Adana Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 6 Ekim 2015 tarihinde 10 Ekim Barış Mitingi’ne çağrı yürüyüşünde polis saldırısına uğrayıp haklarında hapis cezası verilenler için eski Adliye Binası önünde açıklama yaptı.
Ortak açıklamayı yapan Adana KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü, BES Adana Şube Başkanı Fatma Sarıoğuz Güney şöyle konuştu: “Bilindiği üzere 10 Ekim 2015 tarihi Cumhuriyet tarihinin en karanlık, en kanlı sayfalarından biri olarak tarihte yerini almıştır. 10 Ekim 2015 günü yapılan Ankara Mitinginde emek, barış ve demokrasi isteyenler olabilecek en fazla sayıda katledilmek istenmiş, yüzü aşkın arkadaşımız hayatını kaybetmiş, beş yüzün üzerinde arkadaşımız yaralanmış, birçoğu uzuv kaybı yaşamıştır. 10 Ekim 2015 katliamı, 6 Haziran 2015 Diyarbakır ve 20 Temmuz 2015 Suruç katliamlarıyla başlayan ve ardı ardına gelen IŞİD saldırılarının bir parçasıdır. Başta 10 Ekim Katliamı olmak üzere 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 seçimleri arasında bunca katliamın neden yaşandığının cevabı verilmeden 10 Ekim Katliamının arka planı aydınlatılamayacaktır. Katliam sonrası anket yaptırıp oylarının ne kadar arttığını sevinçle duyuranların, ‘kokteyl örgüt’ diyerek davayı sulandıranların, yol kontrollerini kaldırarak katillere adeta koridor açanların, saldırı olacağı istihbaratını tertip komitesinden gizleyenlerin, patlamanın ardından birçok kişinin yaşamının yitirmesine neden olan gaz sıkma emrini verenlerin, güvenlik tedbiri almayanların, katliamdan yıllar sonra, konuşursa birilerinin halka bakacak yüzü kalmayacağını söyleyenlerin katliamdaki rolü ortaya çıkarılmadıkça ve bunlar ceza almadıkça öfkemizi diri tutmaya devam edeceğiz. İlimiz özelinde emek, meslek ve demokrasi mücadelesi veren kurumlarla birlikte 10 Ekim Ankara Mitingine çağrı amaçlı 6 Ekim 2015 tarihinde Adana ilinde bir basın açıklaması ve yürüyüş yapılmak istendi. Ancak, emniyet kuvvetlerince Anayasal yürüyüş hakkımız engellendi. Öyle ki İnönü Parkı’nda iken polis müdahalesi gerçekleşti. Yaşanan polis şiddetinde hastaneye kaldırılan arkadaşlarımız oldu. Emniyet Müdürlüğünce, yapılan suç duyurusu neticesinde eyleme katılan 14 (on dört) arkadaşımız hakkında ceza soruşturması açıldı, sonrasında 13 arkadaşımız hakkında ceza kovuşturması evresine geçildi. 24 Kasım 2020 tarihli karar duruşmasında verilen karar ile 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanununa muhalefet etmek ve polise mukavemetten dolayı 11 (on bir) arkadaşımıza üç buçuk yıldan dört buçuk yıla kadar değişen sürelerle hapis cezaları verildi. Polis şiddetine maruz kalmamız ve Anayasal yürüyüş hakkımızın ihlal edilmiş olması gerçeği her nedense görmezden gelindi. Adana Eğitim Sen Eski Şube Kadın Sekreteri Şükran Yeşil, Haber Sen Şube Yöneticisi Ahmet Aydoğdu, Yapı Yol Sen Genel Merkez Yöneticisi Alaattin Süzer, BTS Adana Şube Yöneticileri Ahmet Avşar ve İsmail İnanç Su, SES Adana Şube Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Çalı, DİSK Genel İş Şube Mali Sekreteri Abdurrahman Çeliker, TMMOB Adana İKK Basın Yayın Sorumlusu Necmettin Sercan Şahin, EMEP Adana İl Örgütü üyesi Aydın Yiğit, Halkevi üyesi Sinan Hüdür, DİP Üyesi Nihat Bayav, Habip Alpkaya ve Selçuk Karasu nezdinde, emek, barış ve demokrasi talebimiz soruşturma ve dava konusu olmuştur. Yargılama sonucunda dört arkadaşımıza üç yıl altışar ay, yedi arkadaşımıza dört yıl altışar ay ceza yağdırılmıştır. Arkadaşlarımıza verilen cezalar hepimize, mücadelemize verilmiş bir cezadır. 10 Ekim Ankara davasında, katliamının gerçek sorumluları, katliamda ihmali bulunan kamu görevlileri yargılama kapsamına alınmazken, ilimiz özelinde verilen cezalarla emek, barış ve demokrasi talebimiz, mahkum edilmek istenmiştir. Verilen bu cezalar “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” diyen haklı ve meşru irademizi geriletemeyecektir. Yaşasın fiili ve meşru mücadelemiz. Emek ve demokrasi güçleri olarak, yağdırılan cezaları asla kabul etmediğimizi, cezaları adil, hakkaniyetli ve hukuki bulmadığımızı ifade etmek istiyoruz. Cezalara karşı tüm kanun yollarına başvurmak dahil hak arama mücadelemizi yükselteceğimizin bilinmesini isteriz. Cezalara, sürgünlere, ihraçlara, baskılara boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Bu topraklara barışı, kardeşliği ve demokrasiyi getirene, alınterimizin karşılığını alana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Yılmadık, yılmayacağız.”
Güney’in ardından Adana Baro Başkanı Veli Küçük de söz alarak yaşanılan hukuksuzluğa dikkat çekti.