SSK'larda Ek Ödemeyle İlgili Danıştay Kararıdır.
Davacı : Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Vekili : Av. Öztürk Türkdoğan
Necatibey Cd. No:82/13 – Kızılay/ANKARA
Davalılar :
1- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı – ANKARA
2- Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı Mithatpaşa Cd. No:7 – Sıhhiye/ANKARA
Vekili : Av. Sevinç Baranoğlu (Aynı Yerde)
Davanın Özeti : Davacı Sendika tarafından, 4958 sayılı Sosyal Sigortalar
Kurumu Kanununun 17. maddesi hükmü uyarınca düzenlenen ve SSK Yönetim Kurulunun 25.9.2003 tarih ve 2043 sayılı kararı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 9.10.2003 gün ve 277 sayılı onayı ile yürürlüğe giren SSK Ek Ödeme Yönergesinin 5. maddesinin 1. bendinde geçen "uzman tabip, tabip, eczacı, anestezi ve röntgen teknisyenleri…." ibaresi ile 5.bendinde geçen "bu şekilde çalıştırılacak personel ünite personel sayısının % 15'ini geçmeyecek" ibarelerinin, 6. bendin 1. paragrafında geçen "mazeret, hastalık izinleri ve sağlık kurulu raporu ile verilen istirahatlarda ek ödeme verilmez." ibarelerinin, 6. bendin 2. ve 4. paragraflarının, 7. bendin tamamının, 11. bentte geçen "aylık 80 saatin üzerinde" ile "80 saate kadar tutulan nöbetler için ek ödeme yapılmaz." ibarelerinin, 13. bentte geçen "(bir aylık dönem boyunca)" ibaresi ile 13. bentte geçen puanlamaların, 6. maddenin Sağlık Hizmetleri Bölümünün 11, 12/a -b ve 14. bentlerinin diğer yerler sütununda yer alan puanlamaların iptali ile sendika üyelerinin mahrum kalacakları parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi, öte yandan 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 17. maddesinin 5. paragrafında geçen "uzman tabip, tabip, eczacı, anestezi ve röntgen teknisyenleri…." ibarelerinin Anayasanın 2, 5, ve 10. maddelerine aykırı olduğu iddiası ile İptali için Anayasa Mahkemesine gönderilmesi istenilmektedir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Savunmasının Özeti : Yönergelerin Yasaların uygulanmasını gösteren detaylı metinler olduğu, yasada düzenlenmeyen bir hususun ek ödeme yönergesinde düzenlenmesine olanak bulunmadığı ve yönergelerin yasalara aykırılık taşıyamayacağı, esas itibarıyla fiili çalışma karşılığı idarenin takdirine göre verilen ve özlük haklarından sayılmayan, yalnızca verim artışının sağlanmasını amaçlayan ek ödemelere ilişkin olarak, Kurumun mali olanakları ve hiyerarşik yapısı gözetilerek 4958 sayılı Yasanın Personel Statüsü başlıklı 17. maddesinin 5. fıkrası ile aynı Yasanın 7. maddesinin 15. fıkrası uyarınca verilen yetkiye dayanılarak Yönetim Kurulunca hazırlanan ve 4958 sayılı Yasanın 17. maddesinin paralelinde hükümler içeren SSK Ek Ödeme Yönergesinde hukuka aykırılık bulunmadığı öne sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığının Savunmasının Özeti: Yönergelerin Yasaların uygulanmasını gösteren detaylı metinler olduğu, yasada düzenlenmeyen bir hususun ek ödeme yönergesinde düzenlenmesine olanak bulunmadığı ve yönergelerin yasalara aykırılık taşıyamayacağı, ek ödemelerin tutar ve oranlarının, işin rasyonelliği ve çalışma verimi dikkate alınarak belirlendiği, kişiler yönünden kazanılmış hak doğurmayacağı, personelin almakta olduğu ek ödemelerin ilgililerin çalışma koşulları, ilave görevleri, performans ve başarı durumlarına göre arttırılabileceği veya azaltılabileceği hususunda idareye takdir yetkisi tanındığı, Kurumun mali olanakları ve hiyerarşik yapısı gözetilerek 4958 sayılı Yasa uyarınca verilen yetkiye dayanılarak Yönetim Kurulunca hazırlanan ve 4958 sayılı Yasanın 17. maddesinin paralelinde hükümler içeren SSK Ek Ödeme Yönergesinde hukuka aykırılık bulunmadığı öne sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi : R.Serdar Uyar
