Ülkemizde, güvencesiz, güvenliksiz, örgütsüz, ucuz emek karşılığında çalıştırılan taşeron işçiler, her gün iş cinayetlerinde bir bir ölürken, en son Soma da bu sebeplerden yaşamını yitiren 301 maden işçisinin ölümü yüreklerimizde unutulmaz acı bir yara bırakmıştır.
Aslında kapasitesinin üstünde, güvenliksiz, uzun süre çalışma koşulları bakımından, acillerin çalışma ortamının, madenlerdeki çalışma düzeneğinden farklı olmadığını kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Bu çalışma şekliyle, sağlık çalışanları hastalarına istemeden de olsa nitelikli sağlık hizmeti sunamamaktadır. Bu durum sağlık çalışanlarını mutsuz etmekte, mesleğini sürdürmesini zorlaştırmaktadır.
Maalesef, sağlık çalışanlarının da iş cinayetlerinden paylarına düşeni aldığını görmekteyiz. Daha geçen hafta Erzurum da Yakutiye Araştırma Hastanesinde taşeron işçi olarak çalışan Recep Tepe isimli laborant arkadaşımız çalışması sırasında kendisine bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsü nedeniyle yaşamını yitirmiştir.
Aile Hekimliğine geçişle birlikte yıllarca Hastane acillerinde çalışarak tecrübe kazanmış pratisyenlerin Aile Hekimliğini tercih etmesi ile acillerde hekim açığı baş göstermiş ve hekim sayıları neredeyse yarıya düşmüştür. Buna karşın kışkırtılmış bir hasta potansiyeli ile 76 milyonluk Türkiye’de acil başvuru sayısının 90 milyona çıkması ile acil çalışanları gerçekten mağdur olmuştur. Bunun sonucunda özellikte acillerde yaşanan sağlıkçıya şiddet olaylarında artış yaşanmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın resmi açıklamalarına göre acil servislere yapılan hasta başvurularının %70’i acil olmayan vakalardan oluşmaktadır. Acil serviste çalışan hekim sayısını artıramayan iktidar Uzman hekimlere acil nöbeti tutturarak olayı çözmeye çalışmış, O da yeterli olmayınca çıkardığı kanun ve genelgeler ile Aile Hekimlerine nöbetler konmuştur. Oysa dökme suyla değirmen dönmez. Acil servislerde yaşanan sorunun sorumlusu ne acil servis hekimleri ne uzman hekimler ne de aile hekimleridir. Olayın temelinde piyasacı “Sağlıkta Dönüşüm” politikaları vardır.
Özellikle hastane acillerinde yaşanan sağlık çalışanına şiddet olaylarındaki artış, güvenliksiz ortamlarda çalışmanın getirdiği ölümler bizleri kaygılandırmakta, mesleğimizden soğutmaktadır.
Uyguladıkları sağlık politikalar ile her geçen gün Acil Servislerinin, hasta sayısını artırarak işlevsiz hale getirenler, çözüm olarak uzmanlaşmış acil hekimi yerine diğer branşlardan Uzman hekimleri ve Aile Sağlığı Merkezlerinde birinci basamakta yetkinleşmiş, acil deneyimi olmayan sağlık çalışanlarını görevlendirerek işi çıkılmaz hale getirmiştir.
Toplum, Kızamık, Su çiçeği, Çocuk felci gibi önlenebilir salgın hastalıkların tehditi altında iken; şeker, yüksek tansiyon, bronşit, obezite, kanser gibi kronik hastalıklar her geçen gün artarken, tüm bunların önlenmesinde birinci derecede görevli olan ASM çalışanlarının hastane acillerinde ve 112 istasyonlarında ayda en az sekiz saat zorunlu nöbetle görevlendirilmesi sağlık hizmetlerinin iyi yönetilemediğinin açık göstergesi değil midir? Bu uygulama ancak birinci basmak sağlık hizmetlerini tamamen işlevsizleşmesine hizmet edecektir.
Acil nöbet görevlendirmelerinin dayandığı yasa, hiç bir evrensel hukuk ve çalışma ilkesine uygun olmadığı gibi, Anayasa Mahkemesinde dava açılmasına rağmen, mahkeme kararı beklenmeden nöbet listelerinin bir çırpıda hazırlanıp uygulamaya konması kabul edilemez bir durumdur.
ASM sağlık çalışanları çocuk felci virüsüne karşı toplum sağlığını koruyacak aşı kampanyalarını canla başla yürütürken birçok hastanede ihtiyaç olmamasına rağmen acillerde ve 112 istasyonlarında zorla görevlendirmelerin yapılması ancak birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerin sorunlarını artırmaya yarayacaktır.
Mayıs ayında birçok ilde başlatılan zorunlu nöbet uygulamaları, çalışanların tepkisini çekmiştir. Haklarını gasp eden, dinlenme haklarını kısıtlayan, mesleki eğitim ve deneyimlerine uygun olmayan bir alanda angarya çalıştırılmaya karşı sağlık çalışanlarının %80’i nöbetlere gitmemektedir.
Uyarıyoruz, sağlık hizmetlerini üreten birinci basamak sağlık çalışanlarını, koruyucu sağlık hizmetlerinden çekerek acillerde yaşanan sorunları çözemezsiniz.
Bu işin kalıcı çözümü popülizmden uzak sağlık politikaları ve acil serviste çalışan kalifiye hekim kadrolarının artırılması ile mümkündür.
Baskıcı otoriter yönetim anlayışı, hem toplumun sağlığını tehdit etmekte hem de çalışanların haklarını çiğnemektedir. Mücadelemizi tüm sağlık çalışanlarının sorunlarını ortaklaştırarak, dayatmalara karşı koyarak örgütlü gücümüzle sürdüreceğimizi; nöbet görevlendirmelerinin hukuksuz ve haksız olduğunu halkın nitelikli sağlık hakkına zarar vereceğini bir kez daha kamuoyuyla paylaşma gereği duyarken hazırlanan acil servis nöbetlerini tutmayacağımızı bir kez daha kamuoyu ile paylaşırız. 28.05.2014
Saygılarımızla
SES Batman Şubesi ve Batman Tabip Odası
Aile Hekimliği Komisyonu
Dr.Erdoğan PEKKOLAY