Sendikal mücadele tarihimizde katledilen ve kaybedilen sağlık emekçisi arkadaşlarımızın, faillerinin ortaya çıkarılması, yargılanması ve Ergenekon davasının bunları da kapsaması için illerde basın açıklaması gerçekleştireceğiz.
14 Mart 2009 tarihinde merkez yöneticileri ve İstanbul şubeleri olarak İstanbul Galatasaray Lisesi önünde, diğer şube temsilciliklerimiz ise bulundukları illerde kayıp yakınlarının eylemlerine katılacaklar ve kayıplarımızı anarak, faillerinin bulunması ve yargı önüne çıkarılmasını talep edeceğiz
ANILARI MÜCADELEMİZDE YAŞIYOR
NECATİ AYDIN
Sağlık Memuru
Sağlık emekçilerinin Diyarbakır’da ki örgütlenmesinde ön saflarda yer aldı. 1992 Mart’ında gözaltına alınarak, 17 gün boyunca yoğun işkencelere maruz kaldı. Bırakıldıktan sonra bir ay boyunca tedavi gördü. Sendikal mücadeleye devam etti. İlk şube kurultayında Şube Başkanlığına seçildi. Sürekli tehdit, baskı gördüğü halde sendikal mücadeleyi bırakmadı. Üç arkadaşıyla beraber tekrar gözaltına alındı. Bırakılır bırakılmaz kaçırılarak katledildi.
AYŞENUR ŞİMŞEK
Eczacı
1970 Gölbaşı doğumlu. Halktan biriydi, sendikacıydı, devrimciydi. Mücadele yaşantısında birçok görevi fedakarlıkla, sorumluluk bilinciyle yerine getirdi. 1992 yılında Ankara Sağlık-Sen kurucusu, yöneticisiydi. Kamu Emekçilerinin mücadelesinde emeği büyüktü. Onu 24 Ocak 1995’te kaçırdılar. 29 Ocak’a kadar işkencelerden geçirdiler. Halkına ve inancına ihanet etmediği için katlettiler. İlanlar verildi, devlet kurumları bir bir arandı. Karakollar, emniyet müdürlükleri, İçişleri Bakanlığı… Hepsi de “Bizde yok” dediler. 12 Nisan 1995 günü Kırıkkale Savcısı ailesini aradı, Ayşenur’un gömülü olduğu yeri bildirdi.
1949 Ankara doğumlu. Yaşamı boyunca katıldığı demokrasi mücadelesinin zorluklarını bilinçle göğüsleyen bir şairdi. Örgüt bilincinin sağlam bir örneğiydi. Yaşamının son döneminde (NÜSHED) Nükleer Savaşa Karşı Hekimler Demeği’nde yönetim kurulu üyeliği yaptı. Ankara Tabipler Odasına üyeydi. Edebiyatçılar Derneği’nin kuruluşuna katılarak genel yönetim kurulunda yer aldı. 2 Temmuz 1993 Sivas katliamında yitirdiğimiz aydınlarımızdan biriydi. Arkadaşlığın, kardeşliğin, yoldaşlığın, inceliğin insanı Behçet Aysan’ın ölümü, direnen şairlerin ölümüne ne kadar da benziyor.
ŞEHMUS AKINCI
Sağlık Memuru
Nusaybin doğumlu. Sağlık memuru olarak İdil’de görev yaparken gözaltına alındı, sürekli tehdit edildi. Silvan’a tayin yaptırabildi. Güpegündüz herkesin içinde eşinin kolunda arkasından vuruldu. Katil kaçma gereksinimi bile duymadan, silahını beline takıp oradan uzaklaşmış, yakalamak isteyenlere ise “sizin sonunuzda böyle olur rahat bırakın beni” demiş ve kayıplara karışmıştır.
MEHMET EMİN AYHAN
Doktor
1954 Nusaybin doğumlu. Silvan Devlet Hastanesi’nde tek uzman doktor olarak görev yapmaktaydı. Yoksul Silvan halkının sürekli yardımına koşan ve halk tarafından çok sevilen Ayhan, Hizbikontra tarafından 10.06.1992 tarihinde eşiyle birlikte dostlarının ziyaretinden dönerken evinin önünde öldürüldü.
NAMIK ERDOĞAN
Sağlık Bak.Tef.Kur.Baş.Yrd.
Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısıyken ihalelerin hiç de açık ve temiz olmadığını gördü. Üzerine gitti, tehdit edildi. Namık Erdoğan 1994 yılının 9 Mayıs akşamı arkadaşlarıyla her gün gittiği lokalden kaçırıldı. Cesedini dört gün sonra Kızılırmak kıyısında başında iki kurşunla buldular.