Düşüncesi : SSK Ek Ödeme Yönergesinin 5. maddesinin 1.bendinin iptali istenilen ibaresine yönelik istemden duruşma sırasında vazgeçildiği görüldüğünden davanın bu kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, gerek Yasa ile verilen hakların Yönerge İle kısıtlanmasına hukuken olanak bulunmadığı, gerekse 4958 sayılı Yasanın 17. maddesinde ek ödeme yapılmasına ilişkin kriterler göz önüne alınmaksızın, ek ödeme yapılmasına ilişkin olarak belirlenen sürelerin çalışanlar aleyhine sınırlandırılmasında hukuka aykırılık görüldüğünden, davanın 5. maddenin 6. fıkrasının 1, 2 ve 4. paragraflarının, 5. maddenin 7. bendinin, 5. maddenin 11. bendinin ve 5. maddenin 13. bendinin parantez içi hükmüne ilişkin kısımlarının iptal edilmesi, hukuka aykırılık görülmeyen 5. maddenin 5. bendi, 5. maddenin 13. bendindeki ve 6. maddenin Sağlık Hizmetleri Bölümünün 11, 12/a -b ve 14. bentlerine ilişkin İptal istemlerinin reddi ile sendika üyelerinin bireysel çıkarlarına ilişkin olan parasal haklarının tazmini yönündeki istemin ise ehliyet yönünden reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : Mehmet Ali Samur
Düşüncesi :
Davacı sendika tarafından, 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 17 nci maddesi hükmü uyarınca düzenlenen SSK Ek Ödeme Yönergesinin 5.maddesinin 1. bendinde geçen "uzman tabip, tabip, eczacı, anestezi ve röntgen teknisyenleri.." ibaresi ile 5. bendinde geçen "bu şekilde çalıştırılacak personele ünite personel sayısının % 15'ini geçmeyecek" ibaresinin, 6. bendin 1. paragrafında geçen "mazeret, hastalık izinleri ve sağlık kurulu raporu ile verilen istirahatlarda ek ödeme verilmez." ibaresinin 6. bendin 2. ve 4. paragraflarının, 7. bendin tamamının, 11. bentte geçen "aylık 80 saatin üzerinde" ile "80 saate kadar tutulan nöbetler için eködeme yapılmaz." ibarelerinin, 13. bentte geçen "(bir aylık dönem boyunca)" ibaresi ile 13. bentte geçen puanlamaların, 6. maddenin Sağlık Hizmetleri Bölümünün 11, 12/a-b ve 14. maddelerinin diğer yerler sütununda yer alan puanların iptali ile sendika üyelerinin yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile birlikte tazminen tahsiline karar verilmesi ve 4958 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin 5 inci paragrafında yer alan "…uzman tabip, tabip, eczacı anestezi ve röntgen teknisyenleri…" ibarelerinin Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmektedir.
Davacı sendikanın, dava konusu yönergenin dayanağını teşkil eden 4958 sayılı kanunun 17 nci maddesinin 5 inci paragrafında yer verilen ibarelerin Anayasaya aykırı olduğu yolundaki iddiaları yerinde bulunmamaktadır.
4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 17 nci maddesinde, 506 sayılı Yasa çerçevesinde elde edilen gelirlerin, görev yapılan birim ve iş hacmi, görev mahalli, görevin önem ve güçlüğü, personelin sınıfı, kadro unvanı, derecesi ve atanma biçimi, serbest çalışıp çalışmadığı gibi kriterler göz önünde bulundurularak yapılacak ek ödeme tutarları ile ödemeye ilişkin diğer usul ve esasların Kurum Yönetim Kurulu kararı ile belirleneceği belirtilmiştir.
Şüphesiz yukarıda yazılı yasa hükmüyle öngörülen ek ödemelerin yapılmasındaki esas amaç, kamu görevlilerinin çalışmalarında etkinliğini ve verimliliğini artırmak ve hizmetin daha düzenli ve süratli bir şekilde yürütülmesini sağlamaktır.
Dava konusu Yönergenin 5 inci maddesinin 11 inci ve13 üncü bendi bu bağlamda incelendiğinde;
5 inci maddenin 11 inci bendinde personel yetersizliği.nedeniyle nöbete kalan ve Sağlık Teşkilatı Yönetmeliği uyarınca ertesi gün izin verilmeyen personelin 80 saate kadar tuttukları nöbet karşılığında ek ödeme yapamayacağı belirtilmiş ise de, özverili bir şekilde nöbet hizmetini yerine getirmelerine karşın, mevzuat uyarınca izin hakkını kullanamayan personelin bu hizmetlerinin belli bir bölümünün ek ödeme kapsamı dışında tutulmuş olmasında ve yine aynı maddenin 13 üncü bendinde, acil serviste fiilen ve devamlı olarak çalışan personelin bu hizmetlerinin yoğun ve özverili bir çalışmayı gerektirmesi nedeniyle yapılacak ek ödemenin hesabı yönünden bir aylık çalışma süresinin kriter olarak esas alınmasında, hukuka, hak ve adalet ilkelerine uyarlık görülmemiştir.
