Ocak ayında işlenen gazeteci cinayetlerinden birisi olan Uğur Mumcu cinayetinin üzerinden tam 19 yıl geçti. 24 Ocak 1993’te uğradığı bombalı suikast sonucu haince katledilen Uğur Mumcu’nun gerçek katilleri, hala bulunamadı. Şimdi de zaman aşımına uğrayacak.
Ülkede her alanda yaşanan kirlenme ise sürüyor. Yolsuzluklar, vurgunlar artarak devam ederken demokrasi hala geniş yığınlar için bir düş… Bölgemizde savaşlar sonuçlanmadı. Ülkemize patriotlar yerleştiriliyor. Yıllarca işlenen faili meçhul, bizce faili belli cinayetler ise raflarda tozlanmaya bırakıldı.
Gazeteci cinayetleri ve diğer bütün faili meçhul cinayetler açısından, Türkiye’nin sicilinin son derece bozuk olduğu bilinmektedir. Toplumu sindirmek üzerinden kamuoyunu şekillendirmek amacıyla işlenen faili meçhul cinayetlerin hep karanlıkta kalmış olması, Türkiye’nin siyasi tarihinde kara bir leke olarak var olmayı sürdürmektedir. Uğur Mumcu, Hrant Dink, Musa Anter ve Metin Göktepe gibi gazeteci cinayetleri ve bu cinayetlerin arkasındaki güçler açığa çıkarılmadan, bu konuda samimi bir hesaplaşma ve yüzleşme yaşanmadan, Türkiye’nin alnına sürülen “kara leke” asla silinmeyecektir.
Uğur Mumcu cinayeti, tıpkı Hrant Dink ve diğer cinayetler gibi kimseyi ikna etmeyen bir soruşturma ve yargılama süreciyle örtbas edilme yoluna gidilmiş, gerçek katillerin ortaya çıkarılması yönündeki talepler göz ardı edilmiştir. Türkiye’de gazeteci cinayetlerinin çözülmesi bir yana üzerini kapatmaya çalışan bir devlet düzeni olduğu için özellikle muhalif gazetecileri hedef alan saldırılar hep güncelliğini korumaktadır.
Demokrasi mücadelesinde yitirdiğimiz onlarca aydınımızın katillerinin ve azmettirenlerin devletin derinliklerinde büyük bir ustalıkla gizlenmesi ile bugün gazetecilere yönelik baskılar arasında büyük benzerlikler bulunmaktadır. Dün öldürülerek susturulan gazeteciler, bugün yaptıkları haberler nedeniyle uzun tutukluluk sürelerine maruz kalmaktadır.
Tutuklu gazeteci sayısının yüze, gazeteciler hakkında açılan dava sayısının onbine yaklaştığı bir ülkede dün öldürülerek susturulan gazeteciler, bugün tutuklanarak, ceza yasalarının tehdidi altında çalışmak zorunda bırakılarak susturulmak istenmektedir. Cezaevlerinde her gün gazeteci sayısı artıyor. Gazetecilik dışında suç bulmaya çalışılıyor.
Ölümünün 20. yılında görevi başında öldürülen bütün gazetecilerin şahsında Uğur Mumcu’yu bir kez daha saygıyla anıyor, gazeteci katillerinin ve arkasındaki güçlerin bir an önce ortaya çıkarılmasını talep ediyoruz. Bizler, bu olayların unutturulmasına, karartılmasına asla rıza göstermeyeceğiz. Her türden toplumsal sorunun demokratik zeminlerde çözümünün önünü açmak için siyasal iktidar devlet içindeki bu yasadışı ilişkileri açığa çıkarmak ve failleri yargı önüne çıkarmak zorundadır. Bir emek örgütü olarak barış ve demokrasi mücadelesinde üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirme kararlılığımızı bir kez daha ifade ediyoruz.24.01.2013
Muzaffer YÜKSEL
KESK Dönem Sözcüsü