Basılmamış kitapların yazarlarını,
“PARASIZ EĞİTİM” isteyen gençleri, derelerine sahip çıkanları, kadınları,
seçilmişleri, sendika üye ve yöneticilerini gözaltı ve tutuklamalarla
sindirmeye çalışan AKP, Sivas da insanları yakanlarını görmezden gelirken;
barış içinde bayram kutlamak isteyenlerin önüne engel koymakta, şiddet
uygulayarak baskı altına almaya çalışmaktadır.

Meşru yollarla hak arama
mücadelesinin bir parçası olarak yapılan eylem ve etkinlikler gaz bombaları ve
şiddetle bastırılmakta, yılgınlık yaratılmaya, toplum terörize edilmeye çalışılmaktadır.

 

Eylemcileri bastırmak ve yıldırmak
amacıyla kullanılan gazların aşırı kullanımı sonucu ölümcül etkilerinin
olabileceği bilimsel araştırmalarla ispat edilmiştir. En son Hopa olaylarında
gündeme oturan gazların aşırı kullanımı ve ölümlerin, hastalanmaların meydana
gelmesi dışında,  geçmişte buna bağlı
olmuş sakatlanmalara dair örnekler de vardır.

 

 Buna rağmen;

  • 31
    Mayıs 2011 günü Başbakan’ın Hopa’yı ziyaretinde, suyuna, çayına ve
    geleceğine sahip çıkmak için eylem yapanlara polis saldırmış, aşırı gaz
    kullanımı sonucu emekli öğretmen Metin LOKUMCU kalp krizi geçirerek
    hayatını kaybetmiştir. Daha sonra TTB tarafından Adli Tıp Heyeti’ne
    yaptırılan çalışmada,  bu ölüme
    aşırı gaz kullanımının neden olduğu kesinleşmiştir.
  • İzleyen
    günlerde Hopa olaylarını protesto etmek amacıyla Türkiye’nin çeşitli
    illerinde yapılan eylemlerde de benzer bir olay yaşanmış, İzmir’de 49
    yaşındaki işçi, aşırı gaz kullanımı sonucu kalp krizi geçirmiştir.
  • Olaylar
    bununla da bitmemiş, 12 Haziran seçimlerinin sonuçlarının açıklanmasını
    izleyen saatlerde seçimi kutlamak isteyen Şırnaklılara saldırılmış, aşırı
    gaz kullanımı burada da kendini göstermiş, gazdan yaralanan 54 yaşındaki
    Hatice İDİN  hayatını kaybetmiştir.
  • Adana
    Çukurova Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde, kullanıldığı yerin kapalı
    alan, hastane ve çocuk servisi olduğu düşünülmeden,  haklarını almak için mücadele eden
    taşeron işçilere karşı orantısız biçimde gaz kullanılmış, ardından
    haklarında“mukavemet” suçlamasıyla dava açılmıştır.
  • En
    son 18 Mart 2012 günü İstanbul’da kutlanmak istenen Newroz etkinliğini
    engellemek amacıyla gaz kullanılmış ve bir kişi orantısız güç ve gaz
    kullanılması sonucu hayatını kaybetmiştir.
  • Aynı
    şekilde orantısız güç ve gaz kullanımı Türkiye’nin birçok yerinde eylem ve
    etkinlikleri bastırmak amacıyla kullanılmıştır, kullanılmaya da devam
    edilmektedir.

            Dış ortamda ve kontrollü
kullanılmaları koşuluyla göz yaşartıcı gazların nispeten güvenilir olabileceği,
ama özellikle duyarlı kişilerde ve uygun olmayan biçimlerde kullanıldığında
önemli hasarlara yol açabilecekleri bilimsel olarak tespit edilmiştir. Son
aylarda bu gazların kontrollü kullanılmaları bir yana, kapalı ortamlarda da ve
pervasızca kullanımı yaygınlaştırılmıştır. Bütün bir yıl içinde kullanılmak
üzere alınan gazların Haziran 2011’e kadar tüketilmesi ve Başbakanlık örtülü
ödeneğinden yeniden alım yapılması, insan hayatını hiçe sayan, orantısız
kullanımı göstermeye yeterlidir.

Bir aydan uzun süredir hazırlıkları
devam eden ve birçok ilde 15 -20 gün öncesinden mitingler için başvuru
yapılmasına rağmen kutlamalara iki gün kala İçişleri Bakanlığının “evlere
şenlik” genelgesiyle Newroz kutlamalarının hangi günde yapılacağına dair
kararına tanık olduk.

Yıllardır bir haftaya yayılmış
şekilde gerek halk, gerekse devlet tarafından gerçekleştirilen Newroz
etkinliklerinin bu yıl hükümetin talimatıyla halk adına hangi günde
kutlanacağına karar verilmiş olması AKP’nin “ileri demokrasisi”nin yeni bir
adımı olsa gerek. 

Son yıllarda devlet müdahalesi
olmadan kutlanan ve milyonlara varan kitlelerin katıldığı kutlamalarda hiçbir
olumsuz olay yaşanmamışken, bu yıl hükümetin uyguladığı ve gerilim yaratan bu
tutumunu anlamakta zorluk çekiyoruz.

 

Buradan AKP hükümetine sesleniyoruz.

Yeter Artık! Gazınız şiddetiniz
artık can almasın. Tüm baskı politikalarınıza rağmen; emekçiler, kadınlar,
gençler, suyuna, deresine, havasına sahip çıkanlar, alanlara çıkmaya ve hak
talep etmeye devam ediyor. Tüm tutuklamalarınıza rağmen Türkiye halkları
Newroz’larını kutlamaktan vazgeçmiyor. Biz emekçiler ve örgütleri olarak ta
halkla birlikte sağlık ve eğitim hakkımıza sahip çıkacak; demokrasi, özgürlük
ve barış mücadelesinde yer almaya devam edeceğiz. Newroz’un sıcaklığını 1 Mayıs
alanlarına taşıyarak antidemokratik tüm uygulamalara karşı haykırmaya devam
edeceğiz. 21.03.2012

 

 

MERKEZ YÖNETİM KURULU

 

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]