İsrail’in kuşatma altında tuttuğu Gazze’ye yönelik saldırıları aralıksız devam ediyor. Bu saldırılarda yüzlerce Filistinli çocuk kadın yaşlı genç ve militan öldürüldü binlercesi yaralandı. İsrail’in nerdeyse son 20 yılın en ağır saldırısını yapması ve bu saldırılarda ısrar etmesi artık Filistinliler yönelik bir soykırım tehdidi halini almıştır. Bu saldırılar kabul edilemez. İsrail’i bu saldırılar nedeniyle kınıyoruz.
Toprakları işgal altında tutulan Filistin halkının işgale karşı direnişini destekliyoruz.
Saldırılar karşısında BM’nin suskunluğu, Arap rejimlerinin tepkisizliği emperyalizmin Ortadoğu’da uyguladığı politikaların ne kadar etkili olduğunu göstermesi açısından ibret vericidir. Halklara yapılan saldırılara suskun kalmak, emperyalizme boyun eğmektir. Emperyalizmle mutlaka mücadele edilmesi gerekir.
İsrail başbakanının Türkiye ziyaretinden hemen sonra saldırıları başlatması oldukça anlamlıdır. Bir süredir dolaylı barış görüşmeleri yürüten Türkiye’nin bu rolünü etkin biçimde yerine getirememesi gelişmelerin bu noktaya varmasında rol oynamıştır. İsrail’in ABD ile olan stratejik ilişkisi bilinmesine ve ABD’nin onayı olmadan İsrail’in adım atmayacağı herkesin malumu olmasına rağmen büyük rollere soyunmak hüsranla sonuçlanabilir. Nitekim Türkiye İsrail’i durdurmak istiyorsa İsrail ile arasındaki tüm askeri anlaşmaları iptal etmelidir. Ancak biliyoruz ki İsrail istihbarat desteği ile kuzey Irak’ı bombalayan Türkiye’nin İsrail’i ikna etmesi pek olası değildir. AKP hükümetinin bu ikiyüzlü karakterinin bilinmesi ve İsrail’e alınacak tavrın ancak biz emekçilerin ve halkların mücadelesi ile olacağı anlaşılmalıdır.
İsrail’in 1967deki sınırlarına geri çekilerek Filistin’in kendi özgür tercihi doğrultusunda kendi geleceğini belirleme hakkı tancak am olarak tanındığında bu sorun çözüm sürecine girebilir. Tüm emekçileri Filistin halkı ile hiç olmazsa duyguda dayanışmaya davet ediyor, emperyalizme karşı halkların kardeşliği şiarıyla mücadeleye çağırıyoruz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU