Bugün (22.06.2017) Açlık Grevinin 106.gününde olan Semih ve Nuriye’nin durumu hakkında bilgi almak için Cezaevi Müdürleri ile görüşme talebinde bulunduk. Müdürler görüşme talebimize cevap vermedi. Memurlar aracılığıyla “Adalet Bakanlığının izni olmadan görüşme yapamayacaklarını ve bilgi veremeyeceğini” ifade ettiler. Bu tutumdan sonra Sincan Cezaevi Kampüsü önünde saat 13.30 basın açıklaması yaptık. Basın açıklamasını yapan Eş Genel Başkanımız İbrahim Kara;
“…..Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın sağlık durumları son derece kritik bir aşamadadır. Kaybedilebilecek vakit yoktur. Yaşam hakkını korumak, kamuoyu vicdanında onulmaz yaraların açılmasına, izin vermemek, için Nuriye ve Semih’in talepleri kabul edilmelidir.
Tek talepleri işlerine iade edilmek olan Gülmen ve Özakça’nın bu istekleri hükümet yetkilileri nezdinde dikkate alınmalı ve 106. günle birlikte açlık grevlerinde girdikleri kritik seviye gözetilerek acilen serbest bırakılmalıdır.
Sağlık ve Sosyal Emekçiler Sendikası olarak her zaman ve koşulda insanca yaşam hakkını savunmaya, üyelerimiz başta olmak üzere haksızlığa uğrayan hiçbir emekçiyi yalnız bırakmamaya devam edeceğimizi ifade ettik.
.
BASINA VE KAMU OYUNA
KHK’larla bugüne kadar 100 binin üzerinde kamu emekçisi hiçbir gerekçe gösterilmeden, savunma hakkı tanınmadan kamu görevinden çıkarılmıştır. Kamu görevinden ihraç kararlarına karşı etkili bir iç hukuk yolu olmadığı çok kısa süre içerisinde açığa çıkmış, ihraç kararlarına karşı açılan davalarda İdare Mahkemeleri Türkiye genelinde incelemeksizin ret kararları vermiş, kararların çoğunluğu itirazlara rağmen esasa girilmeden Bölge İdare Mahkemeleri tarafından onaylanmıştır. Üstelik son olarak aylardır oluşturulması ve yönetmeliğinin belirlenmesi bile tamamlanmamış ve nasıl çalışacağı konusunda hiçbir bilgi paylaşımı yapılmamış olan ‘İhraçlar Komisyonu’ AİHM tarafından da öncelikli adres olarak gösterilmiş, böylece işe iadelerin yıllarca ertelenmesinin yolu açılmıştır.
OHAL süresince sayıları yüz bini aşan ihraçlar ve pek çok hak ihlallerine yol açan diğer uygulamalar ile pek çok yurttaşımız, en temel haklarından mahrum bırakılmıştır.Kamu emekçilerine yönelik işletilen ve Türkiye tarihinde benzeri görülmemiş bu hukuksuz ihraçlar, binlerce kamu emekçisi, aileleri ve kamuda sunulan hizmetler açısından geri dönülemeyecek, onarılamayacak zararlar doğurmaktadır.
Karşı karşıya olunan hukuksuzluklara itiraz eden, demokratik haklarını kullanmak ve taleplerini duyurmak isteyen kamu emekçileri ise kolluk güçlerinin şiddeti ile bastırılmaya çalışılmaktadır.
OHAL KHK’leri ile görevlerinden ihraç edilen binlerce insandan ikisi olan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça da onlarca kez gözaltına alınıp, şiddete maruz kaldıktan sonra Yüksel Caddesi’nde başladıkları oturma eyleminin 196., açlık grevlerinin 76. gününde tutuklanmıştır. Nuriye ve Semih’in başlattığı açlık grevi bugün itibariyle 106. gününe ulaşmıştır. Sağlık durumları son derece kritik bir aşamaya gelmiştir. Tutuklanmadan önce Nuriye ve Semih’in sağlık durumlarının takibini TTB ve SES üyelerinden oluşan bir sağlık heyeti yapıyordu; Nuriye ve Semih cezaevine girdikten sonra da sağlık durumlarının aynı sağlık heyeti tarafından takip edilmesi için başvuruda bulunmuşlar, ancak bu talepleri karşılanmamıştır. Yine sağlık heyetinde yer alan sağlıkçılar da Nuriye ve Semih’in sağlık durumlarını takip etmek için talepte bulunmuş, onların talebi de reddedilmişti. SES olarak da bir sağlık örgütü olarak üyelerimizden oluşturduğumuz bir heyet ile Nuriye ve Semih’in sağlık durumları hakkında bilgi alma ve sağlık kontrollerine dahil olma talebinde bulunduk, bu talebimize bile olumlu cevap verilmemiştir
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın sağlık durumları son derece kritik bir aşamadadır. Kaybedilebilecek vakit yoktur. Yaşam hakkını korumak, kamuoyu vicdanında onulmaz yaraların açılmasına, izin vermemek, için Nuriye ve Semih’in talepleri kabul edilmelidir.
Tek talepleri işlerine iade edilmek olan Gülmen ve Özakça’nın bu istekleri hükümet yetkilileri nezdinde dikkate alınmalı ve 106. günle birlikte açlık grevlerinde girdikleri kritik seviye gözetilerek acilen serbest bırakılmalıdır.
Sağlık ve Sosyal Emekçiler Sendikası olarak her zaman ve koşulda insanca yaşam hakkını savunmaya, üyelerimiz başta olmak üzere haksızlığa uğrayan hiçbir emekçiyi yalnız bırakmamaya devam edeceğiz.
OHAL derhal kaldırılmalı, KHK’larla işlerinden edilen emekçiler işlerine iade edilmeli, temel insan haklarından olan basın açıklaması ve gösteriler önündeki engellemeler son bulmalıdır. 22.06.2017
MERKEZ YÖNETİM KURULU