Düzce Temsilciliğimiz ve Tüm Rad-Der’den Güvencesiz Çalışmaya Karşı Eylem

Facebook
Twitter
WhatsApp

Düzce Temsilciliğimiz ve Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (Tüm Rad-Der) Atatürk Devlet Hastanesi önünde güvencesiz çalıştırılmaya karşı eylem yaptı.

Eylemde açıklama yapan Düzce Temsilcilik Eş Başkanımız Cemal Yılmaz şöyle konuştu: “Burada bulunmamızın amacı 30 Mart 2014 tarihinden sonra atanmış 4/B’lilerin iki arada bir derede bırakılarak kimisi genel bütçeden, kimisi döner sermayeden maaş ödenmesi, son yıllarda 3+1 çakılı sözleşmeli, kadrosuz güvencesiz çalıştırılmaya mahkum edilmesi ve kamuda taşeron olarak çalıştırılan sağlık emekçilerinin güvencesiz çalıştırılmasına dair temel sorunlarını siz değerli basın emekçileri ve kamuoyuna duyurmaktır. Hatta aile sağlığı merkezlerinde kısmi zamanlı çok cüzi ücretlerle çalışan ebe ve hemşirelerimizin sesi olmak istiyoruz. Uzun yıllardır 4/B’li çalışanlar kadroya alınmamaktadır. Yine 2016 sonrası OHAL sürecinin hayatımıza kattığı yeni bir istihdam modeli olan kamuda 3+1 olarak çakılı sözleşmeli atamaları temel istihdam biçimi haline getirilmiştir.  Hatta son zamanlarda sağlık alanına İş-Kur üzerinden işçi alımları yapılmaktadır. Sağlık emekçilerinin sözleşmeli olarak çalıştırılmaları en başta ciddi bir gelecek kaygısına neden olmaktadır. Sürekli aileye ve aile bütünlüğüne vurgu yapanlar, sözleşmeli sağlık emekçilerinin bu haklarını yok sayarak aslında kendisiyle çelişip, çok ciddi mağduriyetleri görmezden gelmektedir. Yüzlerce 4B’li sözleşmeli personel aileleriyle aynı şehirde bile yaşayamamaktadır, çocuklarını, eşlerini kilometrelerce uzakta bırakarak ekmeğinin peşinde koşan sağlık çalışanlarının aileleri parçalanmaktadır.

-Sözleşmeli çalışan eğitim durumu mazeretiyle tayin olamamaktadır.

-Sözleşmeli çalışma; görevde yükselmede, tayin ve terfilerde kariyer ve liyakat ilklerini, adaleti ortadan kaldırmaktadır.

-4/B’li sözleşmeli çalışan istifa ettiği takdirde bir yıl geçmeden 3+1’li olarak bile atanamamaktadır.

-Sözleşmeli-4/B li İstifa edersen seni 1 yıl atanamamaktadır. Atandıktan sonra ise 3+1 modeli ile atandığında, tekrardan en az üç sene daha sözleşmeli çalıştırılmaya mahkum edilmektedir. -Birçok özlük hakkından mahrum bırakılan sözleşmeli sağlık emekçilerinin nöbet ücretinden  %14 SGK kesintisi yapılmaktadır.

