Pandemi süreci ve mücadele birçok gerçeği görünür kıldı, iktidarın yaldızlarını bir bir döktüğü gibi yandaşı sendikalarınkini de döküyor.

Zorlu dönemler birçok açıdan gerçekleri görünür kılmaktadır. Emek mücadelesinde olması gereken ile yanılgılı olanı da su yüzüne çıkarmaktadır. İçinden geçtiğimiz pandemi süreci bu durumun açık bir göstergesi olmuştur.

Emek mücadelesinin geçmiş birikimini arkasına alarak mücadele hattını geliştirmeye çalışan sendikamız, emekçilerin bugünleri ve gelecekleri için vazgeçilmez olan talepleri için hep mücadele etti. Öncelikle geçmişte birçok bedelle kazanılmış ve bu gün saldırılmak istenen haklarımızı korumak konusunda yürüttüğümüz mücadelenin diğer önemli parçası da elbette yeni haklar kazanmaktır. Bu hakların başında; iş güvencesi, temel ücretin insanca yaşayacak seviyeye yükseltilmesi, güvenliğimiz ve sağlığımızı tehdit eden çalışma koşullarının iyileştirilmesi, emeklilik ve hastalık durumunda insanca yaşanacak emeklilik ödeneği gelmektedir.

İşverenler ve iktidarlar fırsat buldukça bu hakları tırpanlamak ve yandaş sendikalar aracılığıyla haklarımızı muğlaklaştırmak ve mücadeleyi geriletmek için yoğun çabalar harcadılar. Kimi noktalarda başarılı oldukları bile söylenebilir. Ancak kısa vadeli bakıldığında kazanım gibi görünen düzenlemelerle uzun vadede hak kaybı yaratan durumlara yönelik rıza yaratılması artık sona erdi, emekçiler gerçek çıkarlarının ne olduğu konusunda bugün her zamankinden daha nettir.

Sağlık-Sen Başkanı “ek ödemelerin emeklilik maaşına yansıması yanlıştır, çünkü yapılan kesintilerle bu günkü gelirler düşmektedir” diyor ve sendikamız tarafından yürütülen “ek ödemeler emekliliğe yansıtılsın, temel ücretler yoksulluk sınırının üstüne yükseltilsin”  talebimize karşı çıkıyor. Bu sözler tam da iktidarla kurduğu yandaşlık ilişkisi sayesinde bir anda parlayan ve sağlık emekçilerinin baskı ve korkuyla üye olmak zorunda bırakıldıkları, emek mücadelesinden, haktan, hukuktan bihaber bir sendikaya yakışacak sözler doğrusu.

Bu kafa karışıklığı yaratmaya yönelik çarpıtmaya karşı emekçilerin gerçek sendikası olarak, sağlık emekçileriyle birlikte yürüttüğümüz büyük bir mücadelenin gerekçesi olan taleplerimizi bir kez daha anlatmaya çalışalım.

  • Sendika emekçilerin ekonomik, özlük, sosyal ve siyasal haklarını savunmak için vardır.
  • Biz emekçiler olarak verdiğimiz emeğimizin karşılığını istiyoruz, kimseden lütuf beklemiyoruz.
  • Toplu sözleşme emekçilerin haklarının korunduğu ve geliştirildiği bir mekanizma olarak bağıtlandığı müddetçe bir anlam ifade eder.
  • Yetkili sendikanın görevi toplu sözleşmede emekçilerin haklarını korumak ve yeni hakların geliştirilmesi için çalışmaktır. Yetkili kalabilmek için emekçilerin haklarını iktidarla pazarlık konusu yapmak, hak gaspına aracı olmak değildir.
  • Emekçiler hem çalışırken hem de yaşlılık ve hastalık durumunda insanca yaşamaya yetecek bir geliri güvenceye almaya çalışmaktadır. Bundan dolayı çalışırken harcadığı emek kadar bir miktarın işveren ve devlet tarafından sosyal güvenlik hesabından aktarılması bir zorunluluktur.
  • Biz SES olarak şu anda %3’ü işverenden, %2’si çalışanın gelirinden oluşan keseneğin hepsinin işveren tarafından karşılanmasını savunuyoruz.
  • Adil olmayan, emekçilerden çok miktarda alınan vergi dilimlerinin tekrar düzenlenmesini, vergilerin kaldırılmasını ya da dilimlerin artırılmasını savunuyoruz.
  • Ek ödemelerin emekliliğe yansımasını savunurken ek ödemelerden vergi alınmamasını da savunuyoruz. Buna karşılık emekli keseneğinin işveren/devlet tarafından karşılamasını savunuyoruz.

