Sendikamız
ve Türk Tabipleri Birliği, 23 Ekim’de meydana gelen Van Depremi’nin ikinci ayını
doldurması vesilesi ile, deprem sonrası durumu takip eden bir rapor daha
hazırladı.

Rapor, bugün (28 Aralık 2011) TTB’de düzenlenen basın toplantısıyla
kamuoyuna duyuruldu.

Genel
Başkanımız Çetin Erdolu, TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu, TTB
Genel Sekreteri Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık
Hizmetleri Kolu Yürütme Kurulu üyesi Dr. Harun Balcıoğlu’nun katıldığı basın
toplantısında, ikinci ayın sonunda Van’daki durum değerlendirildi.

Kamu
yöneticilerinin, “Van’da yaşamın normale döndüğü” ve “acil
durumun ortadan kalktığı” yönünde açıklamalar yaptıklarının ve bu gerekçeyle
yeşil kartlı ya da sosyal güvencesi olmayan vatandaşlara ücretsiz ilaç
sağlanmasına son verdiklerinin bildirildiği basın toplantısında, bu duruma
tepki gösterildi. Açıklamada, “Van’da yaşam hiçbir şekilde normal
değildir. Normale döndüğü iddiasının arkasında, topluma sağlanan çeşitli
hakların geri alınması çabası bulunmaktadır” denilerek, ücretsiz ilaç
yardımının hemen tekrar başlatılması istendi.


SES ve TTB Van Depremi İkinci Ay Raporu İçin…

Türk Tabipleri Birliği – Sağlık ve
Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası

ORTAK BASIN AÇIKLAMASI

Van Depremi İkinci Ay Raporu

Bilindiği gibi 23 Ekim  2011 Pazar günü Van İli
merkezinin kuzeyinde Tabanlı köyü merkezli 7.2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir.
Bu deprem Türkiye’de meydana gelen depremler arasında büyüklük açısından son
110 yılın en büyük on depremi arasındadır.
Depremin yol açtığı ölümler
düşünülerek bir değerlendirme yapılırsa son yirmi yılın en çok ölüme sebep olan
dördüncü depremi iken, etkilenen insan sayısı göz önüne alındığında son yirmi
yıl içinde etkisi en yüksek üçüncü depremdir. Deprem en büyük hasarı Erciş
ilçesinde vermiştir.

Bölgede sık yaşanan artçıların dışında, 9 Kasım 2011
tarihinde ise aynı bölgede Van il merkezinin güneybatısında, Edremit İlçesi’nin
kuzeyinde büyüklüğü 5.7 olarak ölçülen farklı bir deprem daha meydana
gelmiştir. Bu deprem en büyük hasarı Van kent merkezinde vermiş ve farklı
düzeylerde hasarlı olan toplam 27 bina tümden çökmüş, ilk depremde hasar saptanamayan
çok sayıda binada hasar oluşmuş ve kullanılamaz hale gelmiştir. Bu depremlerin
ardından Van’dan göç başlamıştır. Van deprem öncesinde de ekonomik ve sosyal
göstergeler açısından ülkenin en geri bırakılmış kentlerinden birisidir. Van,
2010 yılı için hesaplanan %17,2 oranı ile Adana ve Hakkâri’nin ardından
işsizliğin en yüksek olduğu üçüncü ildir.

Van, bir milyonu aşan nüfusuyla ağır bir yoksulluk ve
yoksunluk içinde depreme yakalanmıştır.

23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen depremin ardından Türk
Tabipleri Birliği (TTB) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)
deprem sonrası ilk saatlerden itibaren bölgeye değerlendirme için bir ekip
göndererek sağlık hizmetleri ve koordinasyon konularında katkı sunmaya
başlamıştır.

Deprem sonrası ilk günlerden başlayarak çok sayıda rapor ile
deprem bölgesine ilişkin durumu, faaliyetleri ve önerilerini paylaşan TTB ve
SES, bölgede görevlendirdiği gönüllü ekipler tarafından toplanan veriler ve
yerinde gözlemlerle yeni bir durum değerlendirmesi yapmıştır.

