Aziz ÇELİK – Birgün
Seçimlerin ardından
sendikaları sıcak ve uzun bir yaz bekliyor. 230 bin kamu işçisini ilgilendiren
kamu toplu iş sözleşmeleri, sendikal istatistikler sorunu, kamu görevlilerinin
toplu pazarlık hakkı ile ilgili yasa değişiklikleri ve hükümetin yetki yasasına
dayanarak kamu çalışma ilişkilerinde Kanun Hükmünde Kararname ile yapacağı
değişiklikler gündemin öne çıkan başlıkları. Öte yandan istihdam paketi veya
istihdam stratejisi adı altında işçi haklarını ciddi biçimde tahrip edebilecek
kiralık işçilik, bölgesel asgari ücret, kıdem tazminatı gibi düzenlemeler de
yaz sonunda gündeme gelebilir.
Sendikal yetki kaosu kapıda
Ancak iki konu iyice dayanmış durumda. Birincisi 30 Haziran’da başlayacak olan
işçi sendikalarının yetki ve işkolu barajı kaosu diğeri ise 4688 Sayılı Kamu
Görevlileri Sendikaları Yasasında yapılması planlanan değişiklikler. Bilindiği
gibi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı uzun süredir işkolu barajına ilişkin
sendikal istatistikleri yayımlamıyor. Daha doğrusu sendikalar yasasında yapılan
ve sendika üyeliklerinin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre belirlenmesini
öngören düzenleme iki kez ertelendi. En son Torba Yasa ile (6111) bu
düzenlemenin 30 Haziran’da yürürlüğe girmesi ön görüldü.
2811 sayılı Toplu iş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nda yapılan değişiklikle
şu hüküm getirildi: “Bakanlık; yetkili sendikanın belirlenmesinde ve
istatistiklerin düzenlenmesinde, 1/8/2010 tarihinden itibaren kendisine
gönderilen üyelik ve istifa bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan
işçi bildirimlerini esas alır. Bu tarihe kadar Bakanlıkça yayımlanmış bulunan
en son işçi ve üye istatistikleri geçerlidir.” Böylece şu anda gerçeği
yansıtmayan sendikal istatistikler gerçek işçi sayısına göre açıklanacak. Ancak
hükümetin bir türlü kaldırmadığı yüzde 10 işkolu barajı nedeniyle yeni istatistik
yöntemi çok sayıda sendikanın barajın altına düşmesine ve bir sendikal kaosa
yol açabilecek.
Hükümet istatistiklerin yayınlanmasını bir kez daha erteleyebilir veya işkolu
barajını kaldıran bir düzenlemeyi KHK yoluyla yapabilir bir diğer seçenek ise
bakanlığın istatistikleri eski veya yeni yönteme göre açıklaması. Hükümet
sendikal alanda büyük bir kaosu önlemek için yüzde 10 barajını hemen
kaldırmalıdır.
4688’de oldu bittiye dikkat
Eylül 2010 tarihinde Anayasanın 53. Maddesinde yapılan değişiklikler kamu
görevlilerine grevsiz (zorunlu tahkimli) toplu sözleşme hakkı tanınmıştı. Bu
değişikliğin sakıncalarını defalarca bu köşede vurgulamıştım. Ancak bu kısıtlı
ve sorunlu değişikliğin uyum yasası aradan 10 ay geçmesine rağmen halen
çıkarılmış değil. Bakanlık 4688’de kimi değişiklikler öngören düzenlemeyi
taraflara sundu. Bugünlerde 4688 değişikliklerinin gündeme gelmesi bekleniyor.
Meclisin yaz tatiline girecek olması nedeniyle bu değişikliklerin Kanun
Hükmünde Kararname ile yapılması söz konusu olabilir.
Ancak garip olan kamu çalışanları açısından yaşamsal bir konu olan 4688 sayılı
yasa değişikliklerine ilişkin tartışmaların büyük bir sessizlik içinde
yürütülmesi. Kamu çalışma düzenini ve kamu görevlilerinin haklarını yakından
ilgilendiren bu konu kamuoyuna açık biçimde tartışılmıyor. Sendikal örgütler bu
konunun şeffaf biçimde tartışılmasını sağlamıyor. Tersine adeta teknik bir
müzakereye indirgiyor.
Kamu çalışanlarının sendikal haklarına ilişkin çok önemli bir yasal düzenleme
gündemde ancak bu konuda kamuoyu oluşturma çabası yok. Oysa bu konu aceleye
getirilmemeli ve kapsamlı biçimde tartışılması, konu etrafında kamuoyu oluşması
sağlanmalı. Toplu sözleşmenin kapsamında neler olacak, müzakereye katılacak
yetkili sendikalar nasıl belirlenecek, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun (KGHK)
yapısı nasıl olacak, toplu sözleşme kimleri kapsayacak, toplu sözleşmeden
yararlanmak için dayanışma aidatı zorunluluğu olacak mı gibi sorular ortada
duruyor.
Edindiğim bilgilere göre KGHK’nın 10 üyeden oluşması öngörülüyor ve bunların
sadece üçü sendikaları temsil ediyor. Öte yandan dayanışma aidatı konusu
belirsizliğini koruyor. Toplu sözleşmeden yararlanma için dayanışma aidatı
zorunluluğu anti-demokratik bir uygulama olacaktır. Böyle bir uygulama sadece
çoğunluk sendikasına haksız fon sağlamak anlamına gelir. Ve bir köşe yazısına
sığmayacak pek çok başka sorun var taslakta.
Kamu çalışanları sendikaları ve özellikle ILO normlarına uygun bir yasada
ısrarlı olan KESK bir oldubittiye karşı çıkmalı ve 4688 sayılı yasa değişikliklerinin
kapsamlı bir biçimde tartışılmasını, KHK ile değil yasa ile düzenlenmesini
savunmalıdır. 4688’de yangından mal kaçırır gibi yapılacak değişiklere karşı
çıkılmalı ve uluslararası normlarda ısrar edilmelidir.
***
Sevgili İbo, güzel gülüşlü kardeşim seni özleyeceğiz…