Yönergenin 5 inci maddesinin 1 inci bendi, dayanağı Yasa hükmüne paralel düzenlemeler öngördüğünden, yasal isabetsizlik görülmemiştir.
Dava konusu Ek Ödeme Yönergesinin 5 inci maddesinin 5 inci bendiyle belli oranda personel vasıtasıyla Başkanlık, Yönetim Kurulu ve Gene! Müdürlüklerin merkez teşkilatında mesai saatine bağlı kalmaksızın yaptırılacak fazla çalışmaya dayalı olarak işin yapılma zamanı, önem ve özelliği nedeniyle ilave ek ödeme yapılması öngörülmüş olduğundan, bu durumun yasayla verilen yetkinin aşıldığı şeklinde nitelendirilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Dava konusu Yönerge İle yapılması öngörülen ek ödemenin istisnai durumlar hariç olmak üzere, fiili çalışmayı esas alması ve genel nitelik taşımaması nedeniyle mazeret ve hastalık izinleri ile sağlık kurulu raporuyla verilen istirahatların; ve ayrıca uygun görülen tedavinin şekli ve yeri itibariyle de, ayakta yapılan tedavi ile kaplıca tedavisinde geçen sürelerin ek ödeme kapsamı dışında tutulmasına ilişkin 5 inci maddesinin 6 nci bendinin ilgili kısımlarında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Ödemenin hizmetin daha verimli bir şekilde yürütülmesinin yanı sıra disiplin hükümlerini etkili bir şekilde uygulamak ve disiplin hukukuna uygun hareket edilmesini sağlamak ve personelin bu hususların gerçekleştirilmesi için teşvik etmek amacına yönelik olduğu anlaşılan dava konusu Yönergenin 5 inci maddesinin 7 nci bendinde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, dava konusu Yönergenin iptali istenilen diğer madde hükümleri yönünden takdir yetkisinin isabetsiz ve hukuka aykırı olarak kullanıldığının kabulüne hukuken olanak bulunmadığından, bu hükümlere yönelik öne sürülen iddialarda yerinde görülmemiştir.
Davanın, sendika üyelerinin yoksun kaldığı parasal haklarının tazmini istemine gelince;4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun 19.maddesinin 2.fıkrasının (f) bendinde; "üyelerinin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesinde veya hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya mirasçılarını, her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etme veya ettirme, dava açma ve bu nedenle açılan davalarda taraf olma", sendikaların yetki ve faaliyetleri arasında sayılmıştır.
Bilindiği üzere idari yargı yerlerinde davacı olunabilmesi, objektif ve sübjektif ehliyet şartının birlikte bulunmasına bağlı olup, iptal davası açabilmek içinde sübjektif ehliyet şartı olarak menfaat ihlalinin söz konusu olması, dolayısıyla davacı ile işlem arasında makul ve ciddi bir ilişkinin bulunması yeterli iken, tam yargı davası ancak, idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılmasına olanak tanınmıştır.
Hal böyle olunca, sendika üyelerinin her birinin ayrı ayrı bireysel hakları niteliğinde olan tazminat istemini, yukarda bahsi geçen 4688 sayılı Yasanın anılan maddesi kapsamında değerlendirilmesine ve bu konuda sendikanın dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulüne hukuken olanak bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenlerden dolayı, dava konusu Yönergenin 5 inci maddesinin 11 inci ve 13 üncü bendlerinin iptaline, diğer madde ve bend hükümlerine yönelik davanın esastan, tazminat istemine ilişkin kısmının da ehliyet yönünden reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay On birinci Dairesince, duruşma için önceden belirlenen 11.4.2005 günü davacı vekili Av. Öztürk Türkdoğan ile davalılardan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını temsilen Avukat Perihan Yücel ve Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı vekili Av. Sevinç Baranoğlu'nun geldiği ve Danıştay Savcısı Mehmet Ali Samur'un hazır olduğu görülerek açık duruşmaya başlandı, taraflara usulüne uygun söz verildi, dosya incelenerek işin gereği görüşüldü:
Davacı Sendikanın anayasaya aykırılık iddiaları ciddi görülmeyerek işin esasına geçildi:
