Salgın sürecinde ne yazık ki arkadaşlarımızı kaybediyoruz. SES olarak sağlık emekçilerini kaybetmenin üzüntüsünü derinden yaşarken, sağlık emekçilerini adeta gözden çıkartan, öldüren mevcut sağlık sistemini ve alınmayan önlemleri anlatmaya devam edeceğiz.
Cumartesi günü, Çankırı Eldivan’sa 112 acil sağlık hizmetlerinde paramedik olarak çalışan 37 yaşındaki Kerim Koca’yı kaybettik. Haberler “Covid-19 nedeniyle kaybettiğimizi” söylese de, basına yansıyan haberlerdeki satır araları ve sendikamızın ulaştığı bilgiler, genç yaşta Kerim Koca’yı aramızda alanın Covid değil, sağlık emekçilerini korumayan salgın yönetimi olduğunu açıkça gösteriyor. Neden mi? Anlatalım:
Kerim Koca, uzun süredir kronik kalp kapak rahatsızlığı nedeniyle tedavi görüyordu. Hani Cumhurbaşkanlığı tarafından 13 Mart’ta çıkartılan genelgeye göre kamu kurumlarında çalışan kronik rahatsızlığı olanlar idari izinli sayılmışlardı; ama kronik hastalığı olan sağlık emekçilerine bu izinler verilmemişti ya… İşte Kerim Koca, o “izin verilmeyen” risk grubu sağlık emekçileri arasındaydı. Aktif olarak çalışıyordu.
Kerim Koca, uzun süredir kronik kalp kapak rahatsızlığı nedeniyle tedavi görüyordu. Hani, 21 Mart tarihinde 65 yaş üstü olanlar ve kronik kalp-damar hastaları dahil olmak üzere kronik hastalar için sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti ya… Ama bu kapsamdaki sağlık emekçilerine “çalışmaya devam edecek” denilmişti ya… İşte Kerim Koca, o “çalışmaya devam edecek” denilen sağlık emekçileri arasındaydı. Aktif olarak çalışıyordu.
Kerim Koca’dan bir gün önce, 23 Nisan cuma günü İstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan sağlık emekçisi İbrahim Arslan’ı kaybetmiştik. İbrahim Aslan da engelli idi, raporları vardı. Engelli olanların idari izinli sayılmaları gerektiğine ilişkin hem Cumhurbaşkanlığı, hem Sağlık Bakanlığı, hem YÖK genelgelerine rağmen “çalışmaya başladıktan sonra engelli olduğu” gerekçesi ile risk altında çalışmaya zorlanan yüzlerce sağlık emekçisinden biriydi İbrahim Aslan da. Aktif olarak çalışmaya devam ediyordu.
26 Nisan’da İstanbul İstinye Devlet Hastanesi’nde teknik servis görevlisi olarak çalışan 55 yaşındaki Seyfettin Karakaya’yı kaybettik. Kronik KOAH hastalığı vardı; Cumhurbaşkanlığı genelgelerine ve kararlara göre “çalışması, sokağa çıkmaması gerekenler” arasında iken, “çalışmaya devam etmesi” zorlanan sağlık emekçilerinden biri idi o da. Aktif olarak çalışıyordu.
Sağlık Bakanlığını ilk günden beri defalarca bu geri dönülmeyecek hatadan vazgeçmeleri için, sağlık emekçilerinin idari izinli sayılması için uyardık. Sesimizi duyurmaya çalıştık, kampanyalar yaptık. Herkes duydu, yönetenler duymak istemedi. Çünkü arkadaşlarımıza izin verebilmeleri için sağlık emekçisi almaları gerekiyordu. Canımızı, sağlığımızı bütçelerinden, kar üzerine kurdukları sistemden daha değerli görmediler.
Şimdi belki diyecekler ki, “idari izin almak için başvuru yapmamışlar” Kendilerini böyle savunmaya çalışacaklar. Haklarımız için başvuru yapılamamasının nedenlerini gayet iyi biliyoruz; baskılarınız, en doğal haklarımız karşısında bile dikilen yönetimleriniz binlerce emekçisi hak talep etmekten alıkoyuyor bugün. Üstelik emekçiyi koruyan bir sistemde önlemler, kişinin kendi iradesine bırakılamaz; başvuru olmaksızın amasız, fakatsız izinli olmalıydı Kerim Koca.
Şimdi kim diyebilir ki kaybettiklerimiz için Covid-19’dan öldüler? Hayır, onları öldüren bu sağlık sisteminiz.
Merkez Yönetim Kurulu