Adana Şubemiz sosyal hizmet emekçisi üyelerimizle dayanışma yemeğinde buluştu.

Yemekte üyelerimize hitap eden ve TİS süreci, fiili hizmet süresi zammı, ücret zammı, güvenceli çalışma, sağlıkta şiddet ve promosyon ücretlerine değinen Adana Şube Eş Başkanımız Muzaffer Yüksel, şöyle konuştu: “Sosyal hizmetler kamusal hizmet olması gerekirken özel kurumlara devrediliyor, sosyal hizmet hak olarak değil yardım, lütuf olarak görülüyor. İktidara bağlı bir toplum yaratılmak isteniyor. Asli görevlerin bir kısmı protokollerle vakıflara, diyanet işlerine devredildi. Bunlardan vazgeçilmeli, bu görevler kamu ilgili meslek guruplarına yaptırılmalı, sosyal hizmet ihtiyacı olanlara ücretsiz, eşit, nitelikli, ulaşılabilir kamusal hizmet olarak verilmelidir. Sosyal hizmetlerde meslek farklılıkları ve meslek sorumluluk sınırları düzenlenmeli, kişilere görevi ve yetkisi olmayan işler yaptırmaya yarayan sosyal çalışması tanımı kaldırılmalıdır. Mesleki çalışmalara ve meslek elemanları tarafından hazırlanan raporlara yöneticiler bilimsel ve mesleki olmayan biçimde müdahale etmemelidir. Çocuk eğiticilerinin kadrosu sağlık hizmetleri sınıfına alınmalıdır. Fiilen genel idari hizmet sınıfı işleri yapan yardımcı personeller sınavsız genel idari hizmete geçirilmelidir. 2012 yılında Çocuk Koruma Kanunu’nda yapılan bir değişiklikle sosyal çalışma görevlisi adı altında bir tanım çıkarılmış ve bu tanımla psikolojik danışmanlık ve rehberlik, psikoloji, sosyoloji, çocuk gelişimi, öğretmenlik, aile ve tüketici bilimleri ve sosyal hizmet alanlarında eğitim veren kurumlardan mezun meslek mensuplarının tamamı aynı torba içine konularak meslekler hiçleştirilmiş ve sınırları ortadan kaldırılmakla birlikte çocuğa yönelik hizmet sunumunu ilgilendiren bu değişiklik, sosyal hizmetin yaşlı, engelli, kadın, mülteci gibi diğer hizmet alanlarına da sirayet etmiştir. Bu durum yakın gelecekte hem sayılan bu mesleklerin hem de hizmet alan kitlenin sorununun çözümünde ve ihtiyaçlarının karşılanmasında olumsuz sonuçlara yol açacaktır. Bundan tüm toplum zarar görecektir. Bizler çocuk, yaşlı, kadın, engelli, mülteci gibi toplumun hassas kesimlerine yönelik hizmet sunumunda tüm mesleklerin kendi sınırları içinde ekip çalışması dahilinde hizmet vermesinden yanayız. Korunmaya muhtaç çocuklar kuruluşların kapasite üstü hizmet vermesi gerekçesiyle kurum bakımına yerleştirilemeyip korunma altına alınmalarını gerektiren koşullarda yaşamaya devam etmektedirler. Yaşanılan ve yoğun biçimde kendini hissettiren ekonomik krizle birlikte çocuk sorununun büyüyeceği öngörüldüğünde koruyucu aile, ekonomik yardımla aile yanına döndürme veya evlat edinme hizmetinin çözüm olarak görülmeyip toplumumuzun yarınını meydana getirecek bu çocukların en iyi şekilde korunmasını sağlayacak destekleyici, koruyucu ve önleyici hizmetler için acilen harekete geçilmelidir. Çocuklar hakkında alınan tedbir kararlarının gerektiği gibi ve zamanında uygulanmasının sağlanması için Sağlık, Milli Eğitim ve Sosyal Hizmetler Bakanlıklarınca her türlü önlem alınmalıdır. Bu çalışmalara yerel yönetimlerin ve sivil toplum örgütlerinin katılımı sağlanmalıdır. Çocuk istismarına cezai indirim, İkinci yargı paketinde daha önce gündeme gelen ancak kamuoyundan yükselen tepkilerin ardından geri adım atılan, “çocuğun istismarcıyla evlenmesi durumunda cezanın ertelenmesi” hükmünün de yer alacağı yargı paketine