Dava; 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 17. maddesi hükmü uyarınca düzenlenen ve SSK Yönetim Kurulunun 25.9.2003 tarih ve 2043 sayılı kararı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 9.10.2003 gün ve 277 sayılı onayı ile yürürlüğe giren SSK Ek Ödeme Yönergesinin 5. maddesinin 1. bendinde geçen "uzman tabip, tabip, eczacı, anestezi ve röntgen teknisyenleri…." ibaresi ile 5.bendinde geçen "bu şekilde çalıştırılacak personele ünite personel sayısının % 15'ini geçmeyecek" ibarelerinin, 6. bendin 1. paragrafında geçen "mazeret, hastalık izinleri ve sağlık kurulu raporu ile verilen istirahatlarda ek ödeme verilmez" ibarelerinin, 6. bendin 2. ve 4. paragraflarının, 7. bendin tamamının, 11. bentte geçen "aylık 80 saatin üzerinde" ile "80 saate kadar tutulan nöbetler için ek ödeme yapılmaz." ibarelerinin, 13. bentte geçen "(bir aylık dönem boyunca)" ibaresi ile 13. bentte geçen puanlamaların, 6. maddenin Sağlık Hizmetleri Bölümünün 11, 12/a -b ve 14. maddelerinin diğer yerler sütununda yer alan puanlamaların iptali İle sendika üyelerinin mahrum kalacakları parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 17. maddesinin 5. fıkrasında; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre alınan ilaç, protez, araç ve gereç katkı paylarından, muayene ücreti ve tedavi giderleri ile mesai saatleri dışındaki muayene ücretlerinden oluşan işletme gelirlerinden, Kuruma bağlı ya da sahibi veya ortağı bulunduğu her türlü müessese ve işletmelerden elde edilen kar paylarından ve ilaç faturalarının ödenmesinden sağlanan iskonto gelirlerinden oluşan toplam gelirlerden % 10'unun idari ve sağlık tesislerinin acil ihtiyacı olan mal ve hizmet alımları ile bakım ve onarımlarına, geriye kalan % 90'ının da Kurumda fiilen çalışan Kurumun kadrolu personeli ve sözleşmeliler ile kadrosu başka kamu kuruluşlarında olup, Kurumda fiilen çalışan uzman tabip, tabip, eczacı, anestezi ve röntgen teknisyenleri ve Bakanlık merkez teşkilatında sadece Bakan onayı ile görevlendirilen kadrolu kurum personeline en yüksek Devlet memuru (ek gösterge dahil) brüt aylığının % 175'ini geçmemek üzere ek ödeme yapılacağı, yapılacak ek ödemelerden damga vergisi hariç, herhangi bir vergi kesintisi yapılmayacağı, ancak, sözleşmeli olarak çalışan personele yapılacak ek ödeme tutarının, bu sınırın dört katını geçemeyeceği, görev yapılan birim ve iş hacmi, görev mahalli, görevin önem ve güçlüğü, personelin sınıfı, kadro unvanı, derecesi ve atanma biçimi, serbest çalışıp çalışmadığı gibi kriterler göz önünde bulundurularak yapılacak ek ödeme tutarları ile ödemeye ilişkin diğer usul ve esasların Yönetim Kurulu kararı ile belirleneceği, serbest çalışan sağlık personeline ödenecek ek ödeme oranının % 175'i geçemeyeceği kurala bağlanmıştır.
4958 sayılı Yasanın yukarıda değinilen 17. maddesi hükmü uyarınca düzenlenen SSK Ek Ödeme Yönergesinin Ek ödemenin Tediyesine İlişkin Usul ve Esasları belirleyen İkinci Kısmında yer aian 5. maddesinin 1. fıkrasında, anılan 17. madde hükmü vurgulanmış ve uygulanmasına İlişkin usul ve esaslar maddenin devamında bentler halinde sayılmıştır.
Davacı Sendikanın, anılan Yönergenin söz konusu 5. maddesi içeriğinde sayılan bentler veya bentlerde yer alan bazı ibarelerin iptal edilmesi yönündeki istemleri incelendiğinde;
Yönergenin 5. maddesinin 1. bendine Ek Ödemelerin; Kurumda fiilen çalışan Kurumun kadroiu personeli ve sözleşmeliler \l kadrosu başka kamu kuruluşlarında olup, Kurumda fiilen çalışan Uzman Tabip, Tabip, E'. ıcı, Anestezi ve Röntgen Teknisyenleri ve Bakanlık Merkez Teşkilatında sadece Bakan Onayı ile görevlendirilen kadrolu kurum personeline verileceği, bunun dışında işçi statüsündeki çalışan personelin söz konusu ödemeden yararlandırılmayacağı, Kurum dışı görevlendirmeler ile kadroları başka kurum veya kuruluşlarda bulunup, SSK'da görevlendirilen (yıkanda unvanı sayılanlar hariç) personele ek ödeme yapılmayacağı hükme bağlanmış, davacı tarafından, "…uzman tabip, tabip, eczacı, anestezi ve röntgen teknisyenleri…" ibaresinin, kadrosu SSK'da olmayıp, kurumda fiilen görevlendirilen Sağlık ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfındaki personelden bazılarının unvanlarının belirtilip, bazılarının belirtilmemesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğundan bahisle iptali istenilmiş İse de, duruşma sırasında davacı vekili tarafından bu husustaki istemden vazgeçildiği belrtildiğinden, davanın bu kısmı hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
