SES Genel Merkezi tarafından 17–18 Nisan 2010 tarihleri arasında ‘çalışma yaşamı ve hemşirelik sempozyumu’ Eğitim-Sen Genel Merkezinde gerçekleştirildi. Sempozyuma 1.gün 29 ilden, 190-200 Kişi, 2.gün 100-120 kişi katılmıştır. Sempozyuma; sağlık ocağı, 1.,2. basamak sağlık kuruluşları, SHÇEK’te çalışan hemşire ve ebelerin yanı sıra Hemşirelik okulu öğrencilerin de yoğun katılımı vardı. Türk Hemşireler Derneği yönetim kurulu üyeleri de yer aldı.
Sempozyum SES Genel Sekreteri Kemal Yılmaz ve KESK Başkanı Sami Evren’in açılış konuşmaları ile başladı. SES Genel Sekreteri Kemal Yılmaz; hemşirelerin iş yaşamında, evde, toplumda yaşadığı sorunlara değindi. Mesleğin dinamik bir süreçten geçtiğini, kutsal bir meslek olduğu söyleyerek yönetenler tarafından sömürüldüğünü ifade etti.
KESK Başkanı Sami Evren: Mesleki bir çalışmanın KESK’te ilk defa yapılması bakımından sempozyumu anlamlı bulduğunu belirterek, kamusal alanda yapısal değişikliğe gidildiğini, hükümetin sağlık politikasının diğer iş kollarından farklı olmadığını kamu hastane birlikleri yasası ile de nitelikli sağlık hizmeti değil, piyasalaşmış sağlık sisteminin tamamlanmaya çalışıldığını söyledi.
I. Oturum: Sağlıkta Dönüşüm Programının Hemşireliğe Yansımaları
Prof. Dr. Tülin ÖNGEN, “Neoliberal dönüşümün çalışma yaşamına etkileri” konulu sunum yaptı. Sunumunda; “Kapitalizmin krizle birlikte tarihsel bir süreç geçirdiğini, her şeyin alınıp satılabilir ve saldırgan bir dönüşüm yaşanmakta olduğu, kapitalizm kendi hastalığını (kriz) yaşadığı için, kendini kurtarmak için çok vahşi, saldırgan yöntemler kullandığını ifade etmiştir. Krizinden çıkmak için; emeği yeniden yapılandırmaya ihtiyacı olduğundan esnek çalışmayı dayatmaktadır. Bu dönemin çalışan tipi olarak işverenle birebir yüz yüze kalan, sendikayla değil patronla, rekabetçi, çıkarcı, uysal emekçi kitlesi olmaya zorluyor. Sistem kendi politikalarını uygulamak için; yeni muhafazakârlık, otoriter devletçilik, gerekirse faşizm uygulamaktan kaçınmaz. Kapitalizmin kriz ortamında yeniden yapılanmaması ve farklı bir sisteme dönüşmesi emekçi sınıfların mücadelesine bağlıdır” demiştir.
Yrd. Doç. Dr. Özlem ÖZKAN: “Sağlıkta Dönüşüm ve Hemşirelik” konusundaki sunumu yapmıştır. Sunumda; “Sağlıkta Dönüşüm ve Hemşireliğin nerede olduğuna karar vermek için 2 sorunun cevabının önemine vurgu yaptı. Nasıl bir sağlık sistemi istiyoruz? Kim için? Bu soruların cevabı sisteme karşı takınılacak tavrı da belirler. Dünya da sağlıkta dönüşüm politikaları ═ sağlıkta dönüşüm pandemisi haline gelmiştir. Kamu hastane birlikleri yasası, aile hekimliği, tam gün ile meslekte parçalanmaya, tabakalaştırma, ayrıştırmaya neden olmakta ve örgütlenme engellenmektedir. Aile hekimliği ile 1.basamak koruyucu sağlık hizmetlerini yok ederek, toplumla teması ve hemşirelik bakımını ortadan kaldırdığını” ifade etmiştir.
II. Oturum: Hemşirelikte İstihdam ve Örgütlenme
Yrd. Doç. Dr. Aynur UYSAL: “Dünyada hemşirelerin ücretlendirme mekanizmaları ve Türkiye’de Performansa dayalı ücretlendirme” konusunda sunumunu yapmıştır. Esnek üretim, performans, toplam kalite yöntemlerinin ‘sağlıkta dönüşüm’de bir bütünün parçaları olduğunu ve dünyada hemşireler için; hizmet başına, kişi başına, maaşa dayalı ve karışık olmak üzere dört tip ücretlendirme olduğunu belirtti. Türkiye’de sağlıkta dönüşüm politikaları ile hizmet başı ödemenin (performans) arttığı ve bunun sonucunda, niteliksiz sağlık hizmeti, ekip anlayışının yok olduğu, iş barışının bozulduğu, maliyetin ve teknoloji kullanımının arttığı, koruyucu sağlık hizmetlerinin önemini kaybettiğini belirtti. Ücretlerde performansa dayalı ödeme, ücretlerde göreceli bir artış sağlamakla birlikte, eşit olmayan, belirsiz, emekliliğe yansımayan, izin ve raporda kesinti yaratan bir tablo ortaya çıkardığı ifade etmiştir.
Hemşire Figen AYAR: “Sağlık Kurumlarında Toplam Kalite Yönetimi Uygulamaları ve bunun hemşirelere etkileri” sunumunu yapmıştır. Figen AYAR, toplam kalite ile ilgili tartışmalarda ‘dokunduğu her şeyi altına çeviren sihirli bir çubuk mu, yoksa uğursuz bir güç mü?’ sorusuna verilecek cevabın önemli olduğunu vurgulamıştır. Toplam kalite yönetimi; çalışanları denetler, iş sürelerini artırır, teknoloji kullanımıyla sömürüyü gizler, cazip kılar, sınıf kimliğini yok eder, yalnızlaştırır, sendikasızlaştırır, çalışanı değersiz kılar, ispiyon mekanizmasını geliştirir, iş yükünü ve stresi artırır. Toplu katılımcılık söylemiyle sanal demokrasi getirir. İşyeri sendikacılığını ortaya çıkararak, bireysel iş sözleşmeleri ile uyum sağlayan sendikalar yaratır. İnsanları alınan satılan metalara dönüştürür, hemşireler için angaryayı, iş ve kâğıt yükünü artırır, dayanışmayı azaltır, demiştir.
Yrd. Doç. Dr. Aslıhan ÇATIKER; “Dünya ve Türkiye örneklerine dayalı hemşirelerin farklı istihdam ve statülerde çalışması, iş güvenceleri” sunumunu yapmıştır. Kapitalizmi esnek çalışma sistemi ile ele almak gerektiğini belirten Çatıker; üretkenliği, karı artırmanın derin sömürüyü arttıracağını ifade etti. Toplam kalite yönetimi, taşeronlaşma, performansa göre ücretlendirme, özelde çalışma sözleşmeli çalışmayı dayatıyor, sağlıkta taşeronlaşma temizlik, gıda, güvenlikle başlayarak diğer sağlık iş kollarında da başlamıştır. 2004 yılından itibaren sözleşme çalışma yaygın bir şekilde yapıldı. Giderek yaygınlaşan sözleşmeli, taşeron ve özelde çalışan hemşirelerin çalışma koşulları daha ağırlaşmıştır. Esnek çalışma modeli ile birlikte çalışma süreleri yıllar içinde artmıştır, aşırı çalışma esnek çalışma koşuları güvencesiz çalışmayı beraberinde getirmiştir.
III. Oturum hemşirelik Mesleğinin Bilimsel Süreç İçindeki Yeri ve
Çalışma Koşulları
Hemşire Emine UYSAL: “Meslek tanımı ve yasal düzenlemeler” konusunda sunum yapmıştır. Türkiye’de çalışan hemşirelerin farklı istihdamlarda çalışmaları ve kadroları, Anayasaya göre hemşirelik, İş kanuna göre hemşirelik ve yakın zamanda çıkan Hemşirelik kanunu ve Yönetmeliğe göre hemşirelerin pozisyonları, yasa ve yönetmeliğin çalışma yaşamında hemşirelere getirdikleri, eksiklikleri, uygulanabilirliği konusunda görüşlerini ifade etmiştir.
1.GÜN BİLDİRİ SUNUMLARI:
Sempozyum, farklı illerden daha önce ilan edilmiş konu başlıklarında yoğun emek harcanarak hazırlanmış 24 tebliğin sunumuyla devam etti. Tebliğlerde hemşirelerin 1.,2. ve 3. basamakta çalışma koşulları, performansa dayalı ücretlendirme, angaryalar, farklı istihdamlarda çalıştırılma ve iş güvencesi, toplam kalite yönetimi, anadilde sağlık ve hemşirelik, yaşanan sorunlar gibi birçok konuya değinilmiştir.
- 1-Denizli ili hastanelerinde çalışan hemşirelerin sağlık alanındaki düzenlemeleri ve hemşirelik hizmetlerine etkileri, Denizli
- Performansına dayalı ücretlendirmenin yoğun bakımda çalışan hemşireler üzerindeki etkileri ve sonuçları, Ankara (Hatice Öğün, Hülya Kaygısız, Şenay Taş)
- Hemşirelerin çalışma ortamı ve koşullarında karşılaştıkları sorunların incelenmesi, İzmir (komisyon)
- Eskişehir il merkezi 1. ve 2. basamak sağlık kuruluşlarında çalışan ebe ve hemşirelerin sağlıkta dönüşüm uygulamalarına yönelik görüşleri Eskişehir (Anket çalışması-Komisyon)
- 5-Samsun ilindeki aile hekimliği, Samsun (Nazlı Şen-Leyla Nural)
- İş Güvencesi, Antalya (Meltem Bozkurt-Mürvet Artuk Biçer-Umut Aras)
2.GÜN BİLDİRİ SUNUMLARI
- Özel hastanelerde çalışan hemşirelerin çalışma koşulları, Kocaeli (Özlem Özkan, Zehra Koçyiğit, Ünzile Şen, Kübra Acarlar, Beyza Memnune Özkan)
- Özel sağlık Kurumlarında çalışma koşulları, İstanbul-Şişli (Rabia Tuncer, Senem Demirhan)
- Ankara Eğitim ve Araştırma hastanesinde ameliyathane performans çalışması, Ankara (Öznur Özkaya, İlknur Başer, İsmail Altundal)
- Çocuk sağlığı ve hastanesinde Kliniğinde çalışan hemşirenin iş doyumu ve mesleki tükenmişlik durumunun değerlendirmesi, İzmir (Sevda Yalçınkaya, Şenay Demir, Murat Anıl, Funda Çakır Manduz, Ömriye Tereci, Gülsüm Orhan, Nejat Aksu)
- Bakım verme ve tedavi, Ankara (Selma Şanlı)
- Hemşireliğin toplumdaki mesleki rolü, Angaryalar ve mesleki sınırlar, nöbet vardiyalı çalışma ve iş yerinde güvenli çalışma ve iş yoğunluğu, Yalova (Nezaket Ünal)
- Angaryalar, Çanakkale (Sebahat Silahtar, Sibel Yorulmaz)
- Mesleki bir statü ve kimlik sorunu çerçevesinde hemşirelik uygulamaları ve mesleki yaklaşım, Diyarbakır (Süheyla Kamer)
- Mesleki Tanım belirsizliği ve kimlik mücadelesi, Van (Sibel Tutkal, İlkay Emir)
- Rehabilitasyon hemşiresi, Ankara (Aynur Doğmuş)
- Nöbet ve vardiyalı çalışmanın hemşirelere etkileri, Ankara (Emine Uysal Gümüş)
- Vardiyalı ve nöbetli çalışmanın bedeli, Samsun (Pınar çelebi, Songül Özdemir)
- Toplam kalite yönetimi, Ankara (Meral esen, Şehriban Atalay)
- Toplam kalite yönetimi, İzmir (Semra Kurçeran Ekinci, Sibel Yalçın Öz)
- Toplam kalite yönetimi, Muğla (Fatma Yarış)
- Hemşirelerin iş yoğunluğu konusundaki görüşleri, Adana (Kadriye Kebeli)
- SES Ankara Şube, hemşirelik forumu sonuç bildirgesi sunumu, Emine Koç
PANEL; Örgütlenme ve Örgütlenmeyi Etkileyen Faktörler
Panelin ilk konuşmacısı Salime TARİHCİ “Toplumsal Cinsiyet Ayrımcılığı” ile ilgili sunum yapmıştır. “Annelik, kadınların bakım verme konusuna doğal olarak yatkın olduğunu savunan cinsiyetçi yaklaşım ve kadınların sevme yeteneği daha fazladır gibi geleneğin zihin yapısı hemşirelik mesleğinde kendini açığa vurmaktadır. Hemşire olmak isteyen genç kadınlar başlangıçta bu övgü dolu yaklaşımdan etkilenmekte, onore olmakta ancak meslek yaşantısı içindeki ikilemlerin çokluğu karşısında şaşkına dönmektedir. Kapitalizm iş ve evi bölüp, hemşirelik mesleği, kamusal alanda kadın mesleği olarak tanımlanmaktadır. Cinsiyetlendirilmiş emek sömürüsünü anlamak ve karşı durabilmek için sendikamızdan özel yaklaşım beklemekteyiz” demiştir.
Uzm. Dr. Sezai BERBER: ‘Mobbing’ ile ilgili sunum yapmıştır. Hastanelerde hemşireler de şiddete, psikolojik yıldırma–mobbing- tacize en çok maruz kalan meslek gruplarındandır. En çok mobbing’i kendi meslektaşlarından, hemşirelik yöneticilerinden ve hekimler tarafından uygulanmaktadır. Özellikle yeni istihdam politikaları ve rekabet psikolojik yıldırma için uygun ortam sağlamaktadır. İdareciler sendika üyelerine işten ayrılmaları için mobbing uygulayabilir. Mobbing sistematik olarak uygulanan psikolojik şiddettir. Mobinge karşı kazanılmış dava örnekleri de sunulmuştur.
Meryem ÖZSÖĞÜT ‘Örgütlenme’ ile ilgili konuşma yapmıştır. Genelde ve özelde yaşadığımız tüm sorunların; devlet politikası haline gelmiş özelleştirme politikalarının, işkolumuzda yaşadığımız sorunların, kadının iki defa sömürülmesinin önüne ancak yaşamın her alanında örgütlenerek geçebiliriz. Yaşadıklarımız sonuçtur ve bu sonucu yaratan kapitalist sistemdir. İnsanın insan tarafından sömürülmediği, eşit, özgür, bağımsız bir ülke yaratmak için neden ve nasıl örgütlenmemiz gerektiği anlatılmıştır.
Sempozyuma katılan tüm katılımcılar ve konuklar her sunum sonrası görüşlerini, sorularını, çözümlerini ve taleplerini bildirdiler. Etkin katılımlı, bol tartışmalı oldukça verimli bir sempozyum olmuştur. Katılımcılar meslek, emek, sınıf dayanışması ve örgütlenme adına öneriler sunmuşlardır. Önümüzde süreç için talepler belirlenip fiili ve hukuksal zeminde yapılacaklar tanımlanmıştır.
Katılımcıların Genel Olarak Görüşleri
- Hemşireliğin tedavi yapmasını bağımlı görevi olarak tanımlanması, bakım vermesinin ise bağımsız görevi olarak alınması gerektiği, bakım vermenin ayrıntılı bir tanıma ihtiyacın olduğu tartışılmıştır.
- Yönetmelikle ve yasa ile birlikte meslek lisesi, önlisans ve lisans tartışmaları ile birlikte yapay bölünme yaratılıyor. Zaten farklı istihdamlarda çalışan hemşireler arasında olan ayrışma bu noktada sorun daha da büyüdüğü ifade edilmiştir. SES genel merkezinden konuya dair somut tavır ve politika üretilmesi talebi dillendirilmiştir.
- Yeni yönetmelikte, başhemşirenin lisans mezunu olması, diğer sorumlu hemşirenin belirlenmesinde seçim ve liyakat sistemi ve meslekte çalışma yılı ve eğitimi denkleştirecek bir yöntem bulunması ve bunun sendikal talep haline gelmesi önerilmiştir. Yönetmeliğin incelenip, hukuka uygun olmayan maddeleri için hukuki mücadele yapılması istenmiştir.
- Hemşireliğin emek yoğun bir meslek olduğu, özellikle gece çalışılmasının hastalık riski ve iş kazasını olasılığını beraberinde taşıdığı bu nedenle hemşireliğin “Ağır ve Tehlikeli İşler” kapsamına alınması ve hemşirelerin “fiilî hizmet zammından yararlanmaları gerektiği’’ savunuldu.
- Performansa dayalı ücretlendirmenin uygulamaya girmesiyle birlikte hemşirelik hizmeti vermek yerine malzeme takipçiliği yapılır hale geldiği, hastanelerde uygulanan performansa dayalı döner sermaye işletmesinin birimler arasında eşitsiz gelir dağılımındaki fark nedeni ile iş barışının bozulduğu ifade edilmiştir. Performans uygulamaları ile birlikte tetkik ve ameliyatların arttığı, performansın kaldırılıp temel ücretin insanca yaşayacak düzeye yükseltilmesi ve eşit işe eşit ücret talebinin yükseltilmesi önemle vurgulandı.
- Aile hekimliği uygulaması ile koruyucu hekimliğin sona erdiği, ilaç tüketimine dayalı bir sağlık sisteminin yerleştiği, Aile Hekimliğinin sağlık çalışanlarını
yalnızlaştırdığı, örgütlenmeyi parçalama riskinin olduğu, ekip çalışmasını ortadan kaldırdığı ve angaryayı artırdığı belirtildi. Aile sağlığı elemanlığı uygulamasının hemşire, ebe ve sağlık memurluğunu ortadan kaldırdığını, iş tanımının belirsizleştirilerek, kuralsız çalışmayı getirdiği, bu konuda uygulamanın başlamadığı illere uygulamanın yapıldığı illerde hemşire-ebe-sağlık memurlarının çalışma koşulları ve durumu ile ilgili veriler toplanarak sunulması gerekliliğine dair tartışmalar yürütüldü., - ‘Sağlıkta Yıkım Programının’ ve bugünlerde gündemde olan Kamu Hastane Birlikleri yasası konusunda hemşirelerdeki bilgi eksikliğini aşma konusunda işyerlerinde bilgilendirme faaliyetlerinin arttırılması gerektiğine, bu bilgilendirmeler yapılırken ‘başka bir sağlık sisteminin mümkün’ olduğunun bilince çıkarılması söylendi.
- Öğrenci hemşirelerin sorunlarının dile getirilmesi ve gelecek sağlık emekçileri olarak onlarında örgütlü mücadele var olmaları için öğrenci komisyonlar kurulması ve bu çalışmalara hız verilmesi gerekli olduğu ifade edildi.
- Kadın çalışan ağırlıklı meslek olan hemşirelerin, kapitalizm tarafından toplumsal cinsiyet rollerine hapsedildiği, kadınların ev-iş arasına sıkışan hayatlarının örgütlenme önünde yarattığı zorlukları aşma yönünde program çıkarılarak, kadınları sendikal mücadelede özne yapma konusunda çalışılması önemsenmesi gerektiği vurgulandı.
- Sempozyum sonrasında, örgütümüzün ve sağlık emekçilerin çoğunluğunu oluşturan hemşirelerin konuşacak ve tartışacak çok şeyi olduğunu görmek, bu sorunların çözümleri için sendikal bir mücadele takvimi çıkartarak mücadeleyi güçlendirmenin önemine genel olarak vurgu yapıldı.