Çocukların hayatının bayrama dönüşebilmesi ancak onların haklarının tam anlamıyla tanınması ve hayata geçirilmesi ile mümkündür!

Facebook
Twitter
WhatsApp

Türkiye BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni 1990 yılında imzalayarak her bir çocuğun hak ve özgürlüklerini her koşulda koruma ve yerine getirme yükümlülüğünü kabul etmiştir. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 18, 19,20 ve 21. maddeleri gereğince Türkiye Cumhuriyeti devleti içinde yaşayan her çocuğun; yeterli yaşam standartları ve sağlık hizmetlerinden yararlanmalarına ilişkin “yaşama hakkı” ve gelişiminin korunması sağlamakla yükümlüdür. Ancak, başta yaşam hakları olmak üzere çocukların temel haklarının bile her gün ihlal edildiği ve bu ihlallerin giderek derinleştiği bir tablo ile yüz yüzeyiz. Çocukların bedenleri, zihinsel-bilişsel kapasiteleri, emek güçleri, hayal etme güçleri, sosyal ilişkileri, bugünleri ve gelecekleri her an daha yoğun biçimde istismar edilmektedir.

Ticarileşen ve siyaseten otoriterleşen kamu yönetimi anlayışı sonucunda, çocuklar pek çok diğer toplumsal kesim gibi temel insan haklarının karşılanması açısından kritik olan eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve sosyal hizmet alanlarından dışlanmışlardır. Sosyal hakları alanından dışlanan çocuklar, giderek daha çok savaşa, suça, istismara ve sömürüye çekilmektedir. Türkiye vatandaşı olan çocukların haklarını karşılamadığı gibi savaştan ve siyasal krizlerden kaçarak Türkiye’ye sığınan çocuklar için de sorumluluklarını yok saymakta, mülteci çocuklara yoksulluk ve istismardan başka bir seçenek sunmamaktadır. Engelli ve özel bakıma ihtiyaç duyan çocukların sağlık ve sosyal hizmetlerle ilgili hakları da, kamu hizmeti anlayışının yoğun biçimde ticarileşmesi nedeniyle ihlal edilmektedir. Çalışma yaşamının en riskli alanlarında çok sayıda çocuk ve mülteci çocuk, korunmasız biçimde ve çoğunlukla zorla bulunmaktadır.

Siyasal alana baktığımızda da çocukların yasama ve yürütme süreçleri içinde neredeyse tamamen yok sayıldığı gerçeğiyle yüzyüzeyiz: TBMM’nin 25. dönem birinci yasama yılının ilk 5 aylık sürecinde Meclis’e 2221 yazılı, 98 sözlü soru önergesi sunulmuştur. ve bu yazılı soru önergelerinden 131’i, sözlü soru önergelerinin sadece 7’si çocuklar ile ilgilidir. Çocukların eğitim, kolluk kuvveti ve çatışma ortamı, yaşam hakkı ihlâlleri ile ilgili yazılı soru önergelerinden hiçbiri cevaplandırılmamıştır.

Adalet Bakanı’nın çocuklar için açılacak yeni cezaevlerini müjde olarak sunduğu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın çok sayıda çocuğun cinsel açıdan istismara uğramasını önemsizleştirmeye çalıştığı, mülteci çocukların yaşamlarının pazarlık konusu edildiği, çocukların yaşam haklarının açık açık çiğnendiği, evlerinin yıkıldığı, okullarının ve sağlık kurumlarının askeri karargaha çevrildiği, hepimizin gözü önünde öldürüldüğü bir ülkede başta kamu yönetimi anlayışı olmak üzere tüm siyasal alanı işgal eden ihlalci ve neoliberal bakış açısıyla derhal yüzleşilmesinden başka bir seçenek bulunmamaktadır.

Çocukların hayatının bayrama dönüşebilmesi ancak onların haklarının tam anlamıyla tanınması ve hayata geçirilmesi ile mümkündür.

 

 

 

 

 

 

 

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×