DİYARBAKIR; 4/C’LİLERİN DÖNER SERMAYE MAĞDURİYETİ GİDERİLSİN

Facebook
Twitter
WhatsApp

Tekelin özelleştirilmesi ile birlikte bu kurumda çalışanların 4/C statüsüne alınmalarından sonra yaşanan Döner Sermaye kayıplarına ilişkin açılan davalarda yerel ve bölge mahkemelerinin farklı illerde(Konya Bölge İdare Mahkemesi) çalışanın lehinde karar vermesine rağmen ilimizdeki yerel ve bölge mahkemelerinin, çalışanın aleyhine verdiği kararların basın ve kamuoyuyla paylaşılması için Şube Binasında MYK Üyemiz Hasan KALDIK, Avukatımız Barış GÜNGÖR, Şube Yönetim Kurulu üyelerimiz ve 4/C statüsünde çalışan ve açtıkları davalar sonucunda mağduriyet yaşayan üyelerimizin katılımıyla basın toplantısı düzenlendi.

 

BASINA VE KAMUOYUNA

1980 sonrası kamuda birçok işletme zarar ediyor ve kamunun sırtında bir kambur olarak tarif edilip aslında İMF ve Dünya Bankasının direktifleriyle hasat mezat özelleştirme yoluyla sermayeye peşkeş edildi. Sümerbank, Et Balık Kurumu, TEK, PTT, Köy Hizmetleri, Tekel ve birçok KİT bu şekilde özelleştirildi. Özellikle 2000 den sonra AKP iktidarı döneminde buna diyarbakir4caciklamahız verildi. Bunlar yapılırken kamunun kaynakları çarçur edilip, en çok mağduriyeti yine çalışanlar yaşadı. Devlet güvencesiyle işe girip yıllarca oraya emek veren insanlar bir anda ya işsiz kaldı ya da çok düşük maaş ve iş güvencesiz farklı işyerlerinde çalışmak zorunda bırakıldılar.

En çok sıkıntıyı da kuşkusuz Tekel işçileri yaşadı. AKP iktidarı, Özelleştirmeye karşı direniş sergileyen işçilerden intikam alırcasına tüm itirazları ve karşı duruşları görmezden gelerek 10 binin üzerinde işçiyi 4 C statüsünde eğitim, büro, tarım ve sağlıkta istihdam ettirdi.

Çalışma yaşamımıza dâhil olan 4 c kavramı 657 DMK’nun 4. Maddesinin c bendine göre istihdam edilen çalışanların statüsünü tarif eder. Daha önce kısa süreli devlet işlerinde çalıştırılanlar için kullanılan bu madde özellikle Tekelin özelleştirilmesinden sonra orada çalışan binlerce işçiyi daha doğrusu özelleştirmeye direnen işçileri cezalandırma yöntemi olarak hayatımıza girdi. Büyük maddi kaybın yanında bu psikolojik baskıyı kaldıramayan birçok tekel işçisinin intiharı çalışma yaşamımızda onarılması zor yaralar açmıştır.

İzin haklarından tutalım aile yardımına hukuki durumlarından hak arama durumlarına kadar birçok konuda beraber aynı iş yerinde aynı işi yapan 657 bir memurun statüsünden uzaktan olan bu durum çalışma barışına ciddi sorunların yaşanmasına neden olmuştur.

Ciddi hak kaybı olan bu arkadaşlarımız haklarını hukuk mücadelesiyle de yürüttüler. Sağlıkta aynı işi aynı mesaiyi harcadığı çalışma arkadaşıyla farklı haklardan ve farklı ücret alması adaletsizliği bir kez daha yüzümüze vuruyordu. Yine hukuk mücadelesiyle kamu çalışanlarının sendikalarına üye olma hakkı kazanmışlardır. Maddi kayıplarına yönelik birçok ilde olduğu gibi ilimizde de sağlıkta çalışan arkadaşlarımızın da döner sermayeden yararlanmasına ilişkin sendikamız aracılığıyla davalar açıldı. Açmış olduğumuz davalar, yerel mahkemeler tarafından ret edilmesi üzerine, olumsuz kararları bölge idare mahkemesine temyiz edildi. Bölge idare mahkemesi de idare mahkemesinin kararını onaylamasından sonra, bir üst mahkeme olan Danıştay’a, nihai kararı vermeleri için tekrar temyize gönderildi. Ancak Danıştay, üyelerimizin dosyalarını ret ederek yine idare mahkemelerine iade etmiştir.

Bu arada birçok ilde dava kazananlara döner sermaye ödemesi yapılırken bazı iller keyfi olarak çalışanlara ödeme yapmamaktadırlar. Bu keyfi tavır devam ederken, Diyarbakır İdare Mahkemesi, 4/C statüsünde çalışanların döner sermeye talebini ret etmiştir. Konya Bölge Mahkemesinin olumlu karar vermesi bölgeler arası çalışan haklarının farklı olduğu kaygısını bizde arttırmaktadır. Bugün Konya’da çalışan bir 4/C’li döner sermaye hakkından yararlanırken, Diyarbakır’da çalışan 4/C’li döner sermaye hakkından yararlanamamaktadır. Ve bu çifte standart, ne yazık ki mahkemeler eliyle hayata geçirilmektedir.

Özellikle bu günlerde gündemde olan kişiye has uygulamalar gözümüzün önünde cereyan ederken bu şekil kararlar çalışanların adalete olan güvenini zayıflatmaktadır. Zaten Tekelden geçerken birçok mağduriyet yaşayan bu arkadaşlarımıza, bir de umut bağladıkları mahkemelerin bölgeler arası böyle farklı kararlar alarak mağduriyet yaşatmaya hakkı bulunmadığını düşünüyoruz.

Biz KESK ve SES olarak, çalışanların özlük haklarını fiili ve meşru zeminde talep etmekten asla vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha belirtmek istiyoruz. Haklarımızı alanlarda işyerlerinde mücadele ederken örgütlenirken mahkeme salonlarında da haklarımızın takipçisi olamaya devam edeceğiz. Sağlığı piyasa koşullarına teslim edip, farklı statülerde çalışanları birbirinden ayırarak, çalışma barışını bozan ve örgütlenmemizin önüne engel olmalarına müsaade etmeyeceğiz. Onlara karşı hangi statü ve meslek grubunda olursa olsun birlikte hareket ederek, ortak örgütlenme çalışmalarımızla onların bu anti demokratik oyunlarını bozabiliriz.

28.12.2013

SES DİYARBAKIR ŞUBESİ

 

 

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]