Yönergenin 5. maddesinin 5. bendinde; Başkanlık, Yönetim Kurulu ve Genel Müdürlüklerin Merkez Teşkilatında hizmetine ihtiyaç duyulan personelden mesai saatine bağlı kalınmaksızın çalıştırılanlara, Ünite amirinin teklifi ve Başkanlık Makamının onayı ile 30 puana kadar ilave ek ödeme yapılabilir. Bu şekilde çalıştırılacak personel ünite personel sayısının % 15'ini geçmeyecek, % 15'in hesabında küsuratlar tama iblağ edilecektir. Ancak, Başkanlık, Yönetim Kurulu ve Genel Müdürlük Makamlarında görevlendirilen personel için yapılacak ek ödemelerde % 15 sınırı dikkate alınmaz hükmü getirilmiş, davacı tarafından; "…bu şekilde çalıştırılacak personel ünite personel sayısının % 15'ini geçmeyecek…" ibaresinin, aynı bentte Başkanlık, Yönetim Kurulu ve Genel Müdürlük Makamlarında görevlendirilen personel için yapılacak ek ödemelerde % 15 sınırının dikkate alınmayacağının belirtildiği, bu şekilde belirlenen yerlerde görev yapan personel arasında makamda çalışıp çalışmama esasına göre ayrım yapılmasının eşitliğe aykırı olduğu, buralarda görev yapan personelin yarısından fazlasının ünite ayrımı yapılmaksızın mesaiye kaldığı, ayrım yapılmasının yanı sıra bu personelin ünite itibarıyla % 15 ile sınırlandırmasının çeşitli ayrımcı uygulamalara ve kayırmalara neden olduğundan bahisle iptali istenilmiş ise de, ek ödemenin kimlere hangi oranlarda ve ne şekilde verileceği hususunda idarenin takdir hakkının bulunduğu ve dava konusu düzenlemede takdir hakkının hukuka uygun olarak kullanıldığı, makamda çalışan personel için % 15 sınırının dikkate alınmamasının hizmet gereklerine uygun olduğu göz önüne alındığında, Yönerge iie getirilen düzenlemede hukuka aykırılık görülmemiştir.
Yönergenin 5. maddesinin 6. bendinde; çalışanların her türlü izinleri, sağlıkla ilgili sevk ve raporlu istirahatleri ile ilgili olarak, yapılacak ek ödemeden yararlandırılmalarına ilişkin esasların düzenlendiği, davacı tarafından; 6. bendin 1,2 ve 4. paragraflarının, sayılan hallerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile getirilen yasal mazeretler olduğu, Yasa ile verilen bu hakların Yönerge ile geri alınmasının hukuka aykırı olduğundan bahisle, 6. bendin 1. paragrafında yer alan; "…Mazeret, hastalık izinleri ve sağlık kurulu raporu ile verilen istirahatlarda ek ödeme ödenmez…" cümlesinin, 2. paragrafındaki, "tedavi amacı İle diğer illere şevkleri yapılan personel ile refakatçilere memuriyet mahalli dışına yapılan sevklerde ayakta devam eden tedavi süreleri İçin ek ödeme ödenmez" hükmünün ve 4. paragrafındaki, "kaplıca tedavisi gören personel ile refakatçisine tedavide geçen süreleri için ek ödeme ödenmez" kuralının iptalleri istenilmektedir.
4958 sayılı Yasa ve söz konusu Yönergenin personel rejimine ilişkin hükümlerinden; fiilen çalışma ile kural olarak Kurumda görev yapmanın anlaşılması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Örneğin, yıllık izinlerde ek ödemenin yapılacağı aynı Yönergede açıkça belirtilmiştir. Dolayısıyla, Kurumda görev yapan personelin gerek mazerete, gerekse sağlık sorunlarına dayalı izinlerinde ya da sağlık kurulu raporu ile verilen istirahatleri gibi geçici olarak görevden ayrılmalarında ek ödemenin kesilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gibi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun mazeret izinlerini düzenleyen 104. maddesinde ve hastalık izinlerini düzenleyen 105. maddesinde getirilen, izinler ve hastalıklar sırasında çalışanların özlük haklarına dokunulmayacağı yolundaki emredici hüküm karşısında, Yönerge ile Yasayla yapılan düzenlemeden farklı bir düzenlemeye gidilmesinde normlar hiyerarşisine de uyarlık bulunmadığı görülmektedir.
