URFA: 4688 SENDİKALAR KANUNU, KHK’LER, 657’DE YAPILMAK İSTENEN DEĞİŞİKLİKLER TUZAK DOLU

Facebook
Twitter
WhatsApp

BASINA VE KAMUOYUNA

4688 SENDİKALAR KANUNU,
KHK’LER, 657’DE YAPILMAK İSTENEN DEĞİŞİKLİKLER TUZAK DOLU

Türkiye son günlerde adeta bir KHK terörü yaşıyor, her gün
akşam yatarken sabah ne ile karşılaşacağımızı bilemiyoruz, Türkiye adeta bir
Muz Cumhuriyet’ine dönüşüyor, hükümet 3 Mayıs’ta yani eski yasama döneminde KHK
çıkarma yetkisi almıştı. Aradan bir seçim geçti, Meclis yenilendi, 1 Ekim’de
TBMM açıldı, fakat hükümet Meclisi de devre dışı bırakarak ancak darbe
koşullarında kullanılan KHK çıkarma yoluyla kamu hizmetleri ticarileştirme
sürecini tamamlıyor.

Bu KHK’lar ile sağlık hizmetlerinin piyasalaşmasının hukuki
alt yapısı tamamlandı. Kamu Hastaneleri Birlikleri Meclis’in ve demokratik
kamuoyunun denetiminden kaçırılarak yasalaştırıldı.

Hastaneler birden beşe kadar yıldızlar verilerek
sınıflandırılıyor, parası olanlar “iyi hastanelere” parası olmayanlar “kötü
hastanelere” gidecek! Yani ne kadar para o kadar sağlık anlayışı
gerçekleştirilmiş oluyor.

Türkiye’de 200bin’e yakın hemşire işsiz gezerken ithal
hemşire ve doktor getirilmek isteniyor! Bunun bir tek gerekçesi var, o da;
“oluşacak sağlık tekellerine ucuz iş gücü yaratmak!”

Artık reform, yenilik, değişim lafından korkar olduk, ne
zaman hükümet bu lafları ederse peşinden emekçilerin kazanılmış haklarını ellerinden
alacak düzenlemeler gündeme geliyor.

Bir başka KHK ile “kamuda devrim, eşit işe eşit ücret
getirildi” deniliyor. Bu ifade gerçeği yansıtmıyor; müsteşar, genel müdür gibi
üst düzey yöneticilerin ücretleri yükseltilerek özel sektörden yönetici
transferinin alt yapısı hazırlanıyor. Önemli sayıda kamu emekçisi hak kaybına
uğruyor. AKP iktidarı, TBMM’yi, yargıyı ve dolayısı ile kamuoyu denetimini by
pass ederek sadece kendisini tek yetkili kıldığı yasaya dayanarak bu güne kadar
toplam 35 Kanun Hükmünde Kararname çıkarmış bulunmaktadır.

Öncelikle birçok bakanlığı ilgilendiren temel teşkilat
yasasında ve toplamda neredeyse yüzlerce yasada KHK’ler yoluyla değişiklik
yapılması yoluna gidilmesinin parlamenter bir anayasal düzen açısından kabul
edilemez olduğunun altını çizmek istiyoruz.

Tüm bunların yanı sıra KHK değişikliklerine paralel olarak
Çalışma Bakanı Faruk Çelik tarafından gündeme getirilen 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu’nun kaldırılması tartışmaları, kamu emekçilerinin iş
güvencesine yönelik yeni bir saldırı ile karşı karşıya olduğumuzu
göstermektedir. Yıllardır Türkiye’nin gündeminde olan güvencesiz çalışma
uygulamalarının, yaşanan krizlerle birlikte istihdam üzerinde kalıcı
tahribatlar yarattığı bilinmektedir. Devletin yurttaşlarına karşı anayasal
görevi olan yeni istihdam alanları yaratma, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik vb.
olanakları sağlamak gibi sorumluluklar geri plana itilerek, “yurttaş” kavramı
yerine “müşteri” kavramı ön plana çıkarılmış, adım adım piyasa ile daha uyumlu
bir kamu personel politikası oluşturulmaya çalışılmıştır

Bir başka oyun da kamu emekçilerine toplu sözleşme hakkı
üzerinde oynanıyor,

Bildiğiniz gibi 4688 Sayılı yasa taslağı geçtiğimiz
haftalarda Bakanlar Kuruluna gönderildi.. Uluslararası anlaşmalar ve
sözleşmelerin ayaklar altına alınarak grevli toplu sözleşme hakkımızın
tanınmadığı yasa taslağında örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller de devam
ettirilmektedir. Kapsamı sadece mali ve sosyal haklarla sınırlandırılan toplu
sözleşmenin mali haklar bölümü bile söz konusu yasa taslağında anayasaya,
yasaya aykırı olarak sınırlandırılmaktadır

Toplu sözleşmenin taraflarından Kamu Görevlileri Hakem
Heyeti’nin ve anlaşmazlık durumunda görev yapacak olan Kamu Görevlileri Hakem
Kurulunun oluşumunda tamamen yandaş sendika gözletilmektedir. Diğer taraftan
söz konusu taslak getirdiği düzenlemelerle yerel yönetimlere, ihtiyari, yani
isteğe bağlı toplu sözleşme yapmayı düzenlemekle kalmamakta bu ihtiyari
sözleşmeyi yapmayı bile nerdeyse imkânsız hale getirecek şarta bağlamaktadır.

Kısacası tasarıda hükümet “ben toplu sözleşmeyi beni
zorlamayacak, isteklerimi bu güne kadar olduğu gibi kabul edecek olan yandaş
sendikamla yapacağım” demektedir

Biz kamu hizmetlerinin ticarileşmesine başından itibaren
itiraz ettik! İtiraz etmeye de devam edeceğiz.

Biliyoruz AKP hükümeti itiraz edenleri muhalefet edenleri
sevmiyor, cezalandırıyor, baskıyla korkutmaya çalışıyor,gözaltına
alıyor,tutukluyor. ancak KESK korkmadan, yılmadan mücadelesine devam etmekte
kararlıdır! Bizim mücadelemiz sadece kamu emekçilerinin değil milyonlarca
yurttaşımızın eşit, nitelikli, parasız ve ulaşılabilir kamu hizmetlerinden
yararlanması mücadelesidir. Bizim mücadelemiz; demokrasi ve barış mücadelesidir,
bizim mücadelemiz 30 yılı aşkındır süren savaşın, ölümlerin son bulması ve Kürt
sorununun anayasal zeminde çözülmesidir. KESK olarak tüm bu mücadele
ilkelerimizden asla vazgeçmeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz…21/11/2011

                              
                                                   Şanlıurfa KESK Şubeler Platformu Dönem
Sözcüsü

                                                                                                                            İsmet KARADAĞ

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×