Ankara Şubemiz ve hastane temsilciliğimiz Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi yönetiminin emeği görmeyen politikalarına karşı bugün hastane önünde bir açıklama gerçekleştirdi.
Eş Genel Başkanımız Nazan Karacabey ve Genel Sekreterimiz Ferit Ceylan’ın da katıldığı açıklamada şubemiz adına açıklamayı yapan Ankara Şube Kadın Sekreterimiz Hülya Aydoğdu İlçi şöyle konuştu: “Üniversite hastanelerinde çalışan sağlık emekçilerinin sorunlarına her gün bir yenisi ekleniyor. Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde çalışan sağlık emekçileri ile üniversite hastanelerinde çalışan sağlık emekçileri arasında teşvik- performans (taban) ödemelerindeki farklılıklar asgari ücretin yarısına yaklaştı. Bu yüzden üniversite hastanelerinin bazı bölümlerinde yan dal kadroları boş kaldı. Hemşireler istifa etti. İş yükü arttı. Hacettepe yönetimi ise sorun çözümüne odaklanmak yerine sorun üretmeye devam etti. Kendi personelinden yatak ücreti ve bazı tetkik ve tedavilerden katkı/katılım payı almaktan geri kalmadı. Fazla çalışma ve angaryaya mecbur bırakılan zorunlu/fazla mesaiye gelen özellikle yoğun bakım ünitelerinde çalışan sağlık emekçileri 16.00-08.00 mesaisinde düzenli beslenmek bir yana karınlarını doyuramıyor, susuzluklarını gideremiyorlar. Kaldı ki, sağlık emekçilerinin fazla mesaiden aldığı ücret çalışanın yemek ve yol ücretini dahi karşılamamaktadır. Kurum içerisinde yer değişikliği taleplerinin karşılanmaması, mazeret izinlerinin kullandırılmaması, yandaşlık ilişkisinin bir sonucu olan liyakatsiz atamaların süregelmesi çalışanlar arasında adalet duygusunu yaralamıştır. Bunun yanı sıra görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı ise tam bir fiyaskodur. İlk ilanda açıklanmış olan kadro sayılarının sonraki ilanda düşürülmesinin nedenini bilmek istiyoruz. Yine vergi kesintileriyle gitgide azalan maaşlarımızla zorunlu ihtiyaçlarımızı bile karşılayamazken, üniversitenin kendi çalışanlarından sınav ücreti talep etmesi ise kabul edilemez. Ya mülakata ne demeli? Yazılı puanın ne olursa olsun, düşüncene, etnik kökenine, dinine, mezhebine, hangi siyasi partiye oy verdiğine bakarak başarı kriterini belirleyeceğim demek değil midir? Ve bugüne kadar ki bütün mülakatlarda aynı şeyler yaşanmadı mı? O nedenle Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak yukarıda ifade ettiğimiz sorunların bir an önce çözülmesini, Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı için Kadro sayılarının yeniden ihtiyaca göre belirlenmesini, Mülakatın kaldırılmasını, sınav ücretlerinin iade edilmesini, sendikamızın bu süreçte gözlemci olmasını talep ediyoruz. Değerli Basın Emekçileri Sevgili Mücadele arkadaşlarımız; Bir bilim yuvası ticarethane mantığıyla yönetilemez. Öğrencisinden çalışanına kadar herkes mutsuzsa ve gelecek kaygısı yaşıyorsa, kurum aidiyeti neden yok diye dert ediyorsanız ‘’ben yaptım oldu’’ anlayışından vazgeçerek daha demokratik, şeffaf olmanın ve ülke sorunlarından bağımsız olmayan sorunlarımızı daha yüksek sesle konuşmanın vaktidir. Yurt odalarında canına kıyan öğrencilerinizin cenazesini kaçırarak ya da daha yüksek kira alacaksınız diye hemşire lojmanında barınan birkaç hemşireyi kapı dışarı ederek günü geçirdiğinizi düşünebilirsiniz ama bu ülkenin geleceği tehlikededir bilesiniz. Tam da bu yüzden herkesi sorunlarımıza sahip çıkmaya ve mücadeleye çağırıyoruz.”
İlci’nin ardından konuşan Eş Genel Başkanımız Nazan Karacabey ise iktidarın ve hastane yöneticilerinin baskılarına karşı tüm sağlık emekçilerini sarı sendikalarda değil SES çatısı altında birleşmeye davet etti.