Dr. Zekai Tahir Burak Hastanesindeki bebek ölümleri ile ilgili süreçte yaşananlar tüm kamuoyunca bilinmektedir.
Sendikamız, ölümlerin nedeninin hastane enfeksiyonu olduğunu açıklamasından itibaren bu iddiasının arkasında durmuş ve bazı belgeler de sunmuştu. Daha geniş bilgi ve belge için ise TTB ve sendikamızın oluşturacağı bağımsız bir heyet tarafından inceleme yapılmasını talep etmişti. TTB nin oluşturduğu heyetin incelemesine, TBMM İnsan Hakları Komisyonunun da talebi olmasına rağmen Sağlık Bakanlığının izin vermemesi endişelerimizin daha da artmasına neden olmuştu. Dün itibari ile Sağlık Bakanlığı inceleme heyetinin yayınladığı kesin rapor ise endişelerimizde ne denli haklı olduğumuzu ortaya koymuş oldu.
Yayınlanan raporu incelediğimizde;
· İnceleme heyeti Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulmasına karşın, bizim ilk günden beri söylediğimiz iddiaları onaylamıştır.
· Raporda ilgili hastanenin altyapı, teknolojik donanım ve insan gücü açısından Türkiye’nin en iyi hastanelerinden olduğu tespiti yapılmıştır.
· Raporda, 2008 yılı Ocak-Ağustos başı arasında yatan hasta sayıları, ölen bebek sayıları, bebek ölüm oranları, aktif çalışan hemşire sayısı ve oranları verilmektedir. Bu sayılar incelendiğinde özellikle Mayıs ayından itibaren yeni doğan ünitesine kapasite üstü bir yatış olduğu, Temmuz ayı ile birlikte bebek ölümlerinde dramatik bir artış olduğu, hemşire başına düşen bebek sayısının 2 olması gerekirken daha da artarak yaklaşık 8’e yükseldiği görülmektedir.
· Ocak-Ağustos 2008 dönemi incelendiğinde yeni doğan ünitesinde klebsiella bakterisinin sürekli var olduğu ancak Mayıs ayından itibaren salgının baş göstermekte olduğu ve özellikle Temmuz sonu Ağustos başında salgının pik yaptığı ortaya çıkmıştır.
· Temmuz ayı içinde 49 bebek, Ağustos ayının ilk beş gününde 25 bebek olmak üzere 35 gün içinde toplam 74 bebek kaybedilmiştir. Ağustos ayı ölümlerinin üçte biri klebsiella, dörtte biri de enterobacter sepsisi nedeniyle gerçekleşmiştir.
· Mayıs ayındaki klebsiella enfeksiyonu sayısındaki artış doğru değerlendirilip, bir salgına dönüşmeden gerekli önlemler alınsaydı bu denli acı tablo ile karşılaşmayabilirdik.
· Ölüm nedenleri raporda iki temel nedene dayandırılmaktadır; hastane enfeksiyonu salgını ve hemşire sayısının yetersizliği.
Biz, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak, rapordaki tespitlere katılmakla birlikte, yaşanan sorunun gerçek nedenlerini uygulanan sağlık politikalarının sonuçları olarak değerlendiriyoruz. Birkaç sağlık emekçisi suçlanarak, morg görevlisi cezalandırılarak, sadece hemşire eksikliğine vurgu yapılarak, hastane yönetimi ve Sağlık Bakanlığı sorumluluktan kurtulamaz. Zira sağlık çalışanları; bu yaşananların sorumlusu değil, ağır iş yükü altında ezilen, idari baskılara maruz kalan, gelecek kaygısı taşıyan mağdurlarıdır. AKP hükümeti tarafından ısrarla sürdürülmekte olan “sağlıkta dönüşüm programı”, her düzeyde sağlıkta yılkımı getirmektedir. Personel yetersizliği, siyasi kadrolaşma, performansa dayalı ücretlendirme, taşeronlaştırma, özelleştirme vb. uygulamalarla yaşanan sorun arasında direk bir bağlantının olduğu da açıktır. Bu süreçte, hastane yönetiminin, kamuoyuna belge sunmamıza, enfeksiyonun adını açıklamamıza rağmen, ölümlerin nedenin hastane enfeksiyonu olduğunu reddetmesi, bizi siyasi davranmakla suçlaması, Mayıs ayında belirginleşen tehlikeye karşı önlem almaması ve hasta alımına devam etmesi tam anlamı ile bir kötü yönetim örneğidir. Bu nedenle başta başhekim olmak üzere ilgili yöneticiler derhal görevden alınmalıdır. Sağlık politikalarını tek taraflı belirleyen ve uygulayan AKP hükümeti ve Sağlık Bakanlığı da yaşananların siyasi sorumcululuğundan kurtulamaz. Sağlık Bakanlığını uyguladığı sağlıkta dönüşüm programından derhal vazgeçmeye çağırıyoruz.
16.08.2008
MERKEZ YÖNETİM KURULU