SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN AŞI REDDİ KONUSUNU ISLAK İMZAYA İNDİRGEMESİ KABUL EDİLEMEZ!
Sağlık Müdürlükleri Aile Sağlığı Merkezlerinden ayın bitmesine 2 gün kala önceki uygulamaların aksine aşı retçilerinden alınan ıslak imzaların “performans tehdidi ile” gönderilmesini istemiştir. Son dakika yapılan bu hamle Aile Sağlığı Merkezi’nde çalışanlar tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Yapılan işin içeriği ve niteliğinden öte evrak üzerinden idarenin yaptığı tehditkâr tavır kabul edilebilir değildir.
Aşı reddinin Bakanlıktaki karşılığı ıslak imza mıdır?
Aşı reddi gittikçe artmaktadır. Bunun sorumlusu, aşıyla ilgili bilgilendirme yapmayan, toplumda oluşturulmuş tereddüt ve kaygılara bilgilendirici cevap vermeyen, aşılamanın önemini anlatmayan Sağlık Bakanlığı/Sağlık Bakanıdır.
Covid, İnfluenza, Boğmaca, Hepatit gibi bulaşıcı hastalıkların varlığını inkâr etmek yerine konu ile ilgili bilgilendirme ve aşılama çağrısı yapması, gerekirse aşılama kampanyaları başlatması gereken Bakanlık toplum sağlığı için harekete geçmemekte ısrar etmektedir. Kızamık, Boğmaca ve Hepatit A salgını olup olmadığı bilgisini paylaşmayan, hatta zaman zaman var olan salgınların ve hastalıkların varlığını inkar eden Sağlık Bakanı bir an evvel sorumluluğunu yerine getirmelidir.
Aile sağlığı merkezlerinde zaman zaman hepatit A, su çiçeği, tetanoz ve diğer çocukluk çağı aşılarının olmaması sebebiyle yapılamadığını, ertelendiğini biliyoruz. Aile Sağlığı Merkezindeki sağlık emekçileri aşı olmayınca birbirlerinden ödünç aşı alarak aşılama yapar hale gelmişler aşı olmayınca da ertelemek zorunda kalmışlardır. Bu durum aşının gerekliliği ve önemi konusunda toplumda kuşku yaratarak “demek ki sonra yapılsa da oluyormuş” diye düşünmelerine yol açmaktadır. Oysa hastalıkların-salgınların olduğu ülkemizde aşının olabildiğince ilk zamanda yapılması gerekir.
Sağlık Bakanı’nı zamanında ve yeterli dozda aşı temini konusunda göreve çağırıyoruz.
Aynı zamanda Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olan Sayın Koca’nın bu konunun önemine uygun, ciddi önlemler almasını, konuya dair yasal düzenlemeler yapmasını bekliyoruz.
Son olarak, Sağlık Bakanı’na soruyoruz;
İstanbul ve diğer illerde tespit edilen Kızamık vakalarının kaçı aşılı, kaçı aşısızdı?
Hastalanan çocuklar aşısız ise bunun sebebi nedir? Reddeden Ebeveyn midir, tedarik sorunu mudur, yoksa uyguladığınız sağlık politikalarının sonucu sağlık bilgisinin ve aşının önemini toplumsallaştırmaktan vazgeçmeniz midir?
Ne önlem aldınız?
Diyarbakır’da Boğmaca ile ilgili son durum nedir? Kaç vaka var? Aşı reddi var mı?
Bu sorularımızın cevaplarını tüm kamuoyu bilmelidir ve bu nedenle açıklamanızı bekliyoruz.
Halkımıza, siyasilere ve sağlık hakkını savunan tüm kurumlara çağrımızdır:
Bu sağlık sistemi hepimizi hasta ediyor. Öncelikle halkını hasta etmeyen, halk yararına hareket ederek, koruyucu sağlık hizmetlerini sağlık planlaması ve organizasyonunun merkezine koyan, emekçileri sömürmeyen bir sağlık sistemini inşa etmek zorundayız. Mücadelemiz halkımızın sağlık hakkı içindir.