Damak kanseri nedeniyle kendisine verilen raporlara, TTB’nin cezaevinde kalmasının ölümle sonuçlanabileceği ve acilen tedavi görmesi gerektiği yönündeki uyarılarına, demokratik kitle örgütlerinin verdikleri tepkilere karşın kritik dönemi cezaevinde oldukça kötü koşullarda geçirmek zorunda bırakılan Güler Zere, 7 ay önce nihayet verilen tahliye kararının ardından yerleştiği Küçükarmutlu’daki evinde dün yaşamını yitirdi.



 Zere’nin hayatını kaybetmesinde infaz sistemini bütünüyle kaplayan insani olmayan muamele ve koşullar doğrudan etkili olmuştur. F tipi hücre koşullarında gerçekleştirilen infazların, hukuk ve adalet kavramlarına referansla açıklanması mümkün değildir. Tecrit sistemi tüm uygulamalarıyla ortadan kaldırılmadıkça, cezaevleri, insan hakları ihlal merkezleri olarak kalmaya devam edecektir. 

Zere, tahliye olduktan sonra gönderdiği mektupta şunları yazıyordu: “Geç bırakıldım. Beni ölümün kıyısına getirip öyle bıraktılar. Yaşam hakkım gasp edildi. Dışarıda “ölme hakkı” verildi. Bunu da unutmayacağım. Henüz içeride hasta tutsaklar var. Hala tecrit var. Ki tecridin ta kendisidir ölüm.”

 Kör olası kahpe devran bir fidanı daha toprağa düşürdü.Ailesine, arkadaşlarına ve sevenlerine baş sağlığı dileriz.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Merkezi


7 mayıs 2010

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]