İstanbul’da inşaatı süren “3.Havalimanı” şantiyesi işçileri toplama kampına dönüştürülen inşaat alanında asgari insani koşullar için iki gündür seslerini duyurmaya çalışıyor. Hükümet işçilerin taleplerini dinlemek ve çözmek yerine bir kez daha güvenlik güçleri eliyle saldırmayı, gözaltına almayı tercih etti ve işçilerin dış dünya ile bağını kesmeye çalıştı. Şu ana kadar yaklaşık 600 işçinin gözaltına alındığı haberleri ilan edilmemiş bir sıkıyönetim uygulamasının uygulandığını düşündürüyor.
Güvenlik güçlerinin öncelikle sendika yöneticileri ve sendikalı işçileri gözaltına alması örgütlü mücadelenin suç olarak görüldüğünü ve hedef alındığını bir kez daha kanıtlamıştır.
İş cinayeti sonucu onlarca işçinin cenazesinin memleketine gönderildiği, yüzlercesinin yaralandığı bir işyerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin alınmasını istemekten daha doğal ne olabilir!
Sağlıksız ve haşerelerin doluştuğu yatakhanelere çözüm bulunmasını istemenin neresi suçtur! Yağmur altında saatlerce servis beklemek istemeyen işçiler hangi yasaya muhalefet ettikleri gerekçesi ile gözaltına alındı! Maaş ödemeleri de dahil hiçbir şeyin hukuka ve usule uygun yürümediği, taşeron firmanın “astığım astık kestiğim kestik” dediği bir işyerinde işçilerin demokratik protesto haklarını kullanması ve haklarını istemesinden daha doğal ne olabilir!
İşçilerin barınma, beslenme ve ulaşım gibi en temel insani taleplerinin karşılanması yerine işyerlerine tomaların, yüzlerce güvenlik gücünün yığılması, yüzlerce işçinin gözaltına alınması AKP’nin sınıfsal karakterini ve gayri insani yüzünü en yalın haliyle gözler önüne sermiştir.
Çalışma Bakanı şimdi devreye girmeyecekse o koltukta niçin oturduğunun açıklamasını yapmak zorundadır.
Gözaltına alınan işçiler derhal serbest bırakılmalıdır. Şantiye etrafındaki abluka kaldırılmalıdır. İşyerinde örgütlü sendikalar ve işçilerle derhal masaya oturulmalı ve kamuoyuna açıklanan, tümü de karşılanabilir olan talepleri kabul edilmelidir.
İnsanlık dışı çalışma koşullarına karşı iş bırakan binlerce işçinin talepleri talebimiz, mücadeleleri mücadelemizdir.
YÜRÜTME KURULU