Bu gün 19 Mayıs Gençlik
ve Spor Bayramı. Bu bayram da
milyonlarca gencimiz, işsizlik, yoksulluk ve güvencesizlik sarmalında
boğulmakta diğer yanda gençlere sunulan başka bir seçenek ölmek ve öldürmek
üzerine.
Son günlerde yeni bir şiddet ve çatışma ortamıyla
karşı karşıyayız. AKP, askeri ve siyasi operasyonlarla imha politikalarını
keskinleştirerek yeni bir savaş zemini hazırlıyor. Oysa Kürt sorununun
çözümünün tek yolu daha fazla demokrasi daha fazla özgürlüktür. Şiddet ve savaş
politikalarında ısrar, etnik bir savaşın zeminini her geçen gün
güçlendirmektedir.
YSK’nın antidemokratik seçim yasağı ile başlayan
süreç, buna karşı gelişen meşru direnişlerin şiddetle bastırılması ile
hızlanmış, çifte standartlı uygulamalarla sürdürülmüştür. Her geçen gün artan
şiddet politikaları daha önce yaptığı “açılım”larla övünen başbakanı Kürt
sorununun inkârına kadar götürmüştür. Artık
kan ve gözyaşı akmaktadır.
Silahların konuştuğu bir ortamda bütün sesler
anlamsızlaşmaktadır. Irkçı, şoven histerinin yaratacağı toplumsal felaketleri
biliyoruz. Savaş ve şiddet ortamının en önemli halk sağlığı problemi olduğunu
da biliyoruz.
Sağlık işkolunda örgütlenmiş bir sendika olarak bu
gelişmeleri kaygıyla izlemekteyiz. Demokratik çözüm için öncelikle şiddetten
arındırılmış bir ortamı tesis etmek, bir arada yaşam zeminlerinin daha fazla
zedelenmemesi için üyelerimizi, ve kamuoyunu
uyarmak zorundayız.
Sağlık
ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikamız Tüzüğünün amaçları içerisinde; 2.maddesinin c fıkrasında:
Savaşsız
ve sömürüsüz bir dünya hedefiyle ülkemizde ve dünyada savaşa karşı kalıcı
barışın yaratılmasına katkıda bulunmayı, her tür baskıcı yönetime karşı
demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla yerleşmesini sağlamak hedefiyle faşizme
karşı demokrasi, emperyalizme karşı bağımsızlık, baskıya karşı özgürlük,
ırkçılığa ve şovenizme karşı halkların eşitliği, özgürlüğü ve kardeşliği için mücadele
etmeyi, tanımlamıştır.
Bu tanım gereği ülkemizde kalıcı barışın tesis
edilmesi en acil görevlerimizdendir. Bu görevi yerine getirmek varlık gerekçesi insanı yaşatmak olan biz sağlık ve
sosyal hizmet emekçileri başta olmak üzere tüm emekçilerin sorumluluğu ve ortak
çıkarıdır. Bu görev sahte oy avcılarından hesap sormak kadar, eşit, özgür,
demokratik bir Türkiye’de bir arada yaşamın mücadele gereğidir.
Tüm üyelerimizi, dostlarımızı ve kamuoyunu AKP
Hükümetinin bu baskıcı ve otoriter yönelimine karşı birlikte mücadele etmeye,
bu tehlikeli gidişatın biran önce sonlandırılması için duyarlı olmaya
çağırıyoruz.
SES GENEL MERKEZİ