SURİYE’YE EMPERYALİST MÜDAHALEYE HAYIR!
ORTADOĞU’NUN GELECEĞİNE HALKLAR KARAR VERSİN!
Türkiye’nin dört bir yanında özgür, demokratik, eşitlikçi ve tam bağımsız bir Türkiye için sokağa çıkanlar MERHABA;
Ya Hep Beraber, Ya hiç Birimiz diyerek omuz omuza, yan yana yola çıktığımız yol arkadaşlarımız, MERHABA;
Ülkesine, özgürlüğüne, geleceğine sahip çıkan gençler MERHABA,
Bugün, emperyalistlere, işbirlikçilerine köle olmayacağımızı haykırmaya geldik
Bugün üsleriyle, savaş uçaklarıyla, ölüm füzeleriyle gelenlere bir kez daha Emperyalizme Geçit Yok demeye geldik!
Bugün, “Bitmedi Kavga Devam Ediyor” demeye,
6. Filo’yu denize dökenlerin, Commer`in arabasını ateşe verenlerin anti-emperyalist kavgası devam ediyor demeye geldik.
Dostlar;
NATO askerlerini ülkemizde ağırlamaktan onur duyanlar, “NATO’ya ve Patriot füzelerine hayır!” diyenlerin sesinin duyulmaması için elinden geleni yaptı.
Gaziantep’te gerçekleşecek bölgesel miting, Başbakan’ın ‘düğün ziyareti’ bahanesiyle Valilik tarafından yasaklandı.
‘Bu topraklar NATO toprağıdır’ diyen Başbakan’a sahip olan iktidarın bu yasaklama kararında elbette şaşıracak bir şey yok.
Onlar kendilerine yakışanı yaptı!
Bizler de elbette yasağa ve baskılara rağmen bugün kendimize, tarihimize yakışanı yapıyoruz.
Gaziantep’de ve ülkenin bütün sokaklarından bugün “Emperyalizmin Taşeronluğuna ve Patriot Füzelerine HAYIR!” sesi yükseliyor.
Bu sesi önümüzdeki günlerde de yükseltemeye devam edeceğiz.
Çünkü biz, ABD taşeronluğuna Hayır diyoruz!
Çünkü biz, emperyalizmin güdümünde komşularımızla savaşa sürüklenmeye Hayır diyoruz!
Çünkü biz, Amerikan bombalarına, NATO üslerine, emperyalizmin hegemonyasına Hayır diyoruz!
Ve buradan ilan ediyoruz, ey Başbakan bu memleket eninde sonunda NATO’yu bu topraklardan söküp atacaktır!
Çünkü bu ülkede yalnızca emperyalizme uşaklıkla onur duyan iktidar sahipleri yok!
Bu ülkenin diz çökmeyen, baş eğmeyen onurlu milyonları var! Bugün alanlardan yükselen onların sesidir.
Bu sese kulak verin.
Yoksa ülkemizi içine sürüklediğiniz bu batakta önce siz boğulacaksınız!
Emperyalizmin ekonomik, siyasi ve askeri çıkarları doğrultusunda Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme, tarihi kanlı savaşlardan, yer altı ve yerüstü kaynaklarında egemenlik, sömürü ve gözyaşlarından ibaret olan işgal politikaları, bir kez daha halkların geleceklerini ve bir arada yaşam umutlarını yok etmektedir.
ABD hegemonyasında gelişen müdahale nasıl ki önce “demokrasi yerleştirme” yalanlarıyla geldiyse, AKP’nin işbirlikçiliği de “Suriye’de baskıcı ve otoriter düzene karşı Suriye halklarının yanında olduğu” yalanlarıyla örülmüştür. Bu yalanların arkasındaki gerçek ise ABD’nin emperyalist politikalarının son halkası Suriye’de yaşanan yıkımdır.
Bu yıkım, Suriye halklarının kendi özgür iradeleri ve öz güçleri ile yürütecekleri demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelesine yönelik bir müdahaledir.
Bu yıkım aynı zamanda gerici iç çatışma dinamiklerini ülkemize de taşıyan AKP hükümetinin Türkiye’de halklar arasında kardeşliğe, bir arada yaşam umutlarına karşı da gelişen bir müdahaledir.
