Halkların kardeşliği ve bir arada yaşamasını savunan,
kardeşliğin ve barışın Anadolu topraklarında filizleneceğine inanan; yoksul
halklar, emekçiler,
ezilenler ve devrimcilerden yana bir duruş sergileyen Hrant’ın
katli, bu değerlere yapılmış bir saldırıdır.
Örgütlü ve organize biçimde katledilişinin üstünden 5 yıl
geçti. Hrant’ın görünen katillerine gülünç cezalar verildi. Görünmeyen
katillere yönelik herhangi bir işlem yapılmadı. Cinayete ilişkin sır perdesi henüz
aralanmış değil, aralanacak gibi de görünmemektedir.
Hran’tın katledilmesinden; Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesini
düzenleyenler başta olmak üzere, bu maddeden yargılanmasını izin verenler, ülke
topraklarında şövenist ve ırkçı ortamın yaratılmasına katkıda bulunanlar, onu
hedef gösterenler, katil planından haberi olup da müdahale etmeyen ilgili kamu
görevlilerinin tamamı sorumludur.
Bu nedenlerle yalnızca tetikçilerin yargılanmış olması
müebbet hapis cezasıyla cezalandırılsa da, bu davanın sonlanması anlamına
gelmez. Bu cinayetin arkasındaki güçlerin açığa çıkarılması kanun nezdinde olmasa
bile kamu vicdanı nezdinde cezalandırılmasına ihtiyaç vardır. Kahramanmaraş, Çorum
ve Sivas’ta olduğu gibi Hrant’ın katillerinin de karanlıkta bırakılmasına emek
ve demokrasiden yana güçlerle birlikte izin vermeyeceğiz. Bu saldırıya kayıtsız
kalmayacağız.