Eskişehir Şubemiz, düzenlediği basın toplantısında Covid-19 salgınında filyasyon ekiplerinin il genelinde yaşadığı sıkıntılara dikkat çekerek, “Filyasyon ekiplerinde gece gündüz çalışarak her türlü zorluğa, angaryaya rağmen hastalıkla burun buruna mücadele eden ne yazık ki bir kısmının da hastalığa yakalandığını bildiğimiz sağlık emekçilerini bir kez daha SES olarak selamlıyoruz. Bütün taleplerini gerçekleştirmek için yanlarında olduğumuzu bildirmek istiyoruz” açıklamasında bulundu.
Şube Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Eskişehir Şube Eş Başkanımız Umut Özge Yılmaz şöyle konuştu: “Salgın bütün hızıyla halkımıza ve sağlık emekçilerine ağır travmalar, hastalıklar ve ne yazık ki ölüm yaşatmaya devam ediyor. Sağlık yöneticileri salgının yayılımdaki sorumluluğunu unutarak sağlık emekçilerini kuralsız, bilim dışı ve nerdeyse zorla çalıştırmak dahil her türlü yol ve yöntemi kullanarak, onları tüketmek pahasına sahaya sürmüş bulunmaktadır. Öncelikle salgına karşı hayatlarını tehlikeye atarak bütün kurumlarda çalışan sağlık emekçilerini selamlıyoruz. Bugün özellikle ilimizde görev yapan gece gündüz demeden ağır koşullarda çalıştırılan filyasyon ekiplerinin yaşadığı sıkıntıları ve onların zorluklarını paylaşmak istiyoruz. İlimizde Tepebaşı, Odunpazarı ve diğer tüm ilçelerde salgınla mücadele için oluşturulan çok sayıda ekip var. Ekiplerde sağlık hizmet sınıfından tüm meslek grupları olduğu gibi idari hizmetlerde çalışan memurlar, işçiler de görevlendirilmiş durumda. Sahada çalışan arkadaşlarımızla çok sayıda görüşme yaparak sorunlarını dinledik. Sahada çalışan arkadaşlarımızın sorunlarından bir tanesi yemek. Başlangıçta sadece akşam yemeği varken personelin tepkisi sonucu iki öğüne çıkarılmıştır. Sahada uzun saatler yüksek tempo ve hastalık riskiyle burun buruna çalışan personelin günlük besin öğesi ve enerji ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için miktarların yüksek ve çeşitliliğin fazla olması gerekir. Ancak sahadaki arkadaşlarımızın anlattığı menüler karbonhidrat ağırlıklı, tekrarlayan ve çeşitliliği azdır. Vücut direncinin yüksek tutulabilmesi için yemeklerde acilen düzenlenmeye gidilmelidir. Sahada çalışma sabah 7’de başlamakta, 24.00’de bitmektedir. Ancak çok fazla hasta taraması yapıldığından 24.00’de bitiyor dense de 2’ye kadar uzadığı olmaktadır. Bu saatler ulaşım açısından sıkıntılı olduğundan servis ihtiyacı vardır. Sadece gece servisinin bulunması yeterli değildir, sabah da servis olmalı ve gece çalışma saatleri uzadığında her personelin işi bitene kadar servis imkânı sağlanmalıdır. Mesai saatleri bir gün 16 saat çalışma iki gün istirahat şeklinde olduğu söylense de personel izin günündeyken kuruma çağrılmakta, gününün değiştiği söylenmekte ve gerektiğinde gün aşırı çalıştırılmaktadır. Personel yetersizliği nedeniyle fazla çalışmaların izinleri kullandırılmamaktadır. Hafta içi hafta sonu fark etmeksizin, amirin isteğine bağlı bir telefonla iş yerine çağırılmak engelli personeller için de geçerlidir. Aynı kuralsızlık ayrım yapmaksızın engelli personellere de uygulanmaktadır. Personellerin mesai gün ve süresi amirinin keyfine bağlı olamaz ve eksik kadrolar var olan personelin yükünü artırarak tamamlanamaz. Sağlık Bakanlığı bu keyfi uygulamalardan vazgeçip acilen personel istihdamında bulunmalıdır. Sabah saat 07.00 de işe başlayan arama ekipleri, bu saatte vatandaşı arayarak pozitif olduğu bilgisini veriyor ve onlarca soruya cevap veriyor. Bu aramalar gece geç saatlere kadar yapıldığı için doğal olarak vatandaşın tepkisine sebep oluyor. Tüm özverisi ve var gücüyle çalışan sağlık emekçileri, tüm sıkıntılarının yanında telefonda türlü hakaret ve bağırmalara maruz kalıyor. Ayrıca filyasyon ekiplerinin yanında güvenliği sağlayacak personel bulunmadığından gece gündüz evlere girip çıkarken hakaretlere ek olarak tacize de maruz kalındığı sahadaki arkadaşlarımız tarafından bize iletilen sorunlar arasındadır. Personel eksikliği nedeniyle her branştan personel sahaya sürülmüştür. Ancak arkadaşlarımız yeterli eğitim verilmeden çalışmaya başladıklarını, görerek izleyerek deneme yanılma yoluyla işi öğrendiklerini söylemekte. Eğitimsiz, görerek öğrenilen işlerden biri de sürüntü almak. Mesleki bilgi ve yeterliliği olmayan personele sürüntü aldırmak hem sürüntü alınan hastaya zarar verme riskini doğurur, hem de işlem doğru yapılmayıp yeterli doku toplanamadığında pozitif hastanın test sonucu negatif çıkabilmektedir. Sağlık çalışanının riski de cabası. Yani mesleki bilgisi ve yeterlilik dışında yaptırılan işler halk sağlığını tehlikeye atmak demektir, kabul edilemez. Bunca sorun ve sıkıntı içinde görevini canla başla yapan sağlık emekçilerine medyada söylendiği gibi yüksek ek ödemeler de yapılmamaktadır. Yapılan iş aynı olmasına rağmen; sağlık hizmetleri sınıfına az da olsa ödeme yapılmakta ancak idari hizmetler sınıfına hiç ek ödeme yapılmamakta; hekimlere ise ortalama ek ödeme alan bir personelin 5-6 katı ödeme yapılmaktadır. aynı işi beraber yapıp, karşılığında ödeme yapılırken bu derece farklılık ve dengesizlik hem motivasyonu hem iş barışını bozmaktadır. Performans/ek ödeme değil, emekliliğe yansıyan temel ücret talebimizden vazgeçmiyoruz. Sağlık emekçileri bütün gücüyle işini yapmaya, salgınla mücadele etmeye devam ediyor. Ancak angarya, kuralsızlık, anti bilimsellik, değer bilmezlik, ekonomik koşulların düzeltilmemesi, sağlık emekçilerini tüketmiştir. Binlerce sağlık emekçisi atanmayı ve görev almayı beklerken az sayıdaki personeli gece gündüz ağır şartlarda çalıştırarak sağlık emekçilerinin hastalığın pençesine atılması kabul edilemez. Filyasyon ekiplerinde gece gündüz çalışarak her türlü zorluğa, angaryaya rağmen hastalıkla burun buruna mücadele eden ne yazık ki bir kısmının da hastalığa yakalandığını bildiğimiz sağlık emekçilerini bir kez daha SES olarak selamlıyoruz. Bütün taleplerini gerçekleştirmek için yanlarında olduğumuzu bildirmek istiyoruz.”