Suriye’nin kaderinin Suriye halklarının elinden alınmaya çalışıldığı, Suriye’nin geleceğinin iç savaşla karartıldığı bu dönemde bizler biliyoruz ki AKP’nin kendine biçtiği misyon “bölgesel aktörlük” adı altında daha fazla işbirlikçiliktir.
Suriye’de etnik ve mezhepsel çatışmaları dinamitleyen silahlı çeteleri desteklemekten, kardeş halklarla savaşı ve düşmanlığı körüklemekten geri durmayan AKP, şimdi ülkemizi NATO’nun askeri yığınağı haline getirerek işgalin merkez üssü olmayı hedeflemektedir.
Askeri eğitim kampları, istihbarat büroları, Kürecik’te Füze Kalkanı Radar Sistemi ve NATO karargâhlarının ardından bu kez ülkemizde Gaziantep, Adana ve Maraş’a yerleştirilmek üzere Patriot füzeleri konuşlandırılmaktadır.
Sözde güvenlik kaygılarıyla Ortadoğu halklarının üzerine yağacak bombalara kucak açan AKP, memleketin dört bir yanını üslerle, NATO askerleriyle, ölüm füzeleriyle doldurmaktadır.
Ölüm füzelerini “halkı koruyacak” masallarıyla ülkemize yerleştirenlere soruyoruz?
Kimi kimden koruyorsunuz?
Halkları savaşa sürükleyen, halkların üzerine bombalar yağdıran ABD ve NATO’dur. ABD ve NATO’nun işbirlikçisi ise sizlersiniz.
Emperyalizmin saldırgan politikalarının taşeronluğunu yaparak Türkiye’yi bölgesel bir savaşın ve aynı zamanda bölgedeki etnik-dini boğazlaşmanın tam ortasına sürükleyen de sizlersiniz.
Bu ülkenin NATO toprakları olduğunu belleyenler, öyle olmasını arzu edenler işbirlikçi politikalarına artık halkı karıştırmasınlar. Ucundan kan damlayan bu füzeler savaş füzeleridir, koruduğu da NATO ve ABD’nin kendisidir.
Bizler anti-emperyalist emek ve meslek örgütleri olarak;
Ülkemizin NATO üsleriyle ve ABD’nin kanlı savaşa hazırlık yaptığı askeri üsleriyle kuşatılmasına;
Emperyalizmin Ortadoğu maşası haline getirilerek komşularıyla savaştırılmasına; kanlı tarihe ortaklık edecek bir ülkeye dönüştürülmesine asla ve asla izin vermeyeceğiz.
Ülkemizin kaynaklarını sömüren, halkımıza yoksulluk ve güvencesizliği dayatan, ülkemizi NATO füzelerinin yatağı haline getirmeye çalışan AKP iktidarına karşı, “ABD Emperyalizminin Taşeronu Olmayacağız” diyerek sesimizi her daim yükseltecek, “Suriye’ye Emperyalist Müdahaleye Hayır, Ortadoğu’nun Geleceğine Halklar Karar Versin” şiarımızı haykıracağız.
Ortadoğu halklarının geleceğini ellerinden alan ve yaşadığımız toprakları ABD emperyalizminin kirli üssü haline getirenlere yanıtımız her zaman eşit, özgür, demokratik ve bağımsız bir ülke olacaktır.
Şimdi, bölgesel güç olma hevesiyle yanıp tutuşan, ülkemizi emperyalizmin askeri üssüne dönüştürmeye çalışan AKP hükümetine dur deme zamanıdır!
Şimdi, savaş çığlıkları atanlara karşı, halkların geleceğine kendilerinin karar vermesi için, halkların kardeşliğinin bu topraklardan sökülüp atılmaması için sorumluluk alma zamanıdır!
Sesimizi hep birlikte büyütelim,
İşbirlikçilere, emperyalizmin taşeronlarına, bu ülke topraklarını NATO toprakları sananlara; emperyalizmin kalkanı olmayı görev sayanlara karşı mücadeleyi hep birlikte yükseltelim.
Kahrolsun Emperyalizm, Yaşasın Halkların Kardeşliği!19.01.2013