Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından 17 Mayıs 2013 tarihinde yayınlanan Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği adı altında sürgün yönetmeliği yayınlanmıştır. Sosyal Hizmet Merkezleri Yönetmeliğinde olduğu gibi bu yönetmeliğin hazırlanmasında da sendikaların, meslek örgütlerinin ve çalışanların görüş ve önerileri alınmadan hazırlanmıştır. Bu yönetmeliğin detaylarına ve arka planına bakıldığında çalışanların özne değil, nesne olarak görüldüğü anlaşılacaktır.
Sosyal hizmetlerde büyüyen personel açığını yeni kadro ihdas ederek gidermek yerine mevcut personeli daha fazla çalıştırmayı ve istekleri dışında adeta sürgün ederek sosyal hizmet vermeyi dayatmaktadır.
Yönetmeliğin 7. Maddesinde zorunlu çalışma süreleri 1. bölgede 7 yıldan başlayıp, 4. bölgede 3 yıl olarak öngörülmüştür. 633 sayılı KHK ile 2828 sayılı kanunda ve 657 sayılı kanunda bu şekilde uzun süreli, zorunlu çalışma öngörülmemiştir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu kadar uzun çalışma süresi belirleyerek devlet hizmet yükümlülük sürelerini bile geride bırakmıştır.
Yönetmeliğin 16. Maddesinde yapılan düzenleme ile muhalif sendikacı ve çalışanların sürgün edilmelerinin rutin haline getirilmesi sağlanmıştır. Gözaltına alınan, görevden uzaklaştırılan, tutuklanan kişilerin aynı görev yerlerinde kalmalarının önüne geçilmiş, bunların başka yerlere sürgün edilmesi yönetmelik maddesi haline getirilmiştir.
Yönetmeliğin 21. Maddesinde kurum içi geçici görevlendirmede herhangi bir ay sınırının belirtilmemesi bir kamu görevlisinin yıl boyunca hizmetin gereği gerekçe gösterilerek sürekli görevlendirilebileceği bir ortam yaratılmıştır. Böylece sürgün politikası geçici görevlendirme adı altında kalıcılaşmış olacaktır.
Yönetmeliğin çalışanları rahatsız eden en önemli maddelerinden birisi de 22. ve geçici 2. Maddesi ile bulunduğu yerde 10 yılını dolduran personelin 2014 yılından itibaren zorunlu olarak atanmaya başlayacağına dair hükümleridir. Bu yönetmelikle kanunlarda olmayan bir yetki kullanılmış, kamuoyunda rotasyon olarak bilinen ama tepki üzerine geri adım atılan uygulama bu yönetmelikle kalıcı hale getirilmek istenmiştir.
Sosyal hizmetlerde yaşanan durum, AKP hükümeti tarafından ülkemizde yıllardır sürdürülen kamunun tasfiye edilmesi ve uluslararası sermayeye peşkeş çekilmesi politikalarının bir parçası olarak görülmesi gerekir. Böylece sosyal devlet yerine sadaka devleti ikame edilmekte ve kamu hak olmaktan çıkartılmaktadır. Kısacası sağlıkta yaşanan yıkım, milli eğitim ve diğer kamu alanlarındaki özelleştirme süreçleri aynı şekilde sosyal hizmetlerde de yürütülmektedir.
İş ve işyeri güvencemizden, ücret ve gelecek güvencemizden, asla vazgeçmeyeceğiz. Sosyal hizmet sunumu bir ekip işidir. Çalışanların köleleştirilmesine, emeğimizin değersizleştirilmesine asla izin vermeyeceğiz. Yapacakları her türlü baskıya karşı örgütlü gücümüzü ve hukukun bize verdiği hakları kullanarak sonuna kadar mücadelede edeceğiz.
Bu kapsamda; Sosyal hizmet alanında örgütlü emek ve meslek örgütleri olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının yayınladığı Sosyal Hizmet Merkezleri Yönetmeliği ve Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin geri çekilmesi için ortak eylem / etkinlikler kararı aldık. Bunlar; 3 Haziran 2013 Pazartesi: Gün boyu iş yavaşlatma eylemi, 4 Haziran 2013 Salı: Sabah 1 saat işe geç başlama ve açıklamalar yapma
5 Haziran 2013 Çarşamba:
1- İş, mekan, can ve gelecek güvencesi için,
2- Performans yerine emeklilikte de insanca yaşamaya yetecek ücret için,
3- Esnek kuralsız, angarya çalışmaya karşı durmak için,
4- Ücretsiz, nitelikli sağlık ve sosyal hizmet hakkı için sağlık ve sosyal hizmet alanında örgütlü 11 kurum ve KESK’in almış olduğu GREV kararıyla da bu yönetmeliklerin geri çekilmesi taleplerimizi de birleştiren bir yerden uyarı GREV’i yapıyoruz.
Yapacağımız bu faaliyetler sonrası taleplerimizin karşılanmaması halinde tekrar bir araya gelerek yeni mücadele programımızı oluşturacağız. Taleplerimiz halkın ve işkolunda çalışan tüm emekçilerin talebidir. Bunun için halkımızı eylem ve etkinliklerimize destek olmaya, işkolumuz emekçilerini ise aktif olarak tutum almaya çağırıyoruz.