Van İl Merkezi ve köyleri ile Erciş İlçe ve köylerinde
incelemeler yapılarak hekimler, sağlık ve sosyal hizmet çalışanları, kurum
yetkilileri ve halkla görüşülmüştür. Bu rapor gönüllü ekiplerin gözlemleri,
elde ettiği veriler, yetkililerle yaptığı görüşmelerin notları, yerinde gözlem
ve ulaşılabilen istatistiksel verilerden hareketle hazırlanmıştır.

DEPREM SONRASI NÜFUS

Depremden sonra Van’dan göç “aşırı” kolaylaştırılmıştır. Van
ve Erciş’te nüfusun yeniden saptanması çalışmaları yapılmamaktadır. GSM
firmalarından elde edilen verilere göre Van’da kayıtlı cep telefonlarının
%60’ının Van dışından sinyal verdiği ifade edilmiştir. Van kent merkezi
nüfusunun 1/5’e indiği söylenmektedir.

Erciş’te ise deprem öncesinde 167 bin olan nüfusun, deprem
sonrası ne kadar azaldığı bilinmemektedir.

Diğer yandan, Aile Sağlığı Merkezleri’nde de (ASM) hekimlere
bağlı nüfusların büyüklüğü hakkında kesin bilgi yoktur. Aile hekimlerinin hasta
listesine kayıtlı olup kent dışına geçici olarak göç edenler hiçbir şekilde tespit
edilememektedir. Van dışına kesin göç edenler ise ancak gittikleri bölgede bir
ASM’ye kayıt olurlarsa, Van’da kayıtlı oldukları hekimin listesinden
düşmektedir.

BARINMA

Barınma koşullarının iyileştirilmesi depremden iki ay sonra
hala en önemli sorundur.

Van ili merkezinde nitelikleri farklı olan; 58.000’i Kızılay
tarafından, 12.000’i ise Vilayet tarafından sağlanan toplam 70.000 kayıtlı
çadır bulunmaktadır. Ancak bu çadırların önemli bir bölümü depremi izleyen ilk
günlerde halka dağıtılan ve vatandaşın evine yakın kendince uygun bulduğu bir
yere (evinin bahçesi, evinin önü, kaldırım üstü vb.) konuşlandırdığı,
bazılarının ise kullanılmadığı çadırlardan oluşmaktadır. Düzenli olarak
konuşlandırılmış sekiz adet geçici barınma yeri bulunmaktadır.

Van’da 17 ayrı yerde prefabrik kentler yapılmakta olduğu
söylenmektedir. Yapılan incelemelerde pek çok alanda inşaat çalışmalarının
sürdüğü gözlemlenmiştir.

Çadırkentlerin dışında sokak aralarında oluşturulan tekli ya
da birkaçı bir arada olan çadırlar oldukça fazladır. Çadırkentlerde bir şekilde
iyi kötü bir hizmet olsa da kendi olanakları ile çadırda kalanların durumu
hakkında hiç bilgi yoktur.

Geçici
barınma yerlerine bakıldığında:

Van İli
merkezinde kurulan geçici barınma yerlerinde Dünya Sağlık Örgütü Standartları’na
göre;

– bazı geçici barınma yerlerinde zemin kötü (çamur ve su
birikebilme özelliği nedeniyle)

– çadır veya prefabrik konut aralıkları yetersiz,

– banyo, tuvalet, çamaşır-bulaşık yıkama olanakları, lavabo
sayıları yetersiz ve yaşam alanlarıyla olan mesafeleri olması gerekenden daha
az,

– az sayıda da olsa bazı çadırların koruyucu niteliği hava
koşullarına göre yetersiz,

– çadır veya prefabrik oda başına düşen kişi sayısı genelde
fazla,

– bazı geçici barınma yerlerinde sosyal donatı alanları
yetersiz veya hiç yok,

                – bazı geçici barınma yerlerinde soba kullanılması nedeniyle
gaz zehirlenmesi ve yangın riski     

                  yüksek olduğugözlenmiştir.

