AKP’NİN KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERİNİDE, SAVUNMA HAKKINA BİLE TAHAMMÜL ETMEYEN ANTİDEMOKRATİK UYGULAMARINI DA KABUL ETMİYORUZ!

Facebook
Twitter
WhatsApp

AKP iktidarının tüm muhalif kişi ve kurumları hedef alan ve
ülkeyi adeta açık bir cezaevine çeviren gözaltı ve tutuklama operasyonları
askeri faşist dönemleri bile aratacak

boyutlara ulaşarak devam
ediyor. İnsanlar kitlesel biçimde gözaltına alınmakta, gizlilik
gerekçesiyle hiçbir bilgi verilmeden tutuklanmakta, aylarca iddianame bile
hazırlanmadan cezaevlerinde tutulmaktadır. 

22 Kasım 2011 günü bu operasyonlara yenisi
eklendi. Başta kırk yedi avukat olmak üzere yüz kişi gözaltına alındı ve halen
gözaltındalar. Aynı gün Özgür Gündem Gazetesi’nin merkez bürosu da basıldı ve
iki gazeteci gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar tutuklanma tehdidiyle karşı
karşıyalar. Bu kişilerin birçoğu başta İHD ve ÇHD olmak üzere çeşitli siyasi
partilerin de üye ve yöneticiliğini yapmaktadır. Yine gözaltına alınanlar
arasında Konfederasyonumuz KESK’e bağlı
Eğitim Sen üyesi ve İLKSAN delegesi Yusuf Eminoğlu da
bulunmaktadır.

Uzun bir süredir devam ettirilen gözaltı ve tutuklama
mekanizmasının; Başbakanın geçtiğimiz günlerde Asrın Hukuk Bürosu avukatlarını
hedef gösteren açıklamalarının hemen ardından aralarında eski milletvekili
Mahmut Alınak’ın da bulunduğu onlarca avukatın yapılan operasyonda gözaltına
alınması yargının siyasal iktidarın emriyle hareket ettiği yönündeki iddiaları
güçlendirmiştir.

Tüm muhalif kesimlere karşı uzun süredir sürdürülen
operasyonların esas amacının toplumu sindirerek bir korku imparatorluğu
yaratmak olduğu açıktır. AKP, kendisi gibi düşünmeyen ve yaşamayan herkese
savaş ilan etmiştir. Beslendiği milliyetçi/muhafazakâr ideoloji gereğince;
gittikçe daha fazla otoriterleşmekte, emperyalizmin ihtiyaçlarına uygun rejimin
“yeni yüzünü” inşa etmekte kararlı olduğunu göstermektedir.

Nitekim AKP iktidarının yeni rejiminde; emekçilere ve
halklara açlık, yoksulluk, güvencesizlik, kölece çalışma sistemleri ve biat
eden bireyler yaratılması vardır. AKP iktidarı bu uygulamalarını askeri darbe
ürünü olan Kanun Hükmünde Kararnamelerle; bırakın toplumsal dinamiklerini kendi
milletvekillerini bile hiçe sayarak sistemini inşa ediyor. Her gün yeni
yasalarla sağlık, eğitim, ulaşım ve diğer kamusal hizmetler daha fazla paralı
hale getiriliyor. Yoksul emekçi halkların ihtiyacı olan gereksinimler paralı
hale getirilirken diğer taraftan da baskı sindirme politikaları ile halkın sesi
kısılıyor. Aslında yapılan son operasyonda karşı çıkabilecek halkı savunmasız
bırakmanın, savunma yapacakların sindirilmesine yöneliktir.

Darbe dönemlerinde bile böyle toplu avukat gözaltları
yaşanmadı. Bu “onur” AKP hükümetine nasip oldu. Türkiye, şu anda yurttaşlarının
hukuk güvenliğinin olmadığı; yurttaşların kaderinin hükümetin iki dudağı
arasında olduğu otoriter bir yönetim dönemini yaşıyor. Bütün bu olanlara
Türkiye’nin dahil olduğu, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği
yetkilileri seyirci kalıyor. Acaba ne uğruna? Kuzey Afrika’da ve Ortadoğu’da
yaşanan gelişmelerde model ülke olarak sunulan Türkiye’nin, kendi yurttaşlarına
ödettiği bedel bu mu? Korkarız ki bu bedel burada kalmayacak, daha fazla yaygın
ve kitlesel gözaltı ve tutuklamalar yaşanacak. Türkiye tam bir korku iklimine
doğru hızlı adımlarla yol alıyor. Ortadoğu halklarının korku duvarını yıktığını
söyleyen sayın cumhurbaşkanına sesleniyoruz. Türkiye’de yaşayan halklar da,
böyle giderse, emin olun bir gün korku duvarını yıkacaktır.

Ülkemizin yeni ve demokratik bir anayasaya kavuşması
gerektiğini her fırsatta ifade eden siyasal iktidara ve TBMM’ye sesleniyoruz:
Darbe dönemlerini aratan toplu gözaltı ve tutuklamalarla ne yapılmak isteniyor?
Yurttaşların demokratik anayasa beklentisi boşa mı çıkarılmak isteniyor? Bu
pratiklerinizle Emek, Barış ve Demokrasi Güçlerinin size güveni kalmamıştır.

Gözaltına alınanların tamamının serbest bırakılmalarını,
baskı, sindirme ve göz altıların bitmesini istiyoruz. Başta Kürt sorunu olmak
üzere; bütün sorunların barışçıl ve demokratik yöntemlerle muhatapları ile
çözülmesini bekliyoruz. Artık ölümler yaşanmasın analar ağlamasın istiyoruz.
Parasız sağlık, parasız eğitim istiyoruz. Kısacası demokrasinin tüm kurum ve
kurallarıyla yerleştiği, emeğin özgürleştiği bir Türkiye’de yaşamak istiyoruz.

                                                                                                                              MERKEZ
YÖNETİM KURULU

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]