Türk
Tabipleri Birliği ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), 23
Ekim 2011 tarihinde meydana gelen Van-Erciş depreminin birinci ayı dolayısıyla,
bu süreci değerlendiren bir rapor hazırladı. 

 

26.11.2011

VAN DEPREMİ BİRİNCİ AY DEĞERLENDİRMESİ

Türk
Tabipleri Birliği ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası 23 Ekim 2011
Van – Erciş depreminin olduğu günden bugüne, bölgede değerlendirmeler yapmış,
elde ettiği bilgiler ışığında yaptığı tespit ve çözüm önerilerini kamuoyu,
Sağlık Bakanlığı ve ilgililerle paylaşmıştır.

Van
depreminin ardından bir ay geçti. Van’da halk depremin kronikleşen ve giderek
derinleşen etkileri altında yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Bu bir ayda depremde
yitirilenlerin acısı yetmezmiş gibi açlıktan, soğuktan, yangından çocuklar
öldü, binlercesi hastalandı, hastalanıyor. Depremzedeler coplandı. Yerel mülki
idareciler ve hükümetin yönetim ve “hizmet” anlayışı, depremin etkilerini
azaltmak bir yana, depremzedelerin acısının katlanmasına yol açtı.

Deprem ve
kayıpları nedeniyle daha çok desteğe ve hizmete gereksinim duyan yurttaşların
yaşadıklarını ifade etmelerine bile tahammül edilemeyen bir deprem bölgesi…

Baskıcı
yönetim anlayışı ve hizmet sunmadaki yetersizlikler nedeniyle artan yıkıcı
etki…

Vali ve
Bakan’ın “binalara geri dönülebilir” ve “deprem açısından en güvenilir
bölgeler Van ve Erciş’tir, yıkık olmayan binalara girilebilir” açıklamaları
sonrasında 9 Kasım’da yaşanan ve 40 kişinin ölümüne neden olan ikinci
deprem,  afetin nasıl yönetildiğini gözler önüne serdi.

Deprem
öncesinde de olduğu gibi deprem sonrasında da bölgedeki “siyasi fay hattı”
yoğun olarak hissedildi.

Van’da 7.2
ve 5.6 büyüklüğündeki iki deprem felaketinin ardından evleri zarar gören
depremzedeler, ağır kış şartları, dondurucu soğuk ve giderilemeyen temel yaşam
gereksinimleri nedeniyle zor durumda kalarak kenti terk etmeye başladı. 
Bir kent boşaltıldı… Depremzedeler “yerinden olmuş kişi” oldular, göç teşvik
edildi.

Başbakan
ikinci depremin ardından “Buralardaki üniversite öğretim üyeleri, devlet
dairelerinde memurları, kimse bizden Van’ı ‘terk etme’ gibi bir şey istemesin,
bunlara müsaade etmeyiz”
diyerek depremden etkilenen memurlara tayin hakkı
vermeyeceğini kesin bir dille açıkladı. Ayrıca Van’ın afet bölgesi ilan
edilmeyeceğini vurguladı. Van Valisi Van’da hiçbir kamu kurumunun ayakta
olmadığını açıkladı. Nitekim ilk ve orta öğretim okulları 5 Aralık’a kadar
kapatıldı ve Van’a yeni atanan öğretmenlerin göreve başlama tarihleri 1
Aralık’a ertelendi.

“Hiçbir kamu
kurumunun ayakta kalmadığı” bir deprem bölgesi. İşte Türkiye’nin afet yönetimi…

Ayakta
kalmamış kamu binalarında depremzede kamu çalışanlarından hizmet beklentisi…

Öncelikle
belirtmek gerekir ki, hekimler  ve  tüm sağlık çalışanları, depremin
etkilerinin çok daha büyük olmamasında en önemli katkıyı fedakarca
sunmuşlardır. Kendilerine ne geçici de olsa sağlıklı barınma olanakları ne de
gündelik yaşamlarını sürdürmeye yetecek kadar destek sağlanmadığı halde bu
fedakarlıklarını sürdürmektedirler. Bu çabaları karşısında teşekkürü fazlasıyla
hak ederken, yöneticilerin “Van’da hiçbir kamu kurumu ayakta kalmamıştır”
açıklaması, bazı yönetim anlayışlarının enkaz altından çıkamadığının bir
göstergesidir.