Yönergenin 5. maddesinin 7. bendinde; disiplin cezası alan personele, bent içeriğinde belirtilen sürelerde, nöbet ek ödemesi ve ilave ek ödeme dahil hiçbir surette ek ödeme ödenmeyeceği kuralı getirilmiş ve davacı tarafından, personelin fiilen görevini sürdürdüğünden bahisle ek ödemenin tamamının kesilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı öne sürülmüş ise de; disiplin cezalarıyla getirilen yaptırımlarla sağlanmak istenen amacın, ek ödemelerde güdülen amaç gibi, kamu personelinin daha etkin ve verimli çalışmasını sağlayarak kamu hizmetinin en verimli şekilde yerine getirilmesi olduğu anlaşıldığından, disiplin suçu işlemek suretiyle hizmetin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi bu personel açısından mümkün olmadığından, hizmet gereklerine aykırılık taşımayan bu düzenlemede hukuka aykırılık görülmemiştir.
Yönergenin 5. maddesinin 11. bendinde; personel yetersizliği nedeniyle nöbete kalan ve Sağlık Teşkilatı Yönetmeliği uyarınca ertesi gün izin verilemeyen personele, aylık 80 saatin üzerinde tutulan her nöbet saati için; uzman tabiplere 60, tabiplere 55, eczacılara 50, diğer sağlık personeline 40, Genel İdare ve Teknik Hizmetler Sınıfı personeline 35, Yardımcı Hizmetler Sınıfı personeline ise 30 gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda ek ödeme ayrıca yapılır. 80 saate kadar tutulan nöbetler için ek ödeme yapılmaz, kuralı getirilmiş, davacı tarafından, anılan bentte yer alan "…aylık 80 saatin üzerinde…" ile "80 saate kadar tutulan nöbetler için ek ödeme yapılmaz." ibarelerinin, çok yoğun ve özverili çalışmalarının karşılığında hak edilen ilave ek ödemelerin hukuka aykırı olarak kısıtlandığı öne sürülerek iptali istenilmektedir.
Personel yetersizliği nedeniyle nöbete kalan ve Sağlık Teşkilatı Yönetmeliği uyarınca ertesi gün izin verilmeyen personelin büyük bir özveri ile nöbet hizmetini yerine getireceği kuşkusuz olup, SSK personeline yapılacak ek ödeme konusunda dikkate alınacak unsurlar arasında iş yoğunluğu, görevin önem ve güçlüğü yer aldığına göre, ilave ek ödeme verilebilmesi için aylık 80 saatin üzerinde nöbet tutulması şeklinde getirilen sınırlamada ve 80 saate kadar tutulan nöbetler için ek ödeme yapılmayacağının öngörülmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Yönergenin 5. maddesinin 13. bendinde; acil serviste fiilen ve devamlı olarak (1 aylık dönem boyunca) çalışan Sağlık, Genel İdare ve Yardımcı Hizmetler Sınıfındaki personelden; Eğitim ve Bölge Hastanelerinde Uzman Tabip ve Tabiplere (45) puan, diğerlerine (30) puan, Diğer Hastanelerde Uzman Tabip ve Tabiplere (30) puan, diğerlerine (20) puan ilave ek ödeme verileceğinin belirtildiği görülmekte ve davacı tarafından, acil servis çok yoğun olduğundan bir aylık çalışma süresinin kriter olarak alınmasının hatalı olduğu, puanlamanın eşit olarak belirlenmediği öne sürülerek, "(1 aylık dönem boyunca)" ibaresinin ve puanlamaların iptali istenilmektedir.
Acil servislerin, en yoğun çalışılan ünitelerden olduğu, bu ünitelerde görev yapan personelin de büyük bir özveriyle görev yaptığı hususları göz önüne alındığında, acil servislerde görev yapan personele çalıştığı süre ile orantılı olarak ek ödeme yapılması gerektiği açık olup, bir aylık çalışma süresinin kriter olarak alınarak ödeme yapılmasında hizmet gereklerine ve hukuka uyarlık bulunmamıştır.
Ancak; büyük ölçekli, hasta sayısının ve çalışma temposu, dolayısıyla yoğunluğu çok daha fazla olan Eğitim ve Bölge Hastanelerinde çalışanlarla, diğer hastanelerde görev yapan personelin iş yoğunluğu açısından ilave ek ödemeden yararlanmasına yönelik olarak getirilen puanlamada, görev yapılan birim ve İş hacmi, görev mahalli, görevin önem ve güçlüğü gibi hususlar ile ek ödemenin kimlere hangi oranlarda ve ne şekilde verileceği hususunda idarenin takdir hakkının bulunduğu da göz önüne alındığında, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
Anılan Yönergenin 6. maddesinin Sağlık Hizmetleri Bölümünün 11, 12/a -b ve 14. maddelerinin diğer yerler sütununda yer alan puanlamanın eşitlik ilkesine aykırı olduğundan bahisle iptali istemine gelince;
4958 sayılı Yasanın 17. maddesinde belirtildiği üzere, görev yapılan birim ve iş hacmi, görev mahalli, görevin önem ve güçlüğü gibi kriterlerin, yapılacak ek ödemenin oranının tespitinde belirleyici olduğu açıktır. Eğitim Hastanelerinde veya Yataklı Sağlık Tesislerinde yapılan görevin önemi ve güçlüğü yanı sıra iş hacminin ve çalışılan ortamdaki yoğunluğun diğer yerlerdeki koşullarla aynı ölçüde bulunmadığı kuşkusuzdur. Dolayısıyla görev yapılan birim ve görev yerleri de gözetilerek yapılan puanlamalarda, ek ödemenin kimlere hangi oranlarda ve ne şekilde verileceği hususunda idarenin takdir hakkının bulunduğu da göz önüne alındığında, Yönerge ile getirilen düzenlemede hukuka aykırılık görülmemiştir.
