61. hükümet programında
çalışma hayatı açısından kritik bazı hedefler yer alıyor. Bunlardan biri kıdem
tazminatı fonunun kurulması diğeri ise işgücü piyasalarının esnekleştirilmesi.
Özellikle kıdem tazminatı fonunun hükümet programına girmiş olması son derece
kritik.  Uzun zamandır gündemde olmasına karşın kıdem tazminatı fonu ilk
kez hükümet programına girmiş oldu. Fon kurulması 59 ve 60. hükümetlerin
programında yer almamıştı.

Kıdem tazminatı fonuna ilişkin hükümet programında şu ifadeler yer alıyor:
“İşçilerimizin büyük çoğunluğunun alamadığı, işletmelerimizin üzerinde ödeme
baskısı oluşturan, çalışma hayatının en önemli sorun alanlarının başında gelen
kıdem tazminatı sorununu kazanılmış hakları koruyan ve bütün işçilerin kıdem
tazminatlarını garanti altına alan bir fon teşkil etmek suretiyle, sosyal
taraflarla istişare içinde çözeceğiz.”

Bu gerekçelendirme ilginç. Kıdem tazminatı fonu işçilerin kıdem tazminatı
almalarını sağlayacak bir düzenleme olarak sunulmakta. Yıllardır işletmelerin
üzerinde yük olduğu ve işgücü piyasası esnekliğini yok ettiği ve katılığa yol
açtığı gerekçeleriyle gündeme getirilen fon bu kez işçilerin yararına gibi
sunulmakta. 1930’lardan bu yana var olan bir işçi hakkını budayacak olan fon
kıdem tazminatını koruyucu bir mekanizma olarak anlatılmakta.

Kıdem tazminatı fonu (Hak-İş dışında) sendikaların şiddetle karşı çıktığı bir
mekanizma. Kıdem tazminatı fonu işverenin kıdem tazminatı  ödeme
yükümlülüğünün (işverenlerin prim ödeyecekleri) bir fona devredilmesi anlamına
geliyor. Böylece işverenler işten çıkarma/ayrılma sırasında hak kazanan işçiye
kıdem tazminatı ödemeyecekler. Bu ödeme bir fon tarafından yapılacak. Böylece
işveren açısından işten çıkarmanın maliyeti azalmış olacak. Fon işçinin iş
güvencesini azaltacak, esnekliği artıracak bir uygulama olacak. Öte yandan
işverenlerin söz konusu fona ödeme yapmamaları veya eksik ödeme yapmaları
durumunda (tıpkı sosyal güvenlik primlerinde olduğu gibi) fon açık verebilecek
ve bu açık kamunun üzerine yıkılabilecek. Kısaca fon uygulaması kıdem tazminatı
hakkının budanması olacaktır.

Hükümet programındaki ikinci kritik konu esnekliktir. Seçim öncesi hazırlıkları
yapılan ve “ulusal istihdam stratejisi” adıyla bilinen çalışmanın önümüzdeki
günlerde meclis gündemine geleceği anlaşılıyor. Hükümet programında açık bir
hedef olarak “işgücü piyasasının esnekleştirilmesi” ve “işgücü piyasasının
katılıklarının” giderilmesi hedeflerine yer verilmiş ve bu birkaç kez
tekrarlamıştır.

Tıpkı kıdem tazminatı fonu gibi esneklik de çalışanlar için pek faydalı ve
insani bir uygulama olarak sunulmaktadır. Hükümet programında esneklikle ilgili
şu ifadeler yer alıyor: “İstihdamın artırılması ve kayıt dışılığın azaltılması
amacıyla güvenceli esneklik anlayışı ve “işi değil insanı koruma” ilkesi
çerçevesinde işgücü piyasamızın katılıklarının gidererek başta genç, kadın ve
vasıfsız işgücümüz olmak üzere işsizlerimize nitelik kazandırarak işe girişi
kolaylaştıracağız.”
 
Hükümet programı, esnekliği ve işgücü piyasasının “katılıklarının”
giderilmesini (diğer bir ifadeyle güvencesizlik) işsizliğin azaltılmasının
çözümü  olarak sunmakta. Hükümet programında esneklik ve katılığın
giderilmesi konusunda ayrıntı yer almıyor ama seçim öncesi yapılmış olan
hazırlıklardan gündeme gelebilecek konuları biliyoruz: Bölgesel asgari ücret,
kiralık işçilik, alt işveren uygulamasının yaygınlaştırılması, kıdem tazminatı
fonu belli başlıları.

İnanılır gibi değil ama önümüzdeki günlerde işçilerin kazanılmış haklarını
budayacak olan esneklikle ilgili düzenlemeler, işçilerin yararına ve yeni iş
alanları yaratan politikalar olarak pazarlanacak. Yıllardır sermaye tarafından
talep edilen düzenlemeler “işçiler için” yapılmış gibi yapılacak. Dahası bazı
sendikacıların hükümetle yan yana bunları savunduklarını göreceğiz. Şaşırmak
yok!

 

 

[email protected] / 13:46 14 Temmuz 2011

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]