Antalya Şubemiz ve Antalya Tabip Odasının da aralarında bulunduğu sağlık örgütleri, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşanan sağlıkçılara yönelik şiddeti, hastane önünde yaptığı açıklamayla protesto etti.
Hastane önünde ilk açıklamayı yapan Antalya Tabip Odası Başkanı Nursel Şahin, “Sağlıkta şiddet hız kesmiyor. Bugün burada sağlık alanında yaşadığımız şiddeti, bu şiddetin nedenlerini protesto etmek için toplandık. Sağlıkta yaşanan şiddeti basit, münferit saldırılar veya kendini bilmez birkaç hastalıklı ruh yapılı insanın davranışları olarak açıklayamayız. Şiddetin yaygınlaşmasının sebebi bellidir. Sağlıkta şiddeti yıllardır AKP iktidarı tarafından uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programı artırmaktadır. Sağlık kuruluşlarında her gün ortalama 30 şiddet vakası yaşanmaktadır. Can güvenliği sorunu sağlık emekçilerinin en büyük sorunu haline gelmiştir. AKP iktidarı ise bu sorunu çözmeye yönelik hiçbir ciddi çalışma yapmamaktadır. Bir kez daha altını çizmekte yarar var, yaşananlar da salt bir güvenlik sorunu değildir” dedi.
Açıklama yapan Antalya Tabip Odası Genel Sekreteri Naci İşoğlu ise “Artık Yeter! Hayatın her alanında olması gerektiği gibi sağlıkta da şiddet sona ersin. Daha önce yaşanan şiddet olaylarında olduğu gibi bu olayda da sürecin her türlü takipçisiyiz. Sonuna kadar meslektaşlarımızın yanında omuz omuza olduğumuzun bilinmesi gerektiğini kamuoyuna duyuruyoruz” şeklinde konuştu
Eylemde, sık sık “Sağlıkta Şiddet Sona Ersin”, “Sağlıkta Dönüşüm Ölüm Demektir” ve “Susma Haykır Şiddete Hayır” sloganları atıldı.
Öte yandan Antalya Şubemiz, Antalya Tabip Odası ve ANTEHED (Aile Hekimleri Derneği), Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sağlıkçılara yönelik şiddet nedeniyle basın toplantısı düzenledi.
Antalya Tabip Odası Toplantı Salonu’nda yapılan basın toplantısında ortak açıklamayı yapan Antalya Tabip Odası Başkanı Nursel Şahin, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin tüm hızıyla sürdüğünü belirterek, “Gün geçmiyor ki yeni bir şiddet haberi gelmesin. Yine 21.12.2018 tarihinde Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde meslektaşlarımız ve sağlık çalışanları şiddete uğradı. Çalıştığımız sağlık kurumlarında ölümlere kadar varabilen saldırılara hedef olmamızın kabul edilebilir, anlaşılabilir, haklı gösterilebilir hiçbir gerekçesi olamaz” diye konuştu.
Şahin, sözlerine şöyle devam etti: “21.12.2018 tarihinde Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sabaha karşı 05.30 sıralarında hasta yakınları yoğun bakım kapılarını zorlayarak içeriye girmişlerdir. Bu sırada görevli asistan hekim arkadaşımız ve görevli diğer sağlık çalışanları nöbet esnasında tıbbi bulguları kötüleşen hastalarına gerekli olan tüm müdahaleleri yapıyorlardı. O esnada yapılması zorunlu tıbbi müdahaleyi yapan hekim ve sağlık çalışanları fiziksel ve sözel şiddet uygulaması ile karşı karşıya kalmışlardır. Tüm fiziksel ve sözel saldırıya rağmen saldıran kişilere karşı bir şiddet uygulanmamıştır. Şiddet uygulanan hemşirelerden bir tanesi saçından tutulup başı yere vurulmuş ve şiddetin etkisiyle bayılmış, acil müdahale gerekmiştir. Bu şiddet güvenlik görevlileri gelinceye kadar artarak devam etmiştir. Çalıştığımız sağlık kurumlarında ölümlere kadar varabilen saldırılara hedef olmamızın kabul edilebilir, anlaşılabilir, haklı gösterilebilir hiçbir gerekçesi olamaz. Kendine sadece ve sadece görevini yaptığı için her an saldırabilecek hasta ve hasta yakını tarafından şiddet uygulanabileceği psikolojisiyle sağlıklı bir hizmet sunumu beklenemez. Hastalarla sağlık çalışanlarının talep ve beklentileri birbirinin karşısında değildir. Her iki tarafta iyi bir sağlık hizmeti sunumunda kenetlenmelidir. Halkımız politik şovlarla hedef gösterilen sağlık çalışanlarının yanında yer almalıdır. Çok uzak değil, ekim ayında bir hekim arkadaşımızın vahşice katledilmesiyle sağlık çalışanlarına şiddet en üst boyutunda devam etmiştir. Tüm ülke genelinde sağlık çalışanları haklı taleplerini ifade etmek ve bu konuda çözüm üretmek için alanlarda, çözüm yeri olan Meclise adeta haykırmışlardır. Ancak büyük şovlarla sağlıkta şiddetin önüne geçileceğini iddia ettikleri torba yasa fiyaskoyla sonuçlanmıştır. Sağlık çalışanları ve toplum adeta kandırılmış ve başka emellere alet edilmiştir. Çıkartılan yasa her birimizin yaşam hakkını tehdit eden şiddeti bırakın ortadan kaldırmayı azaltmak için bile hiçbir yeni düzenleme getirmemiştir. Yine sağlıkta şiddet iktidarın torba yasa içerisinde hedeflenen felaket yasaları içerisinde heba edilmiştir. Sağlıkta Şiddet Yasasının caydırıcı şekliyle çıkarılması ve sağlık ortamında şiddeti körükleyen politikalara son verilmesi zorunludur. Hekimler ve sağlık çalışanları hedef gösterilerek hiç bir sorun çözülemeyeceği gibi derinleşerek geride sadece mesleğini yaptığı için hayatını kaybeden, yaralanan, sakat kalan, psikolojik travma kalıntıları olan insanlar kalacaktır. Artık yeter yüzlerce binlerce sabır taşı çatladı. Daha neyi bekliyorsunuz? Hayatın her alanında olması gerektiği gibi sağlıkta da şiddet sona ersin. Tüm hasta, hasta yakını ve yurttaşlarımızın bu gerçekleri görmesi gerektiğini belirtiyor ve desteklerini bekliyoruz. Daha önce yaşanan şiddet olaylarında olduğu gibi bu olayda da sürecin her türlü takipçisi olacağımızı ve meslektaşlarımızın yanında olduğumuzun bilinmesini kamuoyuna duyuruyoruz.”