24 Ocak 1993’te uğradığı bombalı suikast sonucu haince katledilen Uğur Mumcu’nun gerçek katilleri, hala bulunamadı.  

Ülkede her alanda yaşanan kirlenme ise sürüyor. Rüşvet, Yolsuzluk, vurgunlar artarak devam ederken demokrasi artık geniş yığınlar için bir düş… Yıllarca işlenen faili meçhul, bizce faili belli cinayetler ise raflarda tozlanmaya bırakıldığı gibi yeni cinayetler sokak linçleri devam etmektedir.

Gazeteci cinayetleri ve diğer bütün faili meçhul cinayetler açısından, Türkiye’nin sicilinin son derece bozuk olduğu bilinmektedir. ugurmumcuanma1Toplumu sindirmek üzerinden kamuoyunu şekillendirmek amacıyla işlenen faili meçhul cinayetlerin hep karanlıkta kalmış olması, Türkiye’nin siyasi tarihinde kara bir leke olarak var olmayı sürdürmektedir. 1909 hasan Fehmi bey, Ahmet Samim, Sebahattin Ali, İlhan Erdost, Abdi İpekçi Uğur Mumcu, Turan Dursun, Hrant Dink, Musa Anter ve Metin Göktepe, Çetin Emeç, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Onat Kutlar, gibi gazeteci, aydın cinayetleri ve bu cinayetlerin arkasındaki güçler açığa çıkarılmadan, bu konuda samimi bir hesaplaşma ve yüzleşme yaşanmadan, Türkiye’nin alnına sürülen “kara leke” asla silinmeyecektir. 

Uğur Mumcu cinayeti, tıpkı diğer cinayetler gibi kimseyi ikna etmeyen bir soruşturma ve yargılama süreciyle örtbas edilme yoluna gidilmiş, gerçek katillerin ortaya çıkarılması yönündeki talepler göz ardı edilmiştir. Türkiye’de gazeteci cinayetlerinin çözülmesi bir yana üzerini kapatmaya çalışan bir devlet düzeni olduğu için özellikle muhalif gazetecileri hedef alan saldırılar hep güncelliğini korumaktadır. 

Demokrasi mücadelesinde yitirdiğimiz onlarca aydınımızın katillerinin ve azmettirenlerin devletin derinliklerinde büyük bir ustalıkla gizlenmesi ile bugün gazetecilere yönelik baskılar arasında büyük benzerlikler bulunmaktadır. Dün öldürülerek susturulan gazeteciler, bugün yaptıkları haberler nedeniyle uzun tutukluluk sürelerine maruz kalmaktadır. Gazeteler ve gazeteciler adeta gerici ve şeriatçı güruhlara/suç odaklarına hedef olarak gösterilmektedir.

Ölümünün 22. yılında görevi başında öldürülen bütün gazetecilerin şahsında Uğur Mumcu’yu bir kez daha saygıyla anıyor, gazeteci katillerinin ve arkasındaki güçlerin bir an önce ortaya çıkarılmasını talep ediyoruz. Mumcu, yolsuzluk ve yoksulluktan arınmış “ugurmumcuanma2 Bağımsız Türkiye” ideali için halkını aydınlatmaya çalıştı. Ancak, üzerine gittiği, ”Siyaset-Tarikat-Ticaret “ ile simgelenen şeytan üçgeninin kurbanı oldu. 24 Ocak aynı zamanda Ugur Mumcu ve diğer gazeteci ve aydınların katledilmesine ortam hazırlayan 24 Ocak Kararlarının kabul edilişinin de yıl dönümüdür. 24 ocak kararları bu  ülkeyi küresel isteklere sınırsızca açan bir başlangıçtır. Türkiye’nin ekonomisine, siyasetine, aydınlarına ve ulusal bağımsızlık geleneklerine yapılan bir darbedir. Darbe’nin tarihi, bir anlamda 12 Eylül değil, 24 Ocak 1980’dir. 12 Eylül, çalışan kesimlerin ve aydınların 24 Ocak Kararlarına tepki gösteremez hale getirilmesi ve küresel sermayeye tümüyle açılma eylemidir.

            Bu siyaset Tarikat Ticaret üçgeni içerisinde gazeteciler aydınlar katledilmiştir. Katliamlar üzerinden ülke siyaseti ve ekonomisi dizayn edilmektedir. Onun içinde bu katliamların failleri meçhul kalmaktadır. Zamana bırakılarak unutturulmaya çalışılmaktadır.

Bizler, bu olayların unutturulmasına, karartılmasına asla rıza göstermeyeceğiz. Her türden toplumsal sorunun demokratik zeminlerde çözümünün önünü açmak için siyasal iktidar devlet içindeki bu yasadışı ilişkileri açığa çıkarmak ve failleri yargı önüne çıkarmak zorundadır. Bir emek örgütü olarak barış ve demokrasi mücadelesinde üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirme kararlılığımızı bir kez daha ifade ediyoruz.

 

Ve diyoruz ki

Karanlığa Teslim olmayacağız                                                                        

Gericileşmeye izin vermeyeceğiz    

Çocuklarımızın geleceğini karartmalarına izin vermeyeceğiz.        

 

                                                                                                                                   Süleyman BAL

                                                                                                                      KESK Dönem Sözcüsü

 

 

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]