DANIŞTAY BAŞKANLIĞI’NA
(Yürütmeyi Durdurma İstemlidir)
DAVACI: Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
VEKİLİ: Av. Öztürk Türkdoğan
DAVALI: Sağlık Bakanlığı / ANKARA
D. KONUSU: 05.05.2005 tarih ve 25806 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesi ile değişik 12. maddesinin 2. fıkrasının ve 3. fıkrasının eğitim hastaneleri yönünden, 14. maddesi ile değişik 38. maddesinin, 18. maddesi ile değişik 57. maddesinde geçen “ağır ve” ibarelerinin, 26. maddesi ile değişik 110. maddesinin 1. fıkrasında geçen “veya şef yardımcıları ile tıp alanında doçent veya profesör tabipler” ibareleri ile, aynı maddenin 2. fıkrasının, 30. maddesi ile değişik 189. maddesinin 3. fıkrasında geçen “başhemşirenin belirlediği renktedir.” ibarelerinin yürütülmesinin durdurulması ve iptali istemidir.
T. TARİHİ: 05.05.2005
AÇIKLAMALAR: 05.05.2005 tarih ve 25806 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin aşağıda belirtilen bazı madde, fıkra, bent ve ibarelerinin hukuka aykırı olduğundan iptali gerekmektedir. (Ek 1)
İPTAL SEBEPLERİ:
1- Yönetmeliğin 6. maddesi ile değişik 12. maddesinin 2. ve 3. fıkraları hukuka aykırıdır.
“Madde 6 – Aynı Yönetmeliğin 12 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.”
“Madde 12 – Poliklinik muayene başlama ve bitiş saatleri baştabiplikçe belirlenerek duyurulur ve belirlenen saatler içerisinde kesintisiz olarak sürdürülür. Polikliniklerde bakılacak günlük hasta adedi branşlara, tabip sayısına ve hizmetin gereğine göre baştabip tarafından tespit edilebilir.
Poliklinik ve tedavi hizmetleri mesai saatleri dışında ve tatil günlerinde de verilebilir. Bu durumda gerekli düzenlemeler baştabipçe yapılır.
Uzman tabipler, talebi üzerine poliklinik veya tedavi hizmetlerini yürütmek için aynı ilde olmak kaydıyla çalıştığı kurumdan başka bir sağlık kurum veya kuruluşuna Valilikçe görevlendirilebilir.
Poliklinikte muayene edilen bütün hastalar kaydedilir. Ağır, acil ve adli vakaların kuruma müracaat saatleri de mutlaka kaydedilir. (Ek 42 Form 101)”
Yönetmeliğin 6. maddesi ile değişik 12. maddesinin 2. fıkrasında poliklinik ve tedavi hizmetlerinin mesai saatleri dışında ve tatil günlerinde de verilebileceği, bu durumda gerekli düzenlemelerin baştabipçe yapılacağı ifade edilmektedir.
Bilindiği gibi hastane poliklinik ve tedavi hizmetlerini sağlık ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfında çalışan kamu görevlileri vermektedir. Kamu görevlilerinin çalışma saatleri ve izinleri ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda düzenlenmiştir. 657 sayılı kanunun 101. maddesinde günün 24 saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde çalışan devlet memurlarının çalışma saat ve şekillerinin Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığının muvafakatı alındıktan sonra kurumlarınca düzenleneceği ifade edilmektedir. Kanundan da anlaşılacağı gibi kurumdan kastedilen Sağlık Bakanlığı’dır. Sağlık Bakanlığı’nın poliklinik ve tedavi hizmetlerini mesai saatleri dışında ve tatil günlerinde baştabiplere düzenleme yapma yetkisi vermesi kanuna aykırıdır. Bu uygulama ile hemen hemen her hastanede mesai içi – dışı ayrımı yapılmadan farklı saatlerde poliklinik ve tedavi hizmeti verilerek, esnek çalışma (kuralsız çalışma) yöntemine geçecektir. Esnek çalışmayla ilgili olarak 657 sayılı kanunda da herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Sağlık Bakanlığı hastanelerinin mevcut personel sayısı göz önüne alındığında, poliklinik hizmetlerinin mesai saatleri dışında ve tatil günlerinde de verilmesi halinde personelin çok fazla çalıştırılacağı sonucu doğmaktadır. Mevcut personel sayısı artırılmadan, oldukça fazla çalıştırmaya gidilmesi Anayasaya ve 657 sayılı kanuna aykırıdır. Anayasamızın 50. maddesinde çalışma şartları ve dinlenme hakkı düzenlenmiştir. Buna göre; dinlenmenin çalışanların hakkı olduğu, ücretli hafta veya bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartlarının kanunla düzenleneceği belirtilmiştir. 657 sayılı kanunun 99. maddesinin 2. fıkrasında Cumartesi ve Pazar günlerinin tatil olmak üzere düzenleneceği açıkça ifade edilmiştir. 657 sayılı kanunda da aylık en fazla 80 saat fazla çalışma karşılığı nöbet ücreti ödenebileceği belirtilmiş, nöbet usulü fazla çalışma dışında yaptırılan fazla çalışmaların ise her 8 saatinin 1 gün hesabı ile izin olarak kullandırılacağı düzenlenmiştir. Personelin poliklinik ve tedavi hizmetleri için mesai saatleri dışında ve tatil günlerinde de çalıştırılması ile doğabilecek angarya boyutlarına varan fazla çalışma nedeni ile Anayasanın 50. maddesi başta olmak üzere 657 sayılı kanunun 99 ve 101. maddelerine aykırılık oluşacaktır.
