Bugün siyasi iktidarın kamu emekçilerine uygun gördüğü % 4,5’luk yarıyıl zammı bordrolarımıza yansıdı. Bugün buraya emekçileri sefalete mahkûm bırakan siyasi tercihin en çıplak belgesi olan bordrolarımızı yakmak için toplandık.

 Ülke ekonomik krizin baskısı altında inim inim inlerken; işsizlikte dünya rekorları kırılırken; üretim durma noktasına gelmişken; esnaf iflas noktasında, küçük üretici kan ağlarken “Kusura bakmayın arkadaşlar, halkta para var” diyen bir başbakanın yönettiği bir ülkede yaşıyoruz. AKP, insanlığı yıkıma sürükleyen neo-liberal politikaların tutkulu bir savunucusudur. Bunu yaşadığımız kriz sürecinde defalarca kanıtlamıştır. Siyasi iktidar, kamusal kaynakları başta yandaş şirketlere pay ederken, kriz önlemi adı altında krizin kaynağı olan sermaye kesimine başta kurumlar vergisi indirimi, SSK prim indirimleri olmak üzere teşvik üzerine teşvik dağıtırken bulduğu kaynaklar, emekçiler söz konusu olunca birdenbire yok oluyor. Daha geçtiğimiz günlerde asgari ücrete 19 TL zam yapmaya utanmadılar; işçilere % 3 zam yapmaya çekinmediler. AKP döneminde emekçilerin reel kayıplarının ücret düzeyinde % 30’lara, gıda maddelerinde 22 Temmuzdan bu yana 2 yılda % 40’lara vardığı gerçeğini görmezden geldiler.  Temmuz itibariyle ücretlerimize yapılan % 4,5’luk zam siyasi iktidarın gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koymuştur. AKP sırtını sermayeye dayamış, kılıcını emekçilere çevirmiştir. Pinpon topundaki, saç tokasındaki, saç kurutma makinesindeki, elektronik eşyadaki, leblebideki fiyat hareketlerine bakarak enflasyon hesaplayıp ücret zammı yapmayı alışkanlık haline getirmiştir.  AKP, kamu emekçilerin Toplu Sözleşme hakkını gasp ederek, tabela sendikaları ile toplu görüşme metinleri imzalamayı gelenek haline getirmiştir. Hak arayan, emeğinin onuru için meydanlarda “Krizin bedelini ödemeyeceğiz” diye haykıran emekçilere copla, gazla, panzerlerle saldırmayı marifet haline getirmiştir.  % 4,5’luk yarıyıl zammı AKP ve yandaş sendikaların her yıl iştahla sergiledikleri “toplu görüşme” oyununun doğal sonucudur. Buradan emekçilerin hakkı için sokağa çıkacağına “evde oturma pazara çık” kampanyalarıyla sermayeye destek çıkan yandaş sendika KAMU-SEN ve sırtını hükümetin partizan kadrolaşmasına dayamış MEMUR-SEN’e sesleniyoruz:toplu görüşme oyununa bir kez daha katılarak kamu emekçilerinin toplu sözleşme hakkının gasp edilmesine alet olmayın, hükümetin emekçi düşmanı politikalarına dayanak sağlamayın. KESK olarak % 4,5’luk zammı kabul etmemiz mümkün değildir. Buradan hükümete sesleniyoruz:   Kamu emekçileri grevli toplu iş sözleşmesi haklarının gaspına dur demeye kararlıdır. Bunun için meydanlarda defalarca haykırdık: TİS yoksa GREV var dedik. Bugün burada AKP’nin emekçi düşmanlığının 1 numaralı utanç belgesi olan  bordrolarımızı yakıyoruz. Bugün burada sadece bordrolarımızı değil, toplu görüşme piyesini de yakıyoruz. Bugün burada bordrolarımızı yakarak, TİS yoksa Grev Var diye 15 Haziran’da İzmir’de ,

20 Haziran’da Ankara’da meydanlarda haykırdığımız uyarımızı bir kez daha tekrar ediyoruz. Özgür, demokratik, barış içinde bir ülkede emeğimizin hakkıyla yaşamak istiyoruz. İnsanca ücret istiyoruz. Kardeşliğin, emeğin, dayanışmanın, özgürlüğün,  temel değerler olduğu bir ülke istiyoruz.    

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]