VEYSİ SIZLANAN
Hasta Bakıcı
1959 Silvan doğumlu. 1982 yılında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde Hasta Bakıcı olarak işe girdi. Sendikal alanda aktif olarak çalıştı. Herkesle diyalogu olan sosyal bir insandı. 13.10.1994 tarihinde saat 18.00 sıralarında sendikadan çıktıktan sonra evinin önünde silahlı üç kişinin saldırısına uğradı. Aldığı çok sayıda kurşun yarasıyla hastaneye yetiştirilemeden hayatını kaybetti.
1958 Silvan doğumlu. Silvan Devlet Hastanesinde çalışıyordu. Yaşanan kayıplara ve acılara rağmen mücadeleye devam ediyordu. 1 Eylül 1993 sabahı evden hastaneye gitti, saat 12.00 civarında hastaneden ayrıldı. Emniyet binasına bir kaç metre kala, vahşice taranarak öldürüldü.
İDRİS ÇELİK
Diş Doktoru
Siirt doğumlu. Antalya’da görev yaparken, ayrım yapmadan yoksul halka hizmet ediyordu. Halk tarafından çok seviliyordu. Vurulmadan bir hafta önce polis karakoluna çağrılmış ve: “Ayağını denk al” denilerek uyarılmıştı. 1 Aralık 1992 saat 7.30 da, arabasına binmek üzere yöneldiğinde, iki katil yakın mesafeden kurşun yağmuruna tuttular. Katiller bu güzel insanı da susturdular. Katilleri bulunamadı.
YAKUP YONDEM
Diş Teknisyeni
Üç çocuk babasıydı. Doğup büyüdüğü, işini kurduğu insanlarını sevip saydığı Kızıltepe’de çalışıyordu. Tehdit edildiğini söylüyordu. 1992 yılıydı, faili meçhul cinayetlerin yaşanmadığı gün yoktu. İşe gitmek üzere evden çıktı. Daha saat sabahın sekiziydi. Cellatlar arkadan yaklaştı. Biri gözcüydü biri tetiği çekti. Tek kurşunla yere yığıldı. Bu cinayetle o bölgede yaşayan bütün insanları bir korku ve tedirginlik sardı. Tek çare büyüdükleri sevdikleri toprakları ve insanları zorunlu olarak terkedip adreslerinin kimliklerinin bilinmediği yerlere gitmekti. Bir fotoğrafını bile bulamadık çünkü; bütün aile Kızıltepe’yi terk etmişti.
OKTAY TÜRKMEN
Diş Hekimi
İran’lı Türkmen ailesinin bir bireyi idi. Dicle Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini bitirdikten sonra, Nusaybin’de çalışmaya başlar. Evli, bir çocuk babasıdır. Bu arada Türk vatandaşlığına da geçmiştir. Katledildiği “Mart 1992” yıllarında dönemin Nusaybin SHP İlçe Sekreterliği görevini yapıyordu.
HASAN KAYA
Doktor
1966 Elazığ doğumlu. Çukurova Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra, Şırnak’ta göreve başladı. Halkını seven, halkı için demokratik talepleri olan bir aydındı. Sürekli yapılan tehdit ve baskılar neticesinde ailesinin de isteği üzerine Elazığ Poyraz Sağlık ocağına tayinini aldırdı. Çocukluk arkadaşı Elazığ İHD başkanı Av. Metin Can’la birlikte 21 Şubat 1993 tarihinde kaçırılmış, 27 Şubat 1993 tarihinde yoğun işkence yapıldıktan sonra Tunceli ilinin girişinde Pınarköprüsü altında kafalarına kurşun sıkılarak öldürülmüş olarak bulundular.
Röntgen Teknisyeni
1961 Kulp doğumlu. 1985 yılında Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde görev yapıyordu. Sendikal örgütlenmede aktif olarak yer aldı. Tüm sendikal faaliyetlerde ön saflardaydı. Halkla çok iyi diyalog kurmuştu. Sürekli tehdit ediliyordu. 21.06.1993 tarihinde saat 20.00 civarında çocukluk arkadaşı İkrami Han ve bir öğretmen arkadaşıyla Bağlar Emek Caddesi’nde üç kişi tarafından uzun namlulu silahlarla çapraz ateşe tutuldular. Olay yerinde Pamuk ve Han hayatlarını kaybederken, öğretmen arkadaşları ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.
