F tipi çocuk cezaevlerinin sayısını 15’e çıkaracağını ”müjdeleyen” Adalet Bakanı’nın ve onun temsil ettiği hukuk ve adalet anlayışının çürüdüğü herkesin malumudur. Bu çürümüş ve adaletten yoksun hukuk, neoliberal politikalarla metalaştırılan sosyal hizmet, sağlık, eğitim, sosyal güvenlik anlayışı en çok çocukların canını yakmakta ve en çok çocukları adalet ve eşitlikten yoksun bırakmaktadır.
Türkiye’nin çocuk karnesi, hukuk, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, sosyal hizmet alanlarında çocukları hak öznesi olarak görmeyen, onlara adalet ve eşitlik adına verecek hiç birşeyi olmayan hükümetler yüzünden berbat bir karnedir. Çocukların yaşam alanlarını birer ihlal alanına çeviren tüm politikalar derhal terk edilmelidir.
Daha 5 gün önce çocuk bayramı kutlayan bu zihniyete soruyoruz… çocuklar öldürülürken, ayrımcılığa ve şiddete uğrarken, cezaevlerine doldurulurken, tacize ve tecavüze uğrarken , çocuk işçi olarak en kötü koşullarda çalışmaya makhkum edilirken niye sesiniz çıkmıyor.Tüm çocukların korunması görevi ile yükümlü Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu ülkede, kendi kurumlarında çocukların istismara uğradığı bir bakanlıktır. Bakanlık yetkilileri “Çocuklara çığlık atmalarını öğretin” öğüdü ile görevini yerine getirdiğini sanmakta; ama ülkenin dört bir yanından, Cezaevinden ….Şakrandan gelen çığlıklara çocukların yaşadıklarına gözlerini yummaktadır. KULAKLARINI KAPATMAKTADIR. Şakran`da yaşananlar haberlere yansıdığı gibi birkaç sapığın ya da kendini bilmezin yaptığı tesadüfi işler değildir. Çocuk cezaevlerinin sistemleşmiş işkencesinin resmileşmiş hâlidir.
Çocukların yaşam hakları ile ruhsal ve bedensel bütünlüklerini ortadan kaldıran ağır hak ihlallerinin artarak sürmesi ile eğitim, sağlık, sosyal hizmet, barınma ve beslenme hakkına erişimde yaşanan sorunlar, sadece vatandaşlık hakkı olan çocukları değil, savaştan ve kötü koşullardan kaçarak Türkiye’ye sığınan çocukları da son derece olumsuz etkilemektedir.
Çocuk kapalı ceza infaz kurumlarındaki çocukların işkence, kötü muamele, istismar ve diğer onur kırıcı muamelelere maruz kalmalarını insanlık adına utançla ve büyük bir kaygıyla takip etmekteyiz. Pozantı cezaevinde çocuklarımızın hayatlarını karartanlar hak ettikleri cezayı almamışken, Şakran Cezaevi’nde de çok ağır hak ihlallerinin olduğunu öğrenmek hepimiz için son derece üzüntü vericidir.
Sivil toplum örgütleri verilerine göre 120 bin çocuk hükümlü, tutuklu, ya da yargılama sürecinde bu şiddet sarmalı içinde tutulmaktadır. Yargılama süreci ve cezaevlerinde şiddet sarmalının içerisine hapsedilen çocukların yaşadıkları psikolojik ve fiziksel sorunlar zaman zaman gündeme gelmekte, ancak yapısallaşan sorunlara çözüm üretilmemektedir.
Çocukların “normalleştirme” adına kapatılmaları kabul edilemez. Çocuklarla ilgili her türden hukuk, cezalandırma ve kapatmayı çocuklar adına “iyileştirici bir ihtimal” olarak görmeyen bir yerden inşa edilmelidir. Çocuk adalet sisteminin temel anlayışı çocuğu “suça” sürükleyen nedenlerin ortadan kaldırılması ve çocuğun gereksinim duyduğu desteğin verilmesidir. Ancak Türkiye’de çocuklar içine doğdukları ve içine itildikleri bu berbat hukuk ve adalet sisteminin ilk kurbanları olmaktadırlar.
Çocukların cezaevlerinde maruz kaldığı hak ihlalleri ve deneyimlemek durumunda kaldıkları çok ciddi sorunlar göz önünde bulundurulduğunda çocuk cezaevleri bir an önce kapatılmalıdır. Tecrit sistemi yetişkinler için bile birçok sakınca içerirken, çocukların biyolojik ve psiko-sosyal gelişimleri açısından çok daha ciddi engeller teşkil etmektedir.
Resmi verilere göre 2165 çocuk halen cezaevlerinde tutulmaktadır. Her yıl 300 bine yakın çocuk, polis ve adliyeyle ve yılda 10 bin çocuk cezaevi ve gözaltı ile tanışmaktadır. 7 milyon 500 bin çocuk kötü koşullarda çalışmaktadır. 400 bin çocuk en zor çalışma alanı olan tarım sektöründe çalıştırılmaktadır.
Çocuk politikasının eşitlik ve adalet temelinde oluşturulması için, Hükümet artık derhal adım atmalı, çocukların hayatını cehenneme çeviren, eşitlik ve adalet anlayışını bitiren neoliberal politikalardan vazgeçmeli ve devlete ve onun kolluk gücüne rağmen, çocukların onurlu ve özgür bir şekilde yaşama hakkı için çabalayan hak örgütlerinin taleplerini dikkate almalıdır. Cezaevinin derhal bağımsız bir heyetin denetim ve incelemesine açılması Sorumluların tespit edilerek haklarında etkili soruşturmaların yapılması ve gerekli cezalara çarptırılması için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Adalet Bakanlığını göreve çağırıyoruz.Ve buradan bir kere daha söylüyoruz.Gerçek çözüm sorunun kaynağı olan çocuk cezaevlerinin hepsi kapatılmalıdır.
MERKEZ YÖNETİM KURULU