Sendika üyelerinin mahrum kalacakları parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine yönelik isteme gelince;
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun 19. maddesinin (f) bendinde, sendika ve konfederasyonların kuruluş amaçları doğrultusunda üyelerin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin İzlenmesinde veya hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya mirasçılarını, her düzeydeki ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil edeceği veya ettireceği, dava açabileceği ve bu nedenle açılan davalarda taraf olabileceği kuralı getirilmiştir.
Yukarıda belirtilen Kanun hükmü uyarınca, sendika ve konfederasyonların sadece üyelerinin ortak hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla üyelerini temsile yetkili olduğu ve üyeleri adına, bu amaç doğrultusunda dava açabileceği, bu yetkinin üyelerinin bireysel davalarını kapsamadığı açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; SSK Yönetim Kurulunun 25.9.2003 tarih ve 2043 sayılı kararı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 9.10.2003 gün ve 277 sayılı onayı ile yürürlüğe giren SSK Ek Ödeme Yönergesinin bazı hükümlerinin iptali ile sendika üyelerinin mahrum kalacakları parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılan davanın, parasal hak yönüyle yalnızca bireylerin menfaatini ilgilendirdiği, bakılan davaya konu olan iptal istemleri hakkında verilecek kararın sonucuna göre, kişilerin parasal yönden etkilenmeleri halinde, ancak bireysel menfaatlerinin ihlal edilmesi nedeniyle ilgililerin kendisi veya vekil tayin edilen avukat aracılığıyla parasal hakların tazminine yönelik olarak dava açılması gerekirken, ilgililer adına Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası vekili Av. Öztürk Türkdoğan tarafından açılmasında dava ehliyeti yönünden usul hükümlerine uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; SSK Yönetim Kurulunun 25.9.2003 tarih ve 2043 sayılı kararı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 9.10.2003 gün ve 277 sayılı onayı ile yürürlüğe giren SSK Ek Ödeme Yönergesinin, 5. maddesinin 1. bendinin "…uzman tabip, tabip, eczacı, anestezi ve röntgen teknisyenleri…" ibaresine yönelik İptal isteminden vazgeçildiğinden davanın bu kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davanın anılan Yönergenin 5. maddesinin 6. bendinin 1. paragrafında yer alan "mazeret, hastalık izinleri ve sağlık kurulu raporu ile verilen istirahatlarda ek ödeme verilmez" ibaresi ile yine 6. bendin 2. ve 4. paragraflarının, 5. maddenin 11. bendinde geçen "…aylık 80 saatin üzerinde…" ile "80 saate kadar tutulan nöbetler için ek ödeme yapılmaz." ibarelerinin ve 5. maddenin 13. bendinde yer alan "(1 aylık dönem boyunca)" ibaresine yönelik kısımlarının iptaline, davanın anılan Yönergenin 5. maddesinin 5. bendinde yer alan "…bu şekilde çalıştırılacak personel ünite personel sayısının % 15'ini geçmeyecek…" ibaresine, aynı maddenin 7. bendinin tamamına, 13. bentte geçen puanlamalar ile 6. maddenin Sağlık Hizmetleri Bölümünün 11, 12/a -b ve 14. bentlerinin diğer yerler sütununda yer alan puanlamaların iptali istemlerine yönelik kısımlarının reddine, sendika üyelerinin mahrum kalacakları parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine yönelik istemin ise ehliyet yönünden reddine, aşağıda dökümü yapılan 104.9 YTL. (62.900.000.-TL.) yargılama giderinden, SSK Başkanlığının harçtan muaf olması sebebiyle, 40.90 YTL. tutarındaki harç giderinin takdiren 20.45 YTL. (20.450.000.- TL.)'!ık kısmının davalı idarelerden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine, 20.45 YTL. (20.450.000.- TL.)'lık kısmının davacı üzerinde bırakılmasına, 64.- YTL. posta giderinin ise, takdiren 32.- YTL. (32.000.000.- TL.)'lık kısmının davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, kalan 32.- YTL. (32.000.000.- TL.)'lık kısmının davacı üzerinde bırakılmasına, davanın sonucuna göre haklılık oranına göre takdiren belirlenen 400.- YTL. (400.000.000.-TL.) vekalet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, 400.- YTL. (400.000.000.-TL.) vekalet ücretinin ise davacıdan alınarak Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığına verilmesine, davanın anılan Yönergenin 5. maddesinin 1., 5., 7., 11., 13. bentleri ve 6. maddesinin Sağlık Hizmetleri Bölümünün 11, 12/a -b ve 14. bentlerindeki puanlamalarla ilgili kısımlarına ilişkin olarak oybirliği ile 5. maddesinin 6. bendinin 1, 2 ve 4. paragrafları ile sendika üyelerinin parasal haklarının tazminine yönelik kısımlarına ilişkin olarak ise oyçokluğuyla, 11.4.2005 gününde karar verildi.