RECAİ AYDIN
Doktor
Bismil doğumlu. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. Zonguldak, Erzurum, Bergama’da çalıştı. Doğum yeri olan Diyarbakır’a tayinini yaptırdı. İşe gitmemesi ve haber alınamaması sonucunda ailesi telaşa kapıldı. Eve iki polis gelip: “Kardeşinizin arabası Silvan yolunda bulundu. İçinde kimse yok.” diye bildirdiler. Otomobilinin kapıları açık bir vaziyette bulundu. Ailenin tüm çabalarına ve girişimlerine rağmen 2.7.1994 tarihinden bu yana hiçbir haber alınamadı. Halen bir gün gelecek diye bekliyorlar. Bir gün ölü veya diri bulacaklarını umuyorlar.
SEMRA BAYRAM
Hemşire
1976 Kulp doğumlu. Altı tane kardeşi vardı. Annesi ve babası işsizdi. Semra okumak istiyordu. Hemşire okuluna girdi, okulun en başarılı öğrencilerinden birisi olmuştu. Bu arada Silvan’da yaşanan olaylara da tarafsız kalamıyordu. Başı açık diye, pantolon giyiyor diye sürekli tehdit ediliyordu. “Ya bize katılır başını örtersin ya da sonun iyi olmaz” diye kimliği belirsiz kişiler tarafından tehdit ediliyordu. 1994 yılının Nisan ayında güzel bir bahar sabahı saat 7.30’da evden okula gitmek üzere çıktı. Elleri sopalı 3 erkek üzerine saldırdılar. Kıyasıya vurdular, vurdular. Özellikle başına vuruyorlardı. Semra oracıkta can verdi. Hastaneye yetiştirilemedi. Her zaman olduğu gibi katilleri bulunamadı.
YASEMİN DEMİR
Hemşire
Hemşire olarak Silvan Devlet Hastanesi’nde göreve başladığında yaşam umuduyla doluydu. Bir gün bir Emniyet görevlisiyle nişanlandı. Tayinini Diyarbakır’a yaptırdı. Yasemin evlilik hazırlıkları yapıyordu. 23.1.1995 tarihinde nişanlısının evinde ölüsü bulundu. İntihar ettiği söylendi. Yasemin’in de yaşam hakkı elinden alınmıştı. Nasıl öldüğü neden öldüğü bir türlü aydınlatılamadı.
EDUARD TANRIVERDI
Diş Doktoru
24.12.1994 tarihinde Çarşı merkezindeki dişçi muayenehanesindeydi. Muayenehanesine gelen iki kişi uzun namlulu silahları üzerine çevirdi. Yaklaşık 30-40 kurşunla vücudu adeta delik deşik edildi. Uzun süre güvenlik güçleri gelmediler.
EYYÜP GÖKOĞLU
Eczacı
1958 Suruç doğumlu. 1978 yılında Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni kazandı fakat siyasi kimliğinden dolayı okulunu bitiremedi. Baskılar ve gözaltılar yaşadı. Bu yüzden okuldan ayrılmak zorunda kaldı. 1988 yılında Urfa’ya dönerek Eczanede (Gökoğlu Eczanesi) çalışmaya başladı. İHD’nin kurucularındandı. Birçok kez gözaltına alındı. Sürekli gözetim ve takip altındaydı. 3.11.1993 günü akşam üzeri eczaneyi kapatmadan önce nöbetçi eczaneye saat 16.00-16.30 arasında uğramak üzere eczaneden çıkarken arkasından 1 -1.5 m uzaktan ateş açılırken, bir diğer kişi de gözetlemekteydi. 15 dakika öylece yerde kaldı. Sonra çevredekiler tarafından zaten eczanenin karşısında olan Urfa Devlet Hastanesi’ne kaldırılır. Fakat yaşamını yitirir. Olay sırasında yanında 6 yaşındaki kızı ve yeğeni bulunmaktaydı. Olaydan sonra ailesi Valilik ve savcılığa başvurmasına karşın Urfa’da yoğunlaşan “faili meçhuller” gibi faili bulunamadı.
FERMAN ALTUN
Hizmetli
Mardin Mazıdağı’nda, hastanede hizmetli olarak çalışıyordu. Halkına hizmeti ilke edinmişti. Halk ile iyi ilişkiler içindeydi. Herkes tarafından sevilen, saygı duyulan bir insandı. 1992 yılında Mazıdağı’nda katlettiler. Mazıdağı gibi küçük bir ilçede katiller sır (!) olmuşlardı. Katilleri henüz bulunamadı.