Parmağı
kırıldığı halde çalışmaya devam eden, enkaz altından çıktıktan birkaç saat
sonra hizmet vermeye başlayan, evi yıkıldığı halde hizmete devam eden hekimler
ve sağlık çalışanları, artık Sağlık Bakanı’nın kendilerinin de depremzede
olduğunu hatırlamasını ve birinci ayın sonunda, en azından bazı kamu görevlilerine
sağlanan kadar desteğin sunulmasını ve başta barınma olmak üzere sorunlarına
acilen çözüm üretilmesini talep etmektedirler.

Van’da
sağlık hizmetlerinin bir an önce normalleşmesinin ve reorganizasyonunun ön
koşulu, hekimler dahil tüm sağlık çalışanlarının çalışma ve yaşama koşulları
iyileştirilmesidir. Oysa bildiğimiz, hekimler dahil tüm sağlık çalışanlarına
barınma, beslenme ve sosyal olanakları sağlanmadığı gibi, yaşadıkları travmanın
ve kayıpların ağırlığına bakılmadan, Van’da hizmet vermeye devam etmeye
zorlandıklarıdır…

Depremden
etkilenmiş, yakınlarını kaybetmiş ve zarar görmüş sağlık çalışanlarının zor kış
şartları altında tümüyle yıkılmış bir kentte, artmış sağlık sorunlarıyla,
üstelik tümüyle yetersiz olanaklarla sağlık hizmet sunmaya devam etmelerinin
beklenmesini aklımız almıyor.

Türk
Tabipleri Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası ile birlikte
halkın tıbbi gereksinimini giderebilmek için çözüm üretmeye çalışmış, Sağlık
Bakanlığı’nın yetersizliği karşısında, deprem sonrası ilk saatlerden itibaren
Erciş’te gönüllü hekim ve sağlık çalışanları ile poliklinik hizmeti vermiştir.
Bu poliklinik hizmeti, gereksinimin daha fazla olduğu gözlenerek halen Van
Merkez’de sürdürülmektedir.  Bugüne kadar on binden fazla depremzedeye
sağlık hizmeti ve ilaç yardımı sunulmuştur.

Türk
Tabipleri Birliği,1999 depremleri ışığında deneyim ve birikimini bölgeye
aktarmak ve izleme/değerlendirme/müdahale çerçevesinde çalışmalar yapmak üzere
21 Kasım 2011 tarihinde Van’da TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri
Koordinasyon Merkezi açmıştır.

23 Ekim 2011
depreminden bir ay sonra, Türk Tabipleri Birliği ve Sağlık ve Sosyal Hizmet
Emekçileri Sendikası tarafından bölgede yerinde tekrar yapılan inceleme ve
değerlendirmelerin bulguları / sonuçları aşağıda iletilmiştir:

GEREKSİNİMLER
VE ÖNERİLER

TOPLUMUN
GEREKSİNİMLERİ

BARINMA
SORUNLARI

  • Çadır kentler yetersizdir. Kent
    merkezinden önemli oranda göç olmuştur ve geride kalan nüfus yaklaşık 100
    bin civarındadır. Çadır kentlerde ise 18 000 kişi barınmaktadır.
  • Çadırlar ağır kış koşullarında
    barınma için kesinlikle yetersizdir. Onun yerine bir an önce banyosu ve
    tuvaleti olan, ısınması sağlanmış konteynırların her aileye en az bir adet
    olacak şekilde temin edilmesi gereklidir.

