Hükümet genel seçimlere iki gün kalmasına rağmen, 633 sayılı
KHK ile SHÇEK’i kapattı. SHÇEK bağlı kurumlar il özel idarelerine devredilecek.

Genel Merkezimiz konuyla ilgili 9 Haziran 2011 tarihinde
SHÇEK Genel Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın
açıklamasını Genel Sekreterimiz Mehmet Sıddık AKIN okudu.

 

SHÇEK KAPATILDI, SOSYAL HİZMET’İN
YERİNİ SOSYAL YARDIM ALDI,

KADININ ADI YOK!

    8 Haziran 2011
günü Başbakan’ın yeni kabine yapısını tanıttığı basın toplantısından birkaç
saat sonra Resmi Gazetenin mükerrer sayısında 11 Adet KHK yayımlandı. Bunlardan
633 sayılı KHK ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kuruldu. Bu bakanlık
kurulurken SHÇEK kapatıldı. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü hizmet birimi
olarak bakanlığa bağlandı. Özürlüler İdaresi Başkanlığı yerine Özürlü ve Yaşlı
Hizmetleri Genel Müdürlüğü bakanlığın hizmet birimi oldu. Kapatılan SHÇEK
yerine Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Çocuk Hizmetleri Genel
Müdürlüğü bakanlığın hizmet birimi olarak kuruldu. SHÇEK’in merkez teşkilatı
tasfiye edildi. Taşra teşkilatı İl Özel İdarelerine bağlandı. Yoksulluğun,
işsizliğin yüksek olduğu ülkemizde parasız, nitelikli, erişilebilir, kamusal
Sosyal Hizmet sunumunun güçlendirilmesi gerekirken, Sosyal Hizmetleri İl Özel
idarelerine devrederek özelleştirmeleri kolaylaştırma, Devletin yaşlısını,
sokak çocuğunu, engellisini korumayıp, sadakaya muhtaç hale getirmesi anlamına
gelmektedir.

   Yayımlanan
KHK’larla çok sayıda kamu kurum ve kuruluşunun yapısı değiştirilmiş, birçok
kuruluş tasfiye edilmiş, on binlerce kamu görevlisinin mali ve sosyal hakları
ile diğer özlük hakları üzerinde istenildiği gibi oynanmış,çalışanların birçok
özlük hakları ellerinden alınacak uygulamalar başlatılacaktır. Şimdi AKP
hükümetine sormak gerekir;  12 Eylül
referandumu ile Anayasa değişikliği yaptınız ve kamu görevlilerine toplu
sözleşme verdiğinizi  ileri sürdünüz.
Sizin toplu sözleşme anlayışınız bu mudur? Sendikalarla toplu şözleşme için
Ağustos ayında masaya oturmadan önce 
kamu çalışanlarının hakları   ile
istediğiniz gibi oynamak ,toplu sözleşme ve demokratik karar alma
mekanizmalarıyla ne kadar bağdaşır? Bu antidemokratik uygulamalarla hangi
oyunlar oynanmak isteniyor.

  Kamu görevlilerinin
örgütlü olduğu sendikalarının ve konfederasyonlarının (yandaşlar hariç
olabilir) haberi dahi olmadan çalışma yaşamı ile ilgili değişiklikler yapmak
sendikal haklara da açık bir saldırıdır.

Yayımlanan kararnamelerde ve özellikle 633 sayılı KHK ile
sosyal hizmet kavramı terk edilmiş, “Aile” ve “Sosyal Yardım” kavramları öne
çıkarılmıştır. Bu durum Başbakan tarafından AKP’nin muhafazakar yapısı ile
açıklanmıştır. Görüldüğü gibi muhafazakar bir partiden daha fazlası da
beklenemezdi. “Hak” kavramının yerini “Yardım” kavramına bıraktığı bir sürecin
yasalaşmış halini izledik.

