruz, haklarımızdan vazgeçmiyoruz. Tüm aile sağlığı çalışanları olarak bir aradayız ve birlikte mücadele etmekte kararlıyız. Gücümüzün birlikteliğimizden geldiğini biliyoruz. Toplumun sağlık hakkının sağlanması amacını da kapsayan, haklarımız ve taleplerimiz için sürdürdüğümüz mücadelemize halkımızın da destek olarak bizlere güç vereceğine inanıyoruz.”