Dolayısıyla kadrolu memurdan önce vergi dilimine girip kadrolu memurdan daha çok vergi ödemektedir. Her yerde ve her zaman sağlık emekçileri olarak şunu yüksek SES’le dillendirdik ve dillendirmeye de devam edeceğiz; sağlık bir ekip işidir ve ayrıştırılamaz. Sözleşmeli istihdam modelleri (4B, 3+1, 4D, taşeron) sağlık emekçilerini ve sağlık hizmetlerini parçalamaktadır. Geçici istihdam modellerinin arkasında yatan asıl amaç sağlık hizmetlerini daha kolay özelleştirmek, çalışanları birbirine rakip hale getirmek, örgütsel bütünlükleri parçalamak, ekip anlayışına dayalı dayanışmaları yok etmeye çalışmaktır. Ama biz sağlıkta emek üretenler olarak, bir ekip olduğumuzu ve ayrıştırılmaya da, sömürünün derinleştirilmesine karşı daha güçlü örgütleneceğiz. İnsan ihaleyle çalıştırılmaz, sağlıkta taşeron olmaz. Pandemi sürecinde 4D’li sağlık işçisi çalışanlar ve taşeron çalışanlar yaptığımız işin büyük kısmını sırtlamalarına rağmen performans ödemesinden bir kuruş bile faydalanamadılar. Tomografi ve MR gibi görüntüleme merkezlerinde taşeron işçisi olarak çalışan radyoloji teknisyenleri ön saflarda mücadele verdiler, korona virüse maruz kalıp enfekte oldular. Gelinen noktada 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun sözleşmeli istihdamı “zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işler” ile sınırlayan düzenlemesi adım adım genişletilmiştir. Sağlık hizmetinin bölünüp parçalanması ve taşeron şirketler aracılığıyla gördürülmesi, sağlık hizmetinin doğasına aykırıdır. Sağlık hizmetlerinde süreklilik, bütünlük ve istikrar esastır; güvenceli çalışma tüm sağlık emekçilerinin hakkıdır. Sağlık alanında başta olmak üzere, taşeron, sözleşmeli, vekil ayrımı yapılmadan güvencesiz biçimde istihdam edilen tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri kadrolu statüde güvenceli çalıştırılmalıdır. Kamu hastanelerinde taşeron şirketlere devredilen görüntüleme hizmetleri ve buralarda şirketlerde çalışan radyoloji teknisyeni arkadaşlarımız başta olmak üzere, tüm sağlık çalışanlar kamuda güvenceli biçimde istihdam edilmelidir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 23. Maddesinde ‘’Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır’’ der. Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. … denilmektedir. Anayasamızın 2.,5.,10.,11.ve 128. Maddelerine de aykırı olan güvencesiz istihdam şekilleri derhal terk edilmeli, herkes Anayasal hakkı olan güvenceli iş hakkına sahip olmalıdır. Daha önceleri defalarca dile getirdiğimiz gibi biz sağlık emekçilerinin talepleri özetle aşağıdaki gibidir;

-Yoksulluk sınırı üzerinde temel ücret istiyoruz

-Eğitim durumu gözetilerek ek gösterge hakkımız artık hayata geçirilmelidir. Hizmetli personel dahil herkes eğitim ve görev durumuna göre ek göstergeleri artırılmalıdır.

-Pandemi sürecinde yaşanan performans ödemleri sırasındaki adaletsizlikler giderilmelidir. Herkese görev ve eğitim durumuna göre ek ücret seyyanen verilmelidir. Bu ücret temel maaşa yansıtılmalıdır.

– Biz Sağlık Emekçilerine verilen sözün tam manasıyla yerine getirilmesini, Çok riskli iş kolu olduğumuz göz önüne alınmalı ve yıpranma hakkımız 5 yıla 1 yıl şeklinde acilen düzenlenmelidir

-Sağlık alanındaki personel yetersizliği derhal giderilmeli, yeni atamalar kadrolu, güvenceli yapılmalı, 4B – 4C – 4D sözleşmeli, taşeron, kısmi zamanlı ücretli, vekil vb. istihdam modelleri ile çalıştırılan bütün sağlık ve sosyal hizmet emekçileri hemen şimdi 4A kadrosuna geçirilmelidir.

-İhraç Edilen tüm Sağlık Emekçilerinin dosyaları ivedilikle incelenip göreve dönmeleri sağlanmalıdır

-Kamuda, sağlık alanında liyakatli, ehliyetli idarecilerin görev başına getirilmeli, sözleşmeli yöneticilere verilen binlerce liralık israfa son verilmelidir.

Son olarak hala devam eden pandemi sürecinin cefakar sağlık emekçilerini, ekonomik ve sosyal hakları için mücadele eden İzmir Dokuz Eylül Üniversitesindeki tüm sağlık emekçilerini, pandemi süresince elde ettikleri nöbet ücreti mücadelesini kazanan İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi çalışanlarını buradan selamlıyor, alkışlıyoruz.

Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini de ortak mücadeleye çağırıyor, hep Birlikte SES ile sesimizi duyurmaya davet ediyoruz, katılım gösteren tüm kurum temsilcilerine, çok kıymetli sağlık emekçilerine ve İstanbul’dan ilimize gelen ve desteğini esirgemeyen Tüm Rad-Der’e teşekkür ediyoruz.”

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]