Yaşam
şartları iyileştirilmediği sürece göç sürecektir.

 

TTB – SES
VAN DEPREMİ ÇALIŞMALARI

 

TTB ve SES, 23 Ekim Van-Tabanlı depreminin ilk gününden
itibaren bölgede ilk yardım, ayaktan tedavi hizmetlerinin yeniden yapılanması
ve sunumu, sosyal hizmetler alanlarında çalışmalar yürütmüştür. 1.-3. günlerde,
7. günde, 25. günde ve birinci ayda bölgede değerlendirmeler yapılmış, veriler
raporlarla kamuoyu ile paylaşılmıştır.

SES-TTB poliklinik hizmeti:

23 Ekim depreminin hemen ardından Erciş’te şehir merkezinde
SES ve TTB tarafından sağlık merkezi oluşturulmuştur. Sağlık kurumlarının
fiziki yetersizliği göz önüne alınarak sağlık hizmetlerinin verilmesine destek
için kentin merkezinde bulunan meydanda 4 adet sağlık hizmet çadırı
kurulmuştur. Daha sonra Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve Bağlar Belediyesi
tarafından sağlanan konteynırlarda sürdürülen poliklinik hizmetinin yanında
mobil ekiplerle de sağlık hizmeti sunulmuştur. Bu ekiplere Diyarbakır- Batman-
Tatvan Belediyeleri de ambulansları ve sağlık personelleri ile destek
vermişleridir. Yine bu çalışmalara sağlık öğrencileri de önemli katkı
sunmuştur. Erciş’te günlük ortalama 20-25 kişi ile bu hizmetler yürütülmüştür.

23 Ekimde başlayan sağlık hizmetlerinin 16 Kasım’da
sonlandırılması planlanırken, 9 Kasım Van depreminin ardından, özellikle Van’da
halkın ve sağlık çalışanlarının sorunlarının giderek derinleşmesi üzerine 23
Ekim 2011 sonrasında Erciş’te başlatılan ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Genel Merkezi tarafından yapılan bir program çerçevesinde sürdürülen sağlık
hizmetinin gereksinimin daha fazla olduğu göz önüne alınarak Van’a taşınmasına
karar verilmiştir.

21 Kasım günü Van’da risk grubu olan kadın ve çocukların
daha çok erişebilmesi amacıyla yoksul bir bölge olan Seyit Fehim Arvasi
Mahallesi’nde bir sağlık merkezi çadırı ve bir tıbbi malzeme konteynırı
yerleştirilmiş ve sağlık hizmeti verilmeye başlanmıştır. Van sağlık merkezinin
kurulmasında ve su, kanalizasyon bağlantılarının sağlanmasında Van Belediyesi
destek vermiştir.

Sağlık merkezinde bakılan hastaların önemli bir bölümünün
ilaçları da temin edilmektedir. Hasta başvurusu günde ortalama 150–250
arasındadır. Sağlık merkezi kayıtları incelendiğinde en çok ÜSYE, ASYE,
kas-eklem rahatsızlıkları, nörolojik hastalıklar, diş hastalıkları ve kronik
GİS hastalıkları nedeniyle başvurulduğu görülmektedir.  Diğer yandan her
gün 15–30 ilaç uygulaması ve pansuman benzeri küçük müdahaleler
gerçekleştirilmektedir.

Sağlık hizmeti sunumu Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri
Sendikası (SES) Genel Merkezi tarafından yapılan bir program çerçevesinde SES
şubelerinden gelen gönüllü üyelerin katılımıyla yürütülmekte ve Türk Tabipleri
Birliği’ne poliklinik hizmeti sunmak için başvuran gönüllü hekimlerin de
katılımı ile desteklenmektedir. Van TTB-SES sağlık merkezinde dört gün süreyle
görev yapmak üzere, farklı kentlerden gönüllü dört hekim, dört hekim-dışı
sağlık çalışanı ile hizmet sunulmaktadır.