YARDIMLARIN
ADİL DAĞITILMASI

  • Deprem bölgesine yardım ülke
    çapında sürmektedir. Yardımlar çadır kentlerde kalanlara gereksinimlere
    göre kısmen adil şekilde sürmektedir. Ancak Van’da kaldığı söylenen
    yaklaşık 100.000 kişiden sadece yaklaşık 18.000’i bu dağıtımlardan
    yararlanmaktadır. Nüfusun geri kalan 83 000’i yer olmaması ya da
    evlerinden uzaklaşmak istememeleri nedeniyle çadır kentlerde
    barınamamaktadır. Ancak hem çadır, konteynır vb. barınma hem de beslenme
    ve diğer gereksinimleri düzenli şekilde sağlanamamaktadır. Halen kışlık
    giysisi olmayan, düzenli yemeğe ulaşamayan ve temel hijyen
    gereksinimlerini karşılayamayan çok büyük bir nüfus vardır.
  • Yardımların dağıtımında
    gereksinim belirleme temelli ve sadece temel yaşamsal gereksinimleri
    değil, psikososyal ve ekonomik gereksinimler de sistematik şekilde
    belirlenmeli ve karşılanmalıdır
  • Sağlık Bakanlığı ile Aile ve
    Sosyal Politikalar Bakanlığı etkili ve sürekli bir işbirliği içinde
    çalışmalıdır
  • Kentte bulunduğu söylenen ve
    etkinlik gösteremeyen sosyal çalışmacılardan daha etkili şekilde
    yararlanılmalı sistematik bir yaklaşımla tüm gereksinimleri saptama ve
    hakkaniyetli bir şekilde karşılama çalışmaları bir an önce başlatılmalıdır

SAĞLIK
HİZMETLERİNİN YÖNETİMİ

  • Van’da şu anda hem il sağlık
    yöneticileri hem da başka illerden görevlendirilen sağlık bakanlığı
    koordinatörleri bulunmaktadır. Ancak bakanlık koordinatörleri karar ve
    uygulamalarında toplumun gereksinimlerini, sağlık çalışanlarının
    gereksinimlerini ve sağlık hizmetlerinin organizasyonuna yönelik önerilerini
    dikkate alan bir yaklaşım içinde değildir.
  • Kentteki sağlık hizmetlerinin
    yönetiminde normal çalışma düzenine geçilmeli, sağlık bakanlığı merkez
    teşkilatı ya da diğer illerden görevlendirilecek koordinatörlerin görevi
    il yöneticilerine yardımcı ve destek olmak şeklinde düzenlenmelidir.
  • İl sağlık yöneticileri,
    gereksinimlerine göre kendi aralarında dönüşümlü olarak
    dinlendirilmelidir.
  • Akut dönemde hem yerel sağlık
    çalışanlarının özverili çabaları hem de diğer illerden yönlendirilen UMKE
    ve 112 acil sağlık ekiplerinin katkılarıyla etkili bir kurtarma ve olay
    yerinde acil yardım hizmetleri sağlanmıştır.
  • Bu dönemden sonra, Van ve
    Erciş’e insan gücü ve diğer kaynakların, acil yardım hizmetleri ile hasta
    nakli işlemlerine değil, sağlık hizmetlerinin normale dönmesi
    çalışmalarına aktarılması gereklidir.
  • Kentte bulunan çok sayıdaki 112
    ambulansı acil olmayan olgular ve kurumlar arası hasta nakli için
    kullanılmakta, UMKE ekipleri, artık kurtarma/olay yerinde acil yardım
    gereksinimi kalmadığından işlevsiz beklemekte ve kalifiye emek
    gerektirmeyen işlerde kullanılmaktadır.
  • Bölgede gerekenden fazla 112 ve
    UMKE ekipleri bulundurulması yerine, birincil, ikincil ve üçüncül korunma
    hizmetlerinin etkili, erişilebilir ve kapsamlı olmasına katkı sağlayacak
    birinci ve ikinci basamak sağlık çalışanlarının görevlendirilmesi yoluna
    gidilmelidir.
  • Geçici görevle bölgeye
    gönderilen hekimler dahil tüm sağlık çalışanlarının, gereksinimlere göre
    plan yapılmadan, kimin nerede çalışacağı ne çalışanlar ne de il sağlık
    yöneticileri tarafından bilinmeden, apar topar bölgeye gönderilmesi,
    çalışanları ve bölgedeki sağlık yöneticilerini zor durumda bıraktığı
    ortadadır.