Bu bakış açısına ve bu emek mücadelesi birikimine sahip olmayan bir sendika işveren aklıyla düşündüğü için her şeyi yine emekçinin geliri üzerinde çözmeye çalışmaktadır. Toplu sözleşme masasında emekçiler için %4’e imza atıp sendika yöneticilerinin maaşlarına dudak uçuklatan zamlar yapan yine bu zavallı anlayıştır. Yine aynı anlayış pandemi sürecinde iktidar zor durumda kalmasın diye sağlık emekçilerin, üyelerinin sağlığını ve haklarını görmezden gelmektedir.

Yetkili sendika emekçilerin haklarını en iyi savunduğu için değil iktidarla en iyi geçindiği için yetkili olduğundan her yeni toplu sözleşmede emekçiler yeni hak kayıplarına uğramaktadır. Öyle ki emekli maaşları düşük olduğu için emekli süresi gelen sağlık emekçileri çalışmak zorunda kalmaktadır. Bu sorunları çözmek için gereğini yapmak yerine yandaş sendika ne mi yapmaktadır;

  • Zorunlu Bireysel Emeklilik Sigortasına destek vermektedir. Oysa asıl bu sigortada yapılan kesintiler emekçilerin ücret kaybına neden olmaktadır.
  • Güvenceli emeklilik hakkı, emeklilikte de insanca yaşayacak ücret mücadelesi vermek yerine promosyon sendikacılığı yaparak sigorta şirketleri ile indirim anlaşmaları yapmakta, emekçileri bu şirketlere yönlendirmektedir. Oysa asıl bu sigortalar için yapılan kesintiler emekçilerin ücret kaybına neden olmaktadır.
  • İyi günde -gerekirse zor kullanarak, yöneticiler aracılığıyla önlerine form konularak- yaptıkları sendika üyelerini kötü günde kapı dışarı yapmaktadır. OHAL sürecinde ihraç listeleri yayınlandığı anda, daha listede yer alan üyelerin ihraç edildiklerinden haberi yokken sendikadan atmakta, sendika kapılarını ihraç üyelerine kapatmaktadır. Yapılan hukuksuzluğa karşı hukuk desteği vermek ve dayanışma göstermek yerine ihraç listelerinde yer alan üyelerine karşı karalama yapmakta, iade edilen eski üyelerine ise “bir daha ihraç olmak istemiyorsan bize üye ol” deme yüzsüzlüğünü göstermektedir.

Siz varın bu tutumunuza devam edin, sağlık emekçileri kendi hakları için mücadele ediyorlar.

  • İş güvencesi için mücadele ediyorlar, çünkü salgın sırasında da iş güvencesi yoksa işsiz kalabileceklerini gördüler.
  • Temel ücret için mücadele ediyorlar, çünkü hastalık ve izin durumunda tüm ek ödemeler kesildiği için gelirlerinin düştüğünü gördüler.
  • İşçi sağlığı ve güvenliği için mücadele ediyorlar, çünkü kötü çalışma koşullarının sağlıklarını ve güvenliklerini tehdit ettiğini gördüler.
  • “Üreten biziz, yöneten de biz olacağız” diyerek yönetime katılım için mücadele ediyorlar, çünkü iktidar ve onun liyakatsız yöneticilerinin kendi çıkarları ve iktidarın geleceği için sağlık çalışanlarının ve toplumun sağlığını korumadığını gördüler.
  • Gerçek bir sendika için mücadele ediyorlar, çünkü yandaş sendikaların sağlık emekçilerinin değil işverenin/iktidarın sesi olduğunu gördüler.

Halihazırda bilinen ancak bugün emekçiler tarafından da daha net görülen bu gerçeklikle, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri ile birlikte hak mücadelesine devam edeceğiz.

Merkez Yönetim Kurulu

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]