Ayrıca mesai saatleri dışında ve tatil günlerinde zaten hastane acil servislerinde hizmet verilmekte, yatan hastaların tedavi ve bakımları yapılmaktadır. Bilindiği gibi poliklinik hizmetleri acil hizmet olmadığından, bu hizmetlerin mesai saatleri dışında ve tatil günlerinde verilmesi yersiz ve gereksizdir. Buna rağmen yönetmelikle poliklinik ve tedavi hizmetlerinin mesai saatleri dışında ve tatil günlerinde yapılabilmesinin sağlanması hastane işleyişinde var olan tüm kuralları alt üst edecektir. Hastanelerimizin mevcut yatak sayısı ve ameliyat kapasitesi arttırılmadan, Sağlık Bakanlığı Standart Kadro Yönetmeliğinde Belirtilen personel sayısına (vardiyalı hastanelerde bu personelin iki katı gerekmektedir.) ulaşılmadan böyle bir düzenleme yapılması hukuka aykırı olduğu gibi bilime ve mantığa da aykırıdır.
6. madde ile değişik 12. maddenin 3. fıkrasında, uzman tabiplerin talebi üzerine poliklinik veya tedavi hizmetlerini yürütmek için aynı ilde olmak kaydıyla çalıştığı kurumdan başka bir sağlık kurum veya kuruluşuna Valilikçe görevlendirilebileceği düzenlenmiştir.
14 Eylül 2004 gün ve 25583 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sağlık Bankalığı Taşra Teşkilatı Yatak ve Kadro Standartları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle eğitim hastanelerindeki uzman tabip kadrosu kaldırılmıştı. TTB Merkez Konseyi Başkanlığı’nın açmış olduğu davada Danıştay 5. Dairesinin 21.04.2005 tarihli 2004/5659 sayılı yürütmeyi durdurma kararı ile söz konusu yönetmelik değişikliğinin yürütülmesi durdurulmuştur. Bu nedenle eğitim hastanelerinde uzman tabip kadrosu bulunmaktadır. Eğitim hastanelerinin özgünlüğü dikkate alınarak, bu hastanelerde eğitim personelinin yetiştirildiği göz önüne alınarak yönetmeliğin bu fıkrasının özellikle eğitim hastaneleri yönünden hukuka aykırı olduğunu düşünmekteyiz. Bilindiği gibi eğitim hastanelerinde belli bir program dahilinde ve belli sayıda asistan, başasistan, uzman, şef yardımcısı ve şeflerle hizmet verilmektedir. Bu silsiledeki uzman hekimlerin görevlendirme yolu ile belli hastanelerde toplanması veya farklı nedenlerle hastane işleyişinde aksaklıklara neden olması söz konusu olabilecektir. Bu nedenle 6. madde ile değişik 12. maddenin 3. fıkrasının eğitim hastaneleri yönünden iptali gerekmektedir.
2- Yönetmeliğinin 14. maddesi ile değişik yönetmeliğin 38. maddesi hukuka aykırıdır.
“Madde 14 – Aynı Yönetmeliğin 38 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 38 – Yataklı tedavi kurumlarında tüm personelin mesai başlama ve bitiş saatleri, hizmetin ve mahallin özelliği ve kurum personel kadrosu göz önüne alınarak ilgili kanunlara göre Valilikçe belirlenir.
Hastane baştabipleri, sağlık hizmetlerinin sürekliliği ve kesintiye uğramaması amacıyla personel sayısını da dikkate alarak vardiya ve nöbet gibi hizmetlerde farklı çalışma saatleri belirleyebilir.”
Belirtilen düzenleme 657 sayılı kanunun 101. maddesine açıkça aykırıdır. Günün 24 saati hizmet veren yataklı tedavi kurumlarında çalışan personelin mesai başlama ve bitiş saatleri kurumlarınca düzenlenir. Bu düzenleme ile esnek çalışmayla ilgili kurallar getirilmek istenmektedir. Hastane baştabiplerinin tek başlarına vardiyalı çalışma sistemini belirleyebilmesi Sağlık Bakanlığı Taşra Teşkilatı Yatak ve Kadro Standartları Yönetmeliğine aykırıdır. Çünkü, 24 Temmuz 2001 tarih ve 24472 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan söz konusu yönetmelik değişikliği ile ilgili yönetmeliğin 2. maddesi ile değişik yönetmeliğin 4. maddesine eklenen ek fıkralar gereği vardiya sistemi uygulanan kuruluşlara bu yönetmelik eki cetvellerde belirtilen standart kadronun iki katı kadar personel atanabileceği açıkça ifade edilmektedir. Dava konusu yönetmelikle yapılan düzenlemede personel sayısıyla ilgili herhangi bir standardın konmamış olması, bu hususta kullanılacak yetkinin olumsuz sonuçlar doğurabilmesine imkan tanımaktadır. Baştabipler aldıkları bu yetkiyle personeli fazla ve yoğun çalıştıracaklardır. Bu şekilde Anayasada düzenlenen dinlenme hakkı ile, devlet memurlarının belli sürelerle çalıştırılması ve belli zamanlarda tatil yapmasıyla ilgili kurallara aykırılık oluşacaktır.
Vardiyalı çalışma yapılan eğitim hastanelerinde eğitim hizmetlerinin aksadığı önceki deneyimlerden de anlaşılmıştır. Bilindiği gibi eğitim hastanelerinin öncelikli görevi uzman hekim yetiştirmeye yönelik eğitim faaliyetleridir. Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair 1219 sayılı kanun, Yüksek Öğretim Personel Kanunu, Tababet Uzmanlık Tüzüğü, Tababet Uzmanlık Yönetmeliği, Eğitim Personelinin Nitelik ve Yetiştirilmesine Dair Yönetmelik hükümleri birlikte incelendiğinde eğitim hastanelerinde vardiyalı sistemle hizmet verilmesi mümkün gözükmemektedir. Vardiyalı sistemde bu hastanelerde hasta poliklinik hizmetleri ve bakım hizmetleri öne çıktığından, eğitim hizmetleri geri planda kalmaktadır. Bu şekilde eğitim hastanelerinin amacına aykırı uygulama yapılmış olmaktadır. Bu nedenlerle yönetmeliğin bu maddesinin bu yönüyle de hukuka aykırı kabul edilerek iptali gerekmektedir.
3- Yönetmeliğin 18. maddesi ile değişik 57. maddesinin 1. fıkrasında geçen, “ağır ve” ibareleri hukuka aykırıdır.
“Madde 18 – Aynı Yönetmeliğin 57 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 57 – Ağır ve acil müdahaleyi gerektiren hastalar müracaatları halinde yataklı tedavi kurumlarına sosyal güvencesine bakılmaksızın derhal kabul edilir. Gereken her türlü tıbbi müdahaleler zamanında yapılır, işlemleri daha sonra tamamlanır.”
Söz konusu düzenleme ile ağır ve acil müdahaleyi gerektiren hasta müracaatları ile ilgili düzenleme yapılmıştır. Bir hastanın acil servise başvurduğunda durumunun ağır ve acil olup olmadığına bakılarak, sosyal güvencesine bakılmadan tedavisinin yapılması istenmektedir. Uygulamada büyük sorunlara neden olabilecek bu düzenleme yerine sadece “acil” müdahaleyi gerektiren hastalarla ilgili düzenleme yapılması daha uygun olacaktır. Çünkü bir hastanın acil mi, yada ağır ve acil mi olup olmadığına nihayet doktor karar verecektir. Hasta bakmakla yükümlü olan doktorların bir ikilemle karşı karşıya bırakılmaması gerekmektedir. Ayrıca 11.05.2000 tarih ve 24046 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren acil sağlık hizmetleri yönetmeliğinin tanımlar başlıklı 4. maddesinin (i) bendinde acil sağlık hizmetleri, (j) bendinde acil yardım, (l) bendinde acil tedavi tanımlanmıştır. Bu tanımların hiç birisinin içerisinde “ağır” ibaresi yer almamaktadır. Bu nedenlerle, “ağır ve” ibareleri hukuka aykırıdır.
4- Yönetmeliğin 26. maddesi ile değişik 110. maddesinin 1. fıkrasında geçen, “veya şef yardımcıları ile tıp alanında doçent veya profesör tabipler” ibareleri hukuka aykırıdır.
“Madde 26 – Aynı Yönetmeliğin 110 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki ikinci ve üçüncü fıkralar eklenmiştir.
Eğitim ve araştırma hastaneleri; servis ve laboratuar şefleri veya şef yardımcıları ile tıp alanında doçent veya profesör tabipler arasından, Sağlık Bakanlığınca atanacak baştabipler tarafından yönetilir. Diğer hastaneler ise; uzman tabipler veya tıp alanında doktora yapmış tabipler yada iktisat, işletme, kamu yönetimi, hukuk, maliye, sağlık yönetimi, muhasebe alanlarında lisans, yüksek lisans veya doktora eğitimi almış tabipler arasından, Sağlık Bakanlığınca atanacak baştabipler tarafından yönetilir.
Sağlık Bakanlığı uygun gördüğü illerde sağlık hizmetinin daha verimli ve etkin sunumunu sağlamak üzere koordinatör baştabip atayabilir. Koordinatör baştabibin görev yetki ve sorumlulukları Yönerge ile belirlenir.
Yatırım programında yer alan hastanelerden henüz geçici kabulü yapılmamış olanların, inşaat işlemlerini tamamlaması, yerleşim planlamalarının yapılması, tıbbi ve demirbaş ihtiyaçlarının planlanarak bunların temin edilmesi, resmi kurum veya kuruluşlar ile gerçek kişiler nezdinde hastanenin işlemlerinin yürütülmesi ve hastanenin hizmete hazır hale getirilmesini sağlamak üzere; Sağlık Bakanlığınca bu kurumlara kurucu başhekim, kurucu müdür ile ihtiyaç duyulan diğer sağlık ve genel idare hizmetleri sınıfı personel ataması yapılabilir.”
110. maddenin 1. fıkrasında eğitim ve araştırma hastanelerinin, servis ve laboratuar şefleri veya şef yardımcıları ile tıp alanında doçent veya profesör tabipler arasından Sağlık Bakanlığınca atanacak baş tabipler tarafından yönetileceği ifade edilmektedir.
Eğitim hastanelerinde, eğitim kadroları ve hiyerarşik düzeni açısından servis ve laboratuar şefleri arasından baştabibin belirlenmesi gerekirken, bunların yanı sıra şef yardımcıları ile tıp alanında doçent ve profesörler arasından seçilmesi eğitim hastanelerinin hiyerarşik düzenini alt üst edecektir. Bilindiği gibi baştabiplik bir yönetici kadrosudur. Eğitim hastanelerindeki servis şefleri kendi servislerini yönettikleri için yönetim tecrübesine ve bilgisine sahip kişilerdir. Ayrıca servis laboratuar şefleri bulundukları bölüm itibarı ile sicil ve disiplin amiri konumundadırlar. Yönetmelik değişikliği ile amiri konumunda bulundukları akademik unvana sahip uzman, başasistan ve şef yardımcılarının baştabip olarak atanabilmeleri çalışma ve iş barışı açısından da sorun yaratacaktır. Bu kişiler arasından baştabip seçimi yapılması gerekirken, sadece akademik unvanı olup, herhangi bir yönetici tecrübesi bulunmayan servis şef yardımcısı, doçent veya profesörlerin baştabip olarak atanması hukuka aykırıdır. Doçentlik ve profesörlük unvanları üniversitelerde akademik unvan olmasını yanı sıra aynı zamanda kadrolu görevlerdir. Ancak eğitim hastanelerinde doçentlik ve profesörlük kadrosu bulunmamaktadır. Dolayısıyla kadrosu olmadığı halde sırf unvan nedeni ile bir kişinin baştabip olarak atanması hukuka aykırı olacaktır.
110. maddenin 2. fıkrasında Sağlık Bakanlığı’nın uygun gördüğü illerde sağlık hizmetinin daha verimli ve etkin sunumunu sağlamak üzere koordinatör baştabip atayabileceği ifade edilmektedir. Sağlık Bakanlığı mevzuatında koordinatör baştabiplikle ilgili herhangi bir kadro bulunmamaktadır. 190 sayılı KHK’nın eki cetvellerinde Sağlık Bakanlığı kadroları arasında koordinat ör baştabip kadrosu yoktur. Bilindiği gibi devlet memurları görevlerini kadro karşılığı yürütmektedirler. Kadrosuz bir göreve atama yapılması bu yönüyle 657 sayılı kanuna da aykırıdır. Ayrıca koordinatör baştabiplik ile idarenin mevcut hastane baştabipleri üzerinde bir hiyerarşik düzen kurarak hastane işleyişini olumsuz etkileyecek sonuçlara yol açabileceği unutulmamalıdır. Ayrıca hükümetin siyasi tercihleri doğrultusunda çalışmalar yapılmasına zemin oluşturacak uygulamaların da önü açılmış olacaktır. Kaldı ki, kaynağını Anayasadan ve yasadan almayan bir yetkinin kullanılması da başlı başına bir hukuka aykırılıktır.
5- Yönetmeliğin 30. maddesi ile değişik 189. maddesinin 3. bendinde geçen, “başhemşirenin belirlediği renktedir.” ibareleri hukuka aykırıdır.
“Madde 30 – Aynı Yönetmeliğin 189 uncu maddesinin 2, 3 ve 5 numaralı bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
2 – Başhemşire ve muavinleri; kıyafetleri lacivert renkli, alpaka yada terilen kumaştan, tunik ve astarlı pantolon veya etek tarzındadır. Ayakkabıları ; anatomik, terletmeyen ayakkabı veya terlik olmalıdır.
3 – Hemşire; formaları alpaka yada terilen kumaştan, tunik ve astarlı pantolon veya etek tarzında, başhemşirenin belirlediği renktedir. Çalışılan alanın özelliğine göre anatomik, terletmeyen, ayakkabı veya terlik giyilir. Hizmet verilen yerlerin özelliğine göre farklı renklerde forma giyilebilir.
5 – Ebelerin kıyafeti de hemşirenin kıyafetinin aynısıdır.”
Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kılık ve kıyafetine dair yönetmeliğin 7. maddesinde, sağlık vb yerlerde çalışanların çalışılan işin ve yerin özelliğine göre giyim eşyasının tipi, modeli ve rengi ilgili kurumca tespit edileceği ifade edilmektedir. Ayrıca bu yönetmelikte belirtilen diğer esaslara uyulmasının da zorunlu olduğu ifade edilmektedir. Bu yönetmelik ile “kurumdan” kastedilen kamu kurum ve kuruluşlarının merkez teşkilatıdır. Dolayısıyla kurumdan kastedilen Sağlık Bakanlığı’nın kendisidir. Sağlık Bakanlığı’nın kendisinde olan bir düzenleme yetkisini hastane başhemşirelerine devretmesi hukuka aykırıdır. Hastane başhemşirelerinin hemşire ve ebe kıyafetlerinin rengini belirleme yetkisi ülkede çapında olması gereken standart elbise rengi ilkesine de aykırıdır. Bu düzenleme ile hemen her hastanede farklı renklerdeki hemşire ve ebe üniformalarına rastlayabiliriz. Bu durum hizmet gereklerine de aykırılık taşımaktadır.
İptalini istediğimiz yönetmelik madde, fıkra, bent ve ibareleri sebep ve amaç yönünden hukuka aykırı olduğundan iptali gerekmektedir.
YÜRÜTMEYİ DURDURMA NEDENLERİ: 2577 sayılı kanunun 27. maddesindeki koşullar oluştuğundan, dava konusu yönetmeliğin ilgili madde, fıkra, bent ve ibarelerinin yürütülmesinin durdurulması gerekmektedir.
HUKUKSAL NEDENLER: Danıştay Kanunu, Anayasa, 657 sayılı kanun ve diğer yasal mevzuat.
DELİLLER: Her türlü yasal deliller.
İSTEM SONUCU: Dava konusu 05.05.2005 tarih ve 25806 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesi ile değişik 12. maddesinin 2. fıkrasının ve 3. fıkrasının eğitim hastaneleri yönünden, 14. maddesi ile değişik 38. maddesinin, 18. maddesi ile değişik 57. maddesinde geçen “ağır ve” ibarelerinin, 26. maddesi ile değişik 110. maddesinin 1. fıkrasında geçen “veya şef yardımcıları ile tıp alanında doçent veya profesör tabipler” ibareleri ile aynı maddenin 2. fıkrasının, 30. maddesi ile değişik 189. maddesinin 3. fıkrasında geçen “başhemşirenin belirlediği renktedir.” ibarelerinin yürütülmesinin durdurularak iptal edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davalı idare üzerine bırakılmasına karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederim. 27.05.2005