SAĞLIK
KURUMLARININ GEREKSİNİMLERİ

  • İlk depremden 33 gün, ikinci
    depremden 16 gün geçmesine rağmen kentte bulunan sağlık kurumlarından
    ancak birkaç tanesinde kesin hasar tespiti çalışmaları tamamlanmıştır,
    onların da raporları henüz bildirilmemiştir.
  • Buna rağmen, Van kent
    merkezinde ağır hasar gören iki kamu hastanesi dışında tüm ikinci basamak
    kamu sağlık kurumları acil sağlık hizmetlerini sunmaya devam etmektedir.
    İki hastanede poliklinik hizmetleri sunulmakta, sadece bir hastanede
    yataklı tedavi hizmeti sunulmaktadır. Erciş’te yataklı hizmet veren
    hastane yoktur. Sahra Hastanesi poliklinik hizmeti sunmaya devam ederken,
    Erciş Devlet Hastanesi kesin hasar tespiti belli olmadan, 28 Kasım 2011
    Pazartesi günü poliklinik hizmeti vermeye başlayacaktır.
  • Van’da ve Erciş’te hizmet
    sunulan birinci basamak sağlık kurumları arasında genel hasar tespiti
    yapılmamış kurum binaları da vardır.
  • Kesin hasar tespit çalışmaları
    bir an önce tamamlanmalıdır.
  • Kesin hasar tespit çalışmaları
    tamamlanana dek, ayaktan ve yataklı sağlık hizmetlerinin sağlık
    kurumlarının bahçesinde/yakınında kurulacak ve iyi iklimlendirilmesi
    sağlanan konteynır ya da çelik konstrüksiyonlu geçici yapılarda sunulması
    sağlanmalıdır
  • Özellikle birinci basamak
    sağlık hizmetlerinde malzeme, araç-gereç ve donma nedeniyle aşı kaybı
    yüksek miktardadır. Malzeme ve aşı temini hızlandırılmalıdır
  • Aile Sağlığı Merkezleri ve
    Toplum Sağlığı Merkezlerinde tüm hizmetler için, sağlık kurumlarının
    bahçesinde, hali hazırda tüm illerin desteğiyle kentte bulunan tam
    teşekküllü gezici sağlık araçları konuşlandırılmalı ya da hizmet
    konteynırları temin edilmelidir.

SAĞLIK
HİZMETİ GEREKSİNİMLERİ

  • Aile Sağlığı Merkezleri
    hekimlerinin ücretlendirilmesinde uygulanmakta olan negatif performans
    uygulamasının kaldırıldığı bilinmektedir. Koruyucu hizmetleri teşvik
    etmeyi amaçlayan negatif performans uygulamasının kalkmış olmasının
    koruyucu hizmetlerin ihmali ve izlenmemesi ile sonuçlanmaması en büyük
    dileğimizdir.
  • Koruyucu hizmetleri aile
    hekimlerinin sırtına yükleyen ve koruyucu hizmetleri sadece izleyen ve
    dışsal motivasyonla yöneten yaklaşımdan vazgeçilmelidir. Bölgedeki bireye
    ve topluma yönelik koruyucu hizmetlerin izlenmesi için toplum sağlığını
    önceleyen bir yaklaşımla bir izleme ve hizmet sistemi oluşturulmalıdır.
  • Bölgenin sağlık, hastalık ve
    ölümlülük göstergeleri temelinde, mevsim, bölgede endemik görülen
    hastalıklar ve nüfusun yerinden olduğu gerçeği dikkate alınarak bireye ve
    topluma yönelik birincil korunma hizmetleri ve öncelikli ve erken dönemde
    saptanabilen hastalıklar için erken tanı amaçlı taramalar başlatılmalıdır.
  • Topluma ve bireye yönelik
    koruyucu sağlık hizmetlerine özel önem verilmelidir. Salgın ve afet
    durumlarına özel, rutin bağışıklama hizmetlerinden farklı bağışıklama
    ve/veya kemoprofilaksi gereksinimleri iyi değerlendirilmelidir.
  • Çadır kentlerde yaşamayan ve
    çoğunluğu kentin yoksul mahallelerinde yaşayan halk için birinci
    basamak sağlık hizmetlerinin coğrafi bölge esasında planlanması