TTB ODSH koordinasyon merkezi:

Gereksinim olduğu saptamasıyla, verilen katkının niteliğini
artıracağı ve sorun çözümüne müdahil olmada daha etkili olunacağı düşüncesi ile
Van merkezde 21 Kasım 2011 tarihinden başlayarak sabit/kalıcı bir TTB ODSH
koordinasyon merkezi oluşturma kararı verilmiştir. TTB Van Depremi ODSH
Koordinasyon Merkezi, 21 Kasım 2011 tarihinden itibaren Seyit Fehim Arvasi
Mahallesi Taziye Evi’nin yakınında TTB, SES, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi
ile bölge belediyelerinin katkısı ve işbirliğiyle sürdürülen sağlık merkezi
çadırının yanında kurulan, Ankara Tabip Odası tarafından sağlanan bir
konteynırda hizmet vermeye başlamıştır.

TTB ODSH koordinasyon merkezinde gönüllü iki kişilik ekipler
halinde birer hafta süreyle Van’da bulunulmakta ve bölgenin deprem sonrasında
derinleşen sağlık sorunları, sosyal sorunlar, halkın ve sağlık çalışanlarının
yaşadıkları zorluklar tespit edilmekte ve TTB Merkez Konseyi’ne günlük
bildirimler yapılmaktadır. Bunun dışında saptanan sorunlar sağlık bakanlığı,
sağlık müdürlüğü, afet ve acil durum il müdürlüğü ve Valilik Kriz Masası’na
sorunlar iletilerek müdahil olunmakta/çözüm bulunmaya çalışılmaktadır.

TTB ODSH koordinasyon merkezi gönüllüleri, Aralık ayı
ortasında Kıbrıs Türk Tabipler Birliği’nin Van’a yaptığı 6000 litre süt
yardımının kente ulaşabilmesi için Valilik Kriz Merkezi ile görüşülerek gümrük
işlemlerinin kolaylaştırılmasına aracılık etmiştir.

TTB ODSH grubu tarafından bölgede dağıtılmak üzere halka
dönük olarak “Sağlığımız için öneri ve uyarılar” adıyla bir broşür
hazırlanmıştır.

SOSYAL HİZMETLER

Depremin üzerinden 2 ay geçmesine karşın, evleri sağlam
olanların, hiçbir can kaybına uğramayan insanların dahi, evlerine giremediklerini,
yoğun korku, kaygı, sürekli artçı sarsıntılar ve tekrar deprem
olacakmış/oluyormuş hissi yaşadıklarını; karamsarlık, çaresizlik, huzursuzluk,
rahatsız edici değişiklikler tanımladıkları gözlemlenmiştir.

Deprem (afet) bölgesinde barınma, yiyecek, salgın
hastalıklardan korunma ihtiyacı kadar, sosyal hizmetlerin, koruyucu önleyici,
rehabilite edici çalışmalarının gerekli olup olmadığının halen tartışılır
durumda olması, sosyal hizmetlerin ağır aksak sürdürülmesine yol açmaktadır.
Sosyal hizmet çalışmalarının hızlı bir şekilde artırılması gerekmektedir.

Depremin yaşandığı ilk günlerde yapılan yardımlar seçilmiş
kişiler tarafından dağıtıldığından, yardımların ihtiyaç sahiplerine değil,
yandaşlarına yapıldığı yönündeki düşüncelerinin ve resmi yöneticilere tepkinin
devam ettiği görülmektedir.

Depremden kadınlar ve çocukların, erkeklere oranla daha
fazla etkilendikleri gözlemlenmektedir. Travma sonrası stres bozukluğu
teşhisiyle tespit edilen vakaların arasında kadın ve çocukların fazlalığı
dikkat çekmektedir.

Depremden etkilenen halk, kamu çalışanları ve yöneticiler,
depremin yaratmış olduğu psikolojik şoku atamadıkları ve bunun devam ettiği,
özellikle kamu çalışanlarının kendilerine veya diğer kişilere yardımcı olmada
zorlandıklarını beyan etmişlerdir. İl ve İlçede kamuda görevli personel ve
yöneticilerin depremin yaratmış olduğu travmatik sonuçlardan etkilenmelerinden
dolayı kamu hizmeti sunmakta sıkıntılar yaşanmaktadır.