Başkan |
Uye |
Üye |
Uye |
Uye |
Mustafa İlhan |
Selçuk |
Ahmet Hamdi |
Izge |
Belma |
DİNÇ |
HONDU |
ÜNLÜ |
NAZLIOĞLU |
KÖSEBALABAN |
(x) (XX) |
(x) |
|
|
|
Yargılama Giderleri
Harç Giderleri : 40.900.000.-TL
Posta Giderleri :64.000.000.-TL.
Toplam : 104.900.000.-TL.
KARŞI OY (X) :
4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 17. maddesinde ve anılan madde uyarınca düzenlenen SSK Ek Ödeme Yönergesinin Ek ödemenin Tediyesine İlişkin Usul ve Esasları belirleyen İkinci Kısmında yer alan 5. maddesinin 1. fıkrasında, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre alınan ilaç, protez, araç ve gereç katkı paylarından, muayene ücreti ve tedavi giderleri ile mesai saatleri dışındaki muayene ücretlerinden oluşan işletme gelirlerinden, Kuruma bağlı ya da sahibi veya ortağı bulunduğu her türlü müessese ve işletmelerden elde edilen kar paylarından ve ilaç faturalarının ödenmesinden sağianan iskonto gelirlerinden oluşan topiam gelirlerden % 10'unun idari ve sağlık tesislerinin acil ihtiyacı olan mal ve hizmet alımları ile bakım ve onarımlarına, geriye kalan % 90'ının da Kurumda fiilen çalışan Kurumun kadrolu personeli ve sözleşmeliler ile kadrosu başka kamu kuruluşlarında olup, Kurumda fiilen çalışan uzman tabip, tabip, eczacı, anestezi ve röntgen teknisyenleri ve Bakanlık merkez teşkilatında sadece Bakan onayı ile görevlendirilen kadrolu kurum personeline en yüksek Devlet memuru (ek gösterge dahil) brüt aylığının % 175'ini geçmemek üzere ek ödeme yapılacağı, yapılacak ek ödemelerden damga vergisi hariç, herhangi bir vergi kesintisi yapılmayacağı, ancak, sözleşmeli olarak çalışan personele yapılacak ek ödeme tutarının, bu sınırın dört katını geçemeyeceği, görev yapılan birim ve iş hacmi, görev mahalli, görevin önem ve güçlüğü, personelin sınıfı, kadro unvanı, derecesi ve atanma biçimi, serbest çalışıp çalışmadığı gibi kriterler göz önünde bulundurularak yapılacak ek ödeme tutarları ile ödemeye ilişkin diğer usul ve esasların Yönetim Kurulu kararı ile belirleneceği, serbest çalışan sağlık personeline ödenecek ek ödeme oranının % 175'i geçemeyeceği, hükmü getirilmiştir.
Anılan düzenlemeler ile getirilen hükümlerden; ek ödemeden yararlanabilmek için kurumda fiilen çalışma koşulunun arandığı anlaşılmaktadır. Esasen, çalışanlara ek ödeme verilmesinde güdülen amacın, kamu personelinin daha etkin ve verimli çalışmasını sağlayarak kamu hizmetinin en verimli şekilde yerine getirilmesi olduğu düşünüldüğünde, görev yapılan birim ve iş hacmi, görev mahalli, görevin önem ve güçlüğü, personelin sınıfı, kadro unvanı, derecesi ve atanma biçimi, serbest çalışıp çalışmadığı gibi kriterler göz önünde bulundurularak, kurum personelinin yalnızca kuruma fiilen çalışarak katkı sağladığı sürelerle doğru orantılı olarak ek ödemeden yararlandırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığından, davanın SSK Ek Ödeme Yönergesinin 5. maddesinin 6. bendinin 1. paragrafında yer alan "mazeret, hastalık izinleri ve sağlık kurulu raporