Zonguldak
Kdz Ereğli Devlet Hastanesi’nde 06.01.2012 günü; poliklinik yaptığı sırada;
üyemiz Op. Dr. S. Bora SOLMAZ’a bir hasta yakını tarafından saldırıldı.
BASINA VE KAMUOYUNA
Bir insanı hayata bağlamak, çektiği acı ve ızdıraplardan
kurtarmak, yeryüzünün en soylu eylemlerinden biridir. Bu soylu işi en iyi
yapabilenler de hepimizin bildiği gibi hekimlerdir, sağlık personelleridir.
İnsanlığın tarihi boyunca, hekimlik en yüce meslek olarak bilinmiştir. Ve böyle
bilinmeye de devam edecektir.
Dünya Bankası’nın, eli kanlı uluslar arası şirketlerince
“kar, daha fazla kar” talebi için yürürlüğe konulup; en temel gereksinim olan
sağlık alanına büyük şirketlerin pis ellerini atmasından sonra; tıkanan,
yürümeyen, yürütülmeyen, sağlık hakkının bilerek ve isteyerek çıkmaza sokulması
ve özel şirketlere devredilmesi iradesi, hepimizi bu durumlara getirdi. Artık
“Sağlık personellerine şiddet uygulandığı” haberlerine sıklıkla
rastlıyoruz. Yürümeyen ve giderek ticari bir hal alan sağlık hizmetinin sunumu
tüm ülkeye, cilalanarak “sağlıkta devrim” adı altında pazarlanmaya çalışılıyor.
Ve iktidar bu yolda ciddi adımlar atıyor. Yıllar süren emekler ve bedeller
sonucu sahip olduğumuz kazanımlar, ellerimizden birer birer alınmaktadır.
Tedavilerde katkı payları, reçetelerde her kalem ilaca alınacak ek ücretler
şimdilik buzdağının görünen kısmı. Asıl kayıplar geriden, gizli gizli üzerimize
gelmektedir.
Uluslar arası ölçekte hazırlanan bu saldırılardan önce;
siyasal iktidar öncelikle sağlık personelini bir deli gömleğine sığdırmaya
çalıştı. Adına “Hasta Hakları” denen, ortaçağ engizisyon mahkemelerini
çağrıştıran, aslında ne hastalarla ne de sözü edilen hasta mağduriyetleri ile
uzaktan yakından ilgisi olmayan bu uygulamayla başladı her şey. Ve hastalara
“ey hastalar, her şey sizin hakkınız. Doktor, sağlık personeli kimdir ki,
onlara istediğiniz gibi davranabilirsiniz, onların hakları yok; sadece sizlerin
hakları var. Tedaviyi, ilacı beğenmediniz mi; çok kolay. Sadece bir telefon
edin, Alo 184 hattı var, şikayet edin. Daha da kolayı var. Her sağlık kuruluşunda
Hasta Hakları Birimleri var. Şikayet edin. Çok kolay. Çok çok kolay… Bu
birimlerde işinin ehli personeller var. Ve hatta sizin adınıza dilekçe bile
yazarlar… Siz sürekli şikayet edin, hep şikayet edin. Edin, edin, edin… Başka
bir şey sorgulamayın. Ne elinizden alınan sağlık hakkını, ne de hasta başına
düşen 2,5 dakikayı” denildi, deniliyor… Ne sağlık personelinin hakkından söz
ediliyor, ne de sağlıklı ve insanca çalışma koşullarından…
Her kültürde kutsal meslek olarak adlandırılan, bir insanı
acıdan ve ölümden çekip alan, gecesi ve gündüzü hiç olmayan sağlık personelleri
işte bu durumdalar. Görevi başında en çok saldırıya uğrayan meslek grubu sağlık
personelleridir. Çok değil, daha birkaç yıl önce bu hastanede bir hemşirenin
burnu kırıldı. Acil serviste görevli personellere silah çekildi… Bir acil
doktoruna ve sağlık memuruna şiddet uygulandı… Yani Ereğli, sağlıkçılara şiddet
uygulanması konusunda, yarışı at başı önde
götürmektedir…
En son 06.01.2012 günü, bir hasta yakını, Çocuk Cerrahisi
Uzmanı Op. Dr. S. Bora SOLMAZ’a görevi başında, çocukları muayene ve tedavi
ettiği sırada saldırdı, şiddet uyguladı. Uygulanan bu şiddetten dolayı bu doktor
arkadaşımız Koroner Yoğun Bakım Ünitesi’nde yatarak tedavi olmak zorunda kaldı.
Peki kimdir bu Dr. S. Bora SOLMAZ?
Daha henüz birkaç gün önce, bu hastanede, doğduğundan bu
yana kocaman acılar yaşayan, henüz 10 aylık Zeren bebeği, ender rastlanan
“Hirscsprung” adı verilen rahatsızlıktan, tam 7 saat süren ameliyat sonucu kurtaran
doktordur Bora SOLMAZ… Fedakar ve birbirinden şefkatli ekibi ile, ancak belli
başlı üniversitelerde yapılabilen bu çok özel ve önemli ameliyatı, Doktor Bora
işte burada, kendisine saldırılan, küfredilen bu hastanede yapmıştır…. Bu
Ereğli hastaları için, hepimiz için çok özel bir referanstır… Tüm sağlıkçılar
olarak mutlu olmamıza sebeptir…
Biz sağlık çalışanları; siz evlerinizde sıcacık uyurken,
aile soflarınızda yemeğinizi yerken, tatilinizi yaparken, hep buradaydık.
Sizleri bekledik, sizlere sihirli ellerimizle dokunduk, acılarınızdan,
kabuslarınızdan sizleri kurtardık… Ama bütün bunlar şiddeti kabul edeceğimizi
göstermez, direnme hakkımızı alıkoymaz… Doktor Bora’ya saldıran Belda AKCAN’ı
masum göreceğimiz anlamına gelmez… Belda AKCAN’ı yapmış olduğu saldırıdan,
sarfettiği, insana yakışmaz hakaretlerden dolayı şiddetle kınıyoruz. Ve diyoruz
ki; Doktor Bora tıbbın ve sağlıkçıların onurudur; yalnız değildir… Biz yaşanan bu
olayda tarafız… İnsan onurundan ve kutsal sağlık hizmetinden yana, sonuna değin tarafız…
Değerli basın emekçileri, sevgili hastalarımız ve sağlık
emekçisi dostlarımız; Belda AKCAN bir sonuçtur… Sağlığın ticarileştirilmesinin,
“sağlıkta devrim” genelgelerinin, Hitler Almanyası’na has engizisyon
birimlerinin, sağlığı alınır-satılır bir hale getiren siyasal iktidarların bir
sonucudur… Sağlık emekçileri, yılların çabaları ve bedelleriyle sahip olunmuş
sağlık hakkını savunmaya devam edecektir. Buna ne Belda AKCAN gibiler, ne de
sağlığı bu duruma getirenler engel olacaktır… Sağlık personeline kalkan eller
kırılacaktır, kırılmaya mahkumdur.
Yaşasın SES, yaşasın KESK.
09.01.2012
Zeki İBİK
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)
Zonguldak Şube Sekreteri