gireceği öne sürülen yeni düzenleme ile çocuğu istismara maruz bırakan kişi ile çocuk arasındaki yaş farkının 10’un üzerinde olmaması durumunda ve evlilik halinde hükmün ertelenebileceği ifade ediliyor. Bizler, burada yapılmak istenene karşıyız. Çünkü çocuk istismarını meşrulaştırır, çocuk yaşta erken evliliklerin önünü açar, istismarcının aklanması sonucunu doğurur. Gündemden hiç düşmeyen ve önlenemeyen erkek şiddeti sonucunda meydana gelen kadın ölümlerinin önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın tam anlamıyla işletilmesinin sağlanması gerekmektedir. Başka bir sorun engelliler; eğitimde, istihdamda, siyasette, bütün toplumsal yaşam alanlarında engellilerle engelli olmayanlar arasındaki büyük eşitsizlik devam ediyor. Engelli bireylerin bağımsız ve kendi kendine yeterli bir yaşam sürdürmesinin koşullarının oluşturulması sağlanmalıdır. Korunmaya muhtaç yaşlı olup da yatak olmadığından huzurevlerine yerleştirilemeyen yaşlılar uygun olmayan koşullarda yaşamaya devam etmektedir. Sağlık ve sosyal hizmetler bir bütündür. Temmuz 2018 tarihinde KHK ile Aile ve Sosyal Bakanlığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile birleştirilerek Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı oldu. KHK ile burada çalışanları büro emekçisi yapmak istiyorlar. Yasalar yönetmelikle değiştirilemez. İş kolunun belirlenmesinde hizmetin içeriği önemlidir. Dünya Sağlık Örgütü sağlığı fiziksel-ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hali diye tarif eder. Çocuklara, yaşlılara, engellilere sosyal hizmetler psikologuyla, hemşiresi, doktoru, sosyal hizmet uzmanı, çocuk gelişimcisi, diyetisyeni ile yatılı 7 gün 24 saat hizmet vermekte. Sağlık Bakanlığı da benzer hizmetleri vermekte. SES sosyal hizmetler ve sağlık bir bütündür ayrılamaz demekte, bunun için hukuki mücadele vermektedir. OHAL’le beraber 657 sayılı devlet memurları yasasında iktidar değişiklik yaparak işe girmelerde, atamalarda güvenlik soruşturması ve araştırması şartı koymuştu. TTB ve SES’in açtığı davalar sonucunda Anayasa Mahkemesi işe girmede ve atamada güvenlik soruşturması ve araştırma şartını kaldırdı. Bu durumda olanlar derhal görevlerine başlatılmalı ve geçmiş ücretleri tazminatları ödenerek mağduriyetleri giderilmelidir. Hükümet bunu tekrar yasalaştırmak için TBMM’ye gönderdi, bizlerin tepkileri sonucunda şimdilik geri çekti. OHAL Komisyonu derhal dağıtılmalı, hukuksuzca işinden olanlar işlerine dönmelidir. Sosyal hizmetlerde güvencesiz çalışanlar kadrolulardan fazla, bir sosyal hizmet personeli üç sosyal hizmet çalışanın işini yapmaktadır. Kadro eksikliği acilen giderilmelidir, işe alımlarda mülakat sınavlarından vazgeçilmeli, arşiv soruşturması yapılmamalı, işe girerken mesleki yeterlik, deneyim ve liyakat aranmalı, kriter yandaş sendika üyesi veya idareye yakınlık olmamalı. Kurum dışından eleman alınmamalı, çünkü burada insana hizmet verilmekte, kadınlara çocuklara yaşlılara engellilere hizmet verilmektedir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınmalı, her çalışanın dinlenme ve giyinme odası olmalıdır.  Şiddet sorunu acilen çözülmelidir. Sosyal hizmetler risk ve tehdidin yüksek olduğu bir çalışma alanıdır. Sosyal incelemeler, evde hizmet verilmesi vs. yerlerde fiziki ve hukuki güvenlik sağlanmalıdır. Bizim gücümüz sizlerin dayanışmasıdır.”

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]