    gereklidir. “Hasta listesi” ve “misafir hasta” ayrımı kalkmalıdır.
  • Bu bölgelerden sorumlu Aile
    Sağlığı Merkezleri yeni bir anlayışla, coğrafi bölge ayrımına dayanan
    nüfusun büyüklüğüne ve demografik özellikleri temel alınarak insan gücü,
    malzeme ve özellikle aşı yönünden güçlendirilmelidir.
  • Depremzedelerin bir bölümü
    çadır kentlere taşınmışlardır. Çadır kentlerin bazıları çok uygun koşullar
    sağlanarak olması gerektiği gibi düzenlenmiştir ancak önemli bir bölümünde
    çok ciddi sorunlar mevcuttur. Bazılarında aydınlatma ve hoparlör sistemi
    yoktur. Çadır içi sağlık koşulları genelde uygun değildir. Öte yandan
    yangın için yeterli önlem alınmadığı dikkati çekmektedir. Hiçbir çadır
    kentte çadırlarda kalanlar hizmete ve yönetime ortak edilmemektedirler.
    Diğer yandan, örnek olabilecek özellikte çok iyi düzenlenmiş çadır kentler
    de vardır. Bu açıdan Kızılay’ın deneyiminden ve kaynaklarından tüm kentte
    eşit bir şekilde yararlanılmasının olanakları yaratılmalıdır.
  • Çadır kentlerde sağlık
    hizmetleri, 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasası’nda
    tanımlanan esaslar temelinde, multidisipliner birinci basamak sağlık
    hizmeti ekipleri tarafından verilecek şekilde düzenlenmelidir.
  • Çadır kent sağlık birimleri
    malzeme ile  sağlık ve sosyal hizmet çalışanı yönünden
    desteklenmelidir.
  • Çadır kent sağlık birimleri
    hizmetlerinin Van’daki birinci basamak sağlık kurumları çalışanları ile
    sürdürülmesi yerine 10 günden az olmayacak rotasyonlarla diğer illerden
    gelecek birinci basamak sağlık çalışanları tarafından sürdürülmelidir.

SAĞLIK
ÇALIŞANLARININ GEREKSİNİMLERİ

BARINMA

  • Kentte sağlık çalışanları için
    ayrılabilen sınırlı sayıdaki barınma olanakları, kent dışından
    görevlendirilen 112 ve UMKE ekiplerine tahsis edilmiştir. Artık çok yüksek
    gereksinim duyulmayan 112 ve UMKE ekiplerinin sayıları gereksinimlere göre
    yeniden düzenlenmelidir. Böylelikle, depremden bir ay sonra da olsa, 112
    ve UMKE ekiplerine sağlanan barınma olanakları Van’da kalıcı görevli olan
    sağlık çalışanlarına tahsis edilebilecektir.
  • Başta kamu eğitim kurumları
    olmak üzere, diğer kamu çalışanlarına sağlanan olanaklara karşılık, Sağlık
    Bakanlığı ve il kriz masasını sağlık çalışanlarına barınma yardımı
    konusunda özen göstermeye davet ediyoruz. Deprem sonrasında can kaybının
    azaltılmasında en önemli katkıyı sağlayan sağlık çalışanlarına böyle bir
    yaklaşım kabul edilebilir bir durum değildir.
  • Hekimler ve tüm sağlık ve
    sosyal hizmet çalışanları için, gereksinim duyanların aileleri ile
    birlikte kalabileceği, banyo-tuvaleti içinde, iyi iklimlendirilmiş ve
    korunaklı konteynır ya da prefabrik konutlar bir an önce sağlanmalıdır. Bu
    yapılar, sağlık kurumlarının yakınlarında konuşlanmalıdır

ÇALIŞMA
DÜZENİ

  • Hekimler ile sağlık ve sosyal
    hizmet çalışanlarının depremzede olduğu unutulmadan, kentin nüfusunun
    azaldığı dikkate alınarak yeni bir çalışma düzeni içinde görevlerini
    sürdürme olanakları sağlanmalı, bu düzenlemeler kurum yöneticilerinin
    bireysel sorumluluğuna bırakılmamalı, sözlü duyurularla değil genelgelerle
    net olarak tanımlanmalıdır.

EKONOMİK
SORUNLAR

Performansa
dayalı ödemenin yol açacağı öngörülen vahim sorunlar, Van’da yaşanan afet
sonrasında kendini göstermiştir.  Hekimlerin işlem başına ek ödeme alması
uygulaması, kayıtların tutulamadığı, hangi çalışanın nerede hangi hizmeti
sunduğunun ortaya çıkan acil gereksinimlere göre değişebildiği koşullarda
işlemeyeceği ortadadır.

Hem
depremzede olarak maddi kayba uğrayan, hem de ev taşıma, başka kente ev
kiralama gibi nedenlerle daha fazla harcama yapmak durumunda kalan üstelik
performansa dayalı ek ödeme sistemi içinde gelirleri azalan sağlık çalışanları
ekonomik açıdan desteklenmelidir.

  • Performansa dayalı ek ödeme
    uygulaması Van’dan başlayarak sona erdirilmelidir.
  • Bölgede zaten zor olan çalışma
    ve yaşam koşulları ile deprem ve ağır kış koşullarının yarattığı zorluklar
    dikkate alınarak Van’da görevli sağlık çalışanları için özel hizmet
    tazminatları düzenlenmelidir.
  • Sözleşmeli sağlık ve sosyal
    hizmet çalışanları güvenceli kadrolara alınmalı ve ücretleri
    yükseltilmelidir.
  • Sağlık ve sosyal hizmet
    çalışanlarının ekonomik kayıplarının akut dönemde giderilmesi amacıyla
    faizsiz ihtiyaç kredisi alabilmeleri olanakları sağlanmalıdır

SOSYAL VE
RUHSAL DESTEK

  • Sağlık Bakanlığı ile Aile ve
    Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından sürdürüldüğü belirtilen sosyal
    hizmetlerin sağlık çalışanlarını kapsamaması kabul edilebilir bir durum
    değildir.
  • Alanda bulunan sosyal
    çalışmacılardan bir grubun özel olarak sağlık çalışanlarının
    gereksinimlerini belirlemesine bir an önce başlanmalıdır.
  • Saptanan gereksinimlerin hızla
    ilgili bakanlıklara/il yöneticilerine ve hizmet kurumlarına iletilmesi ve
    gereksinimlerinin öncelikli olarak karşılanması gerekir.
  • Sağlık ve sosyal hizmet
    çalışanlarının barınmakta olduğu ya da barınacağı yerlerde, topluma sağlanan
    sosyal destekler sunulmalıdır.
  • Sağlık ve sosyal hizmet
    çalışanlarının bakmakla yükümlü oldukları bağımlı nüfus (çocuklar ve
    yaşlılar) için güvenli ve korunaklı barınaklarda, bu alanda eğitimli ve
    gönüllü görevliler tarafından bakım olanakları sağlanmalıdır.
  • Sağlık ve sosyal hizmet
    çalışanları hem depremzede olarak ağır bir travma yaşamışlardır, hem de
    akut dönemde ve depremin etkilerinin kronikleştiği ve giderek derinleştiği
    bu dönemde, barınma sorunları, ağır iş yükü, geleceklerinin belirsizliği
    ve çözülemeyen daha pek çok sorun nedeniyle tükenmişlik noktasına
    gelmiştir. Ruhsal açıdan desteklenmelerine gereksinim vardır. Sağlık
    Bakanlığı sağlık çalışanlarına ruhsal destek sağlama çalışmalarını bir an
    önce başlatmalıdır. Türk Tabipleri Birliği ve Sağlık ve Sosyal Hizmet
    Emekçileri Sendikası bu konuda işbirliğine hazırdır.

Sonuç
olarak:

Hükümet ve
yerel kriz yönetimi, bir an önce mevcut anlayışını ve yaklaşımını terk etmeli,
birincil görevinin acıları, kayıpları azaltmak olduğunu hatırlamalıdır. Tek tek
kurumların gövde gösterisi yaptığı bir çalışma anlayışı yerine organize ve
eşgüdüm içinde normal yaşam geçişi hızlandıracak bir çalışma sürdürülmelidir.

Sağlık
Bakanlığı, Van’da hem depremzedelere sağlık hizmeti sunmakta, hem de gerek
depremden etkilenen sağlık çalışanlarının hem de bölgeye görevlendirilenlerin
çalışması ve yaşaması için uygun koşullar sağlamakta yetersiz kalmıştır.

Çadır
kentlerde sunulan olanak ve hizmetlerin birbirinden çok farklı olması,
hizmetlerin eşgüdüm içinde yönetilmediğinin en temel göstergesidir.

Her
olağandışı durumda olduğu gibi yaşlılar, yalnız/ çocuklu kadınlar, engelliler
en çok risk altındadırlar. Bu hassas guruplar afetten en çok zarar gördükleri
gibi, adil dağıtılamayan yiyecek ve diğer yardımlardan yararlanamamakta, sağlık
hizmeti alamamaktadırlar. Tespitleri yapılıp pozitif ayrımcılık uygulanmadıkça
da sorunları artarak devam edecektir

Ana ve çocuk
sağlığı hizmetleri çok yetersizdir. Gebeler, loğusalar, bebek ve çocukların
tespitine yeni başlanmıştır, izlenmemektedirler.

Bulaşıcı
hastalıklar tehdit oluşturmaktadırlar. Tek tük suçiçeği,  sindirim sistemi
enfeksiyonu görülmüştür. Ancak bir salgın yoktur. İçme suyunun pet şişelerden
sağlanıyor olması su ile bulaşan salgın ihtimalini büyük çapta azaltmıştır. Öte
yandan kalabalık çadırlar bit, uyuz, dermatit, Hepatit B gibi temasla geçen
hastalıların ve solunum sistemi hasalıklarının yayılmasını kolaylaştırmaktadır.
Bir bebeğin pnömoniden öldüğü öğrenilmiştir. Menenjit olguları da
beklenmelidir. Aşılamalar aksamakla beraber soğuk zincir koşulları sağlanmış ve
yapılmaya başlanmışlardır. Bölgede kayıtlı 100 civarındaki tüberküloz
hastasının çok azı ziyaret edilip ilaçları verilebilmiştir. Büyük çoğunluğunun
nerede oldukları belli değildir. Yaşlılara ve risk altındakilere grip aşısı
yapılmasında yarar vardır.

Birinci
basamaktan veri toplanmasına 18 Kasım tarihinde ve sınırlı olarak başlanmıştır.
Çadır kentlerde görevli hekimlerden bazı hastalıkların ( ishal, akut solunum
yolu enfeksiyonu, ateş, kızamık, menenjit vb.) ve yapılan aşıların bildirilmesi
istenmektedir. Ancak herhangi bir kültür veya diğer mikrobiyolojik tetkikler
yapılamamaktadır. Bu yüzden su ve gıdanın sağlık düzeyi, ishalli hastalıkların
kesin tanısı bilinmemektedir.

Kamplardaki
yiyecekler bazı dernekler, Kızılay ve yiyecek şirketlerince hazırlanıp
dağıtılmaktadır. Yiyeceklerin ham maddeleri, hazırlayanların sağlık durumu ve
hazırlama şekli hemen hiç denetlenmemektedir. Gıda kaynaklı zehirlenmeler bir
risk oluşturmaktadır. Dağıtılan yiyecekler daha çok bulgur, fasulye, nohut,
patates şeklinde olup günlük besin gereksinimini karşılamaktan uzaktır. Meyve
ve sebze, etli yemekler çok nadiren dağıtılmaktadır. Süt ve süt ürünleri
verilmemektedir. Hamile kadınların çocukların beslenmeleri aksamıştır. Emziren
kadın sayısı azalmıştır. Malnutrisyonlu çocukların durumu kötüleşmektedir.
Diyabet, hipertansiyon, böbrek hastası gibi özel beslenmesi gereken kronik
hastalık sahipleri zor durumdadırlar.

Barınmadan
beslenmeye, sağlık hizmetlerinden eğitime yaşamı ilgilendiren bütün alanlarda
etkileri uzun zamana yayılacak sorunlar acilen çözüm beklemektedir.

Sağlık
Bakanlığı’nı Van’da depremden etkilenen Hekimler ve sağlık ve sosyal hizmet
çalışanlarının sorunlarıyla daha yakından ilgilenmeye ve sorumluluklarını
yerine getirmeye davet ediyoruz. Bölgenin gereksinimleri temelinde oluşturulan
bir sağlık insan gücü planlamasında gönüllü sağlık çalışanı görevlendirme,
sağlık hizmeti sunma ve sağlık çalışanlarına travma sonrası destek verme
konularında işbirliğine açık olduğumuzu tekrar vurguluyoruz.

Türk
Tabipleri Birliği Merkez Konseyi

Sağlık ve
Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]