Kadın erkek eşitliğinin sağlanması konusunda 12 Eylül
referandumu ile Anayasa değişikliği yaparak Anayasanın 10. maddesini
güçlendirdiğini söyleyen AKP’nin kadını aile kavramı içerisine hapsetmesi tam
da zihniyetine uygun bir düzenleme olmuştur. Oysa Türkiye’nin toplumsal
cinsiyet eşitliğini sağlama yönünde atılması gereken çok sayıda adım varken,
evli olmayan tüm kadınların dışlanması ile

 yüz yüzeyiz. Kadın
Bakanlığı kurulması gerekirken Aile Bakanlığının kurulması toplumsal cinsiyet
eşitliğinden ne kadar uzaklaşıldığını göstermekte ve kadın erkek eşitliğini
sadece evli kadınlara sunulan bir hak olarak tanımlamaktadır. Kadının Statüsü
Genel Müdürlüğü (KSGM) de Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Çocuk
Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve
Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü ile birlikte bu bakanlık bünyesinde
konuşlandırılacak.

Tarafı olduğu uluslararası sözleşmeler, Türkiye’yi, kadına
yönelik şiddet ve ayrımcılığı sona erdirmek ve bunun için de kadın erkek
eşitliğini güçlendirecek politikalar izlemekle yükümlü kılıyor. Aileden Sorumlu
Devlet Bakanlığı’nın kaldırılarak KSGM’nin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
bünyesinde konuşlandırılması ise kadın erkek eşitliğini sağlamakla görevli
mekanizmanın ortadan kaldırılması, kadının birey olarak değil ailenin bir
unsuru olarak konumlandırılması anlamına geliyor.

Oysaki Türkiye; başkanlığını yaptığı Avrupa Konseyi Bakanlar
Komitesi, Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla
Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesini 7 Nisan 2011’de Strazburg’da
onayladı. Türkiye, 11 Mayıs’ta İstanbul’da sözleşmenin ilk imzacısı oldu.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurulması ise, kadın
politikalarının ortadan kaldırıldığının bir göstergesi. Uygulama sonucunda,
kadın erkek eşitliğini güçlendirmek konusunda politikalar üretmekle görevli tek
resmi mekanizma olan KSGM de bir bakanlık altındaki etkisiz, yetkisiz bir birim
haline geliyor. Bundan sonra etkili çalışmalar yürütmesi de yeterli bütçe ve
insan kaynağına erişimi de çok zor. Bu, devlet katında kadın politikasının yok
edilmesidir.

  Devletin en eski ve
hizmet verdiği kesimler açısından da en hassas kurumlarından biri olan SHÇEK
kapatılmıştır. Merkez teşkilatı tasfiye edilmiştir. Taşra teşkilatı İl Özel
İdarelerine devredilmiştir. Engelli hakları, çocuğun güvenliği ve korunması,
yoksullukla merkezi olarak mücadele edilmesi, kadının korunması,yaşlı
hizmetleri konularında İl Özel İdarelerinin ne kadar deneyimli  olduğu tartışmalıdır. Merkezi olarak karar
alınması, planlanması gereken bu sorunlarla gerçek anlamda mücadele
edilebilmesi neo-liberal yerelleşme mantığı ile mümkün görünmemektedir.

   Seçim öncesi büyük
bir akıl tutulması ile karşıkarşıyayız. Seçimlere 4 gün kala sanki seçimi yüzde
yüz kazanacakmış gibi davranan hükümetin yeni kabine yapısını KHK ile
düzenlemesi etik olmadığı gibi seçimlere de gölge düşürmüştür. AKP anlaşılan
seçimi garantiye almış ki seçim yokmuş gibi davranmaya devam etmektedir.
Seçmenlerin iradesini yok saymaktadır.

    Bu kararnameler
ile giderek otoriterleşen bir siyasi iktidar anlayışı kendini ortaya koymuştur.
Meclisi etkisizleştirerek KHK ile ülkeyi yöneten otoriter-totoliter AKP
zihniyetine karşı tüm çalışanları,tüm siyasi partileri ve halkımızı  duyarlı olmaya çağırıyoruz..09/06/2011

 

                  MERKEZ YÖNETİM
KURULU               


                                              

 

 


İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]