Uygulanabilir etkin ulusal afet politikasının eksikliği,
Van-Erçiş depreminde de kendisini göstermiştir. Yapısal sorunların ortadan
kaldırılması için gerekli olan örgütlenmedeki/organizasyondaki dağınıklık,
afetten kaynaklı mağdur olan afetzedelerin barınma ihtiyaçlarına çözüm olarak
sunulan afet sonrası çadır kentler veya yeniden yerleştirme sürecinin birer
soruna dönüşeceği bilinmektedir.

Öneriler:

 

Kamu yöneticileri, Van’da hayatın normale döndüğünü iddia
etmektedirler. VAN’DA YAŞAM HİÇ BİR ŞEKİLDE NORMAL DEĞİLDİR. Normale döndüğü
iddiasının arkasında, topluma sağlanan çeşitli hakların geri alınması çabası
bulunmaktadır.

NORMALLEŞMEK BİR YANA, VAN’DA YAŞANANLAR İNSAN ELİYLE
YARATILMIŞ İKİNCİL BİR OLAĞANDIŞI DURUMA DÖNÜŞMÜŞTÜR.

·        
İkinci
ayın sonunda kentteki konutların hasar tespitlerinin tamamlanması bir yana,
toplam 29 ASM’nin bile kesin hasar tespitleri tamamlanmamıştır. Tamamlanan
hasar tespitleri hakkında sağlık çalışanları bilgilendirilmemiştir.
HASTANELERİN VE BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK KURUMLARININ KESİN HASAR ÇALIŞMALARI BİR
AN ÖNCE TAMAMLANMALI, SONUÇLAR YAZILI OLARAK KURUMLARA VE HALKA DUYURULMALIDIR.

·        
Depremden
sonra ikinci ayın sonunda da Van’da görevli olan sağlık çalışanlarının
neredeyse tümü halen kalıcı, güvenilir ve korunaklı barınma olanaklarından
yoksundur. Sağlık hizmetlerinin rotasyonla sürdürülmekte, çalışılan 7-10 gün
boyunca sağlık çalışanları arabalarında ya da kimi zaman her gece ayrı bir
yerde geçici barınma alanlarında kalmaktadırlar. Diğer yandan yeni yılla
birlikte tüm sağlık çalışanlarının kente dönmesinin isteneceği
bildirilmektedir. Sağlık çalışanlarına kalıcı barınma sağlanmadan kente
dönmeleri, kent dışında bulunan eş ve çocuklarının Van’a dönmesi mümkün
değildir. İKİ AYDIR İHMAL EDİLEN ANCAK YİNE DE ÖZVERİYLE ÇALIŞMAYA DEVAM EDEN
SAĞLIK ÇALIŞANLARINA KALICI, GÜVENLİ VE KORUNAKLI BARINMA BİR AN ÖNCE SAĞLANMALIDIR

·        
Van’da bulunan tüm ASM’lerde dönüşümlü çalışma düzeni 26 Aralık’ta sona
erdirilmiştir. Tüm ASM hekimleri görev yerlerine geri çağrılmıştır. Tüm ASM
hekimlerinin ve hekim dışı çalışanlarının görevlerine geri çağrılmasının, ASM
çalışanlarının yaşamakta olduğu barınma sorununu daha da artıracağı ortadadır.
KALICI, GÜVENLİ, KORUNAKLI VE AİLELERİYLE BİRLİKTE BARINABİLECEKLERİ BARINMA
ALANLARI OLUŞTURULMADAN ASM ÇALIŞANLARININ GERİ ÇAĞRILMASINDAN VAZGEÇİLMELİDİR.

·        
Van’da
yaşayan halkın önemli bir bölümü kent dışına göç etmiştir. Geride kalan
yaklaşık 100 bin nüfusun ancak yaklaşık 20 bini çadırkentlerde ve çadırlarda
barınmaktadır. KIŞ KOŞULLARININ GİDEREK AĞIRLAŞTIĞI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULARAK
BİR AN ÖNCE BANYO VE TUVALETİ OLAN KONTEYNIR, PREFABRİK EV YA DA KALICI KONUT
SAĞLANMASINA BAŞLANMALIDIR.

·        
Van’dan
göç etmeyen ancak çadırkentlerde de barınmayan büyük bir nüfus vardır. Bu
kişiler genellikle derme-çatma, su-tuvalet olanakları olmayan çadırlarda
kalmaktadır. Ayrıca beslenme, giyim, ısınma gereçleri gibi temel yardımlara da
ulaşamamaktadırlar. ÇADIRKENTLERDE BARINMAYAN NÜFUSA DA İLGİ GÖSTERİLMELİ, EN
AZ ÇADIRKENTLERDE KALANLARA SAĞLANAN KADAR DÜZENLİ BESLENME, GİYİM, ISINMA VE
MADDİ YARDIM SAĞLANMALIDIR.

·        
Sosyal
güvencesi olmayan bireylere ücretsiz ilaç sağlanması, ne yazık ki sadece bir ay
sürdürülebilmiştir. 22 ARALIK TARİHİNDE KALDIRILAN ÜCRETSİZ İLAÇ YARDIMI HEMEN
TEKRAR BAŞLATILMALIDIR.

·        
Van’da
yataklı tedavi hizmetleri sadece bir hastanede çok az sayıda yatakla
sunulmaktadır. Bu, özellikle çocuk hastalıkları ile gebelik ve doğumla ilişkili
durumlar açısından önemli bir sorun oluşturmaktadır. HASTANELERİN
GÜÇLENDİRİLMESİ YA DA YENİ BİNA İNŞAATLARI BİR AN ÖNCE TAMAMLANMALI, ÖZELLİKLE
KADIN DOĞUM VE ÇOCUK HASTALIKLARI HASTANESİ BİR AN ÖNCE FAALİYETE GEÇİRİLMELİDİR.

·        
Sağlık
hizmetlerinin akılcı bir şeklide planlanmasında nüfusun tam olarak tespit
edilmesi büyük önem taşır. VAN NÜFUSU’NUN HANE TEMELLİ OLARAK TESPİTİNE BİR AN
ÖNCE BAŞLANMALIDIR.

·        
ASM’lerde
sadece başvuranlara tedavi hizmetleri sunulabilmektedir. Nüfusun tam olarak
bilinmemesi ve rotasyonla çalışılmasına bağlı olarak sağlık çalışanı sayısının
1/3-1/4 oranında azalmış olması, özellikle koruyucu sağlık hizmetlerinin
sunulmasındaki en önemli engellerdir. VAN’DA ETKİN BİR BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETİNİN
SUNULMASININ ÖNÜNDEKİ ASIL ENGEL BİRİNCİ BASAMAK EKİBİNİ BİR HEKİM VE BİR AİLE
SAĞLIĞI ELEMANINA İNDİRGEYEN AİLE HEKİMLİĞİ SİSTEMİDİR. SAĞLIK EKİBİNİ VE
HİZMET YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ DARALTAN BU UYGULAMADAN VAZGEÇİLMELİDİR.

·        
VAN’DA
SÜRDÜRÜLEN BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETLERİNDE, HEKİMLERE BAĞLI HASTA
LİSTELERİ UYGULAMASINDAN VAGEÇİLMELİ, HİZMETLER BÖLGE-TABANLI OLARAK
DÜZENLENMELİDİR.

·        
Van’da
bulunan ASM’lerin kiminde nüfus hızla azalmakta, özellikle tek katlı evlerin
yoğun olduğu gecekondu bölgelerinde ve köylerde ise ASM nüfusları artmaktadır. 26
Aralık 2011 tarihinde Sağlık Müdürlüğü’nden elde edilen bir bilgiye göre, ASM
hekimlerine bildirilenin aksine hiçbir ASM’nin nüfusu deprem öncesi nüfusları
sabit kabul edilecek şekilde belirlenmemiştir. BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK
ÇALIŞANLARININ ÜCRET GÜVENCESİNİ ORTADAN KALDIRAN BU UYGULAMA İPTAL EDİLMELİ,
ASM ÇALIŞANLARININ ÜCRETLERİNİN BAĞLI NÜFUSUN BÜYÜKLÜĞÜNE GÖRE BELİRLENMESİNDEN
VAZGEÇİLMELİDİR. ÇALIŞANLARIN BÜYÜK MADDİ KAYIPLARI OLDUĞU VE NÜFUSUN HAREKETLİ
OLDUĞU GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULARAK YETERLİ DÜZEYDE BİR SABİT ÜCRET
BELİRLENMELİDİR.

·        
Van’da
bulunan ASM’lerin bina güçlendirme ve tadilat bedellerinin hekimler tarafından
ödenmesi istenmektedir. ASM BİNALARININ GÜÇLENDİRME VE TADİLAT GİDERLERİ SAĞLIK
BAKANLIĞI VE VALİLİK TARAFINDAN ÜSTLENİLMELİDİR.

·        
Depremle mücadelede, bir taraftan Van/Erciş’in hayat şartlarını
iyileştirmeye yönelik koruyucu sosyal politikalara, öte yandan da
rehabilitasyon ağırlıklı, sosyal-pedagojik projelere ihtiyaç vardır.
Sosyo-kültürel ve ekonomik durumları hakkında elde edilen bütün istatistikî
veriler, aktif sosyal politika ve sosyal hizmetler boyutuyla
değerlendirilmelidir. Bu çerçevede oluşturulacak çalışmaların türü, süresi,
boyutu, tahminî maliyeti ile sosyal faydalarının belirlenmesi gerekmektedir.
Yöre halkına yönelik,  deprem sorunu ile ilgilenecek, valiliğe bağlı özel
bir organizasyon birimi oluşturulmalıdır. Bu organizasyona kamu kurum/kuruluş
ve demokratik kitle örgütleri dahil edilmelidir.  Bu birim, Van-Erciş’te
depremden kaynaklı oluşan sorunları çözmeye, sosyal dengeyi kurmaya, deprem
kaynaklı travmanın azaltılmasına yönelik çalışmalar yapmalıdır. 

·        
Mülteciler
Van dışına göç etmeye zorlanmış, kentte kalanlara sağlanan yardımlar
kesilmiştir. Ne korunaklı barınma araçları sağlanmakta, ne herhangi bir yardım
ulaştırılmakta ne de sağlık hizmetine ulaşmalarına ilişkin bir çaba
harcanmaktadır. Yemek dağıtan Van Belediyesi dışında el uzatan yoktur.
MÜLTECİLERE BİR AN ÖNCE GÜVENLİ VE KORUNAKLI BARINMA SAĞLANMALI, ACİLEN
EKONOMİK VE SOSYAL DESTEK SUNULMALI, KRONİK HASTA VE ENGELLİ SAYISININ YÜKSEK
OLDUĞU DİKKATE ALINARAK EVDE BAKIM HİZMETLERİ BİR AN ÖNCE BAŞLATILMALIDIR.

VAN’DA DEPREMDEN İKİ AY SONRA, İDDİA EDİLENİN AKSİNE NORMAL
YAŞAMA NE YAZIK Kİ DÖNÜLEMEMİŞTİR. DEPREMİN YARATTIĞI YIKIM KRONİKLEŞMİŞTİR.

Türk Tabipleri Birliği ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri
Sendikası Van’da unutulanların ve normal yaşama dönüldüğü iddiasıyla ihmal
edilen halkın, mültecilerin ve sağlık çalışanlarının sesi olmuştur.

Verilen sözlerin ve yapılan ya da yapılmayan sağlıkla ilgili
tüm hizmetlerin takipçisi olmaya devam edecektir.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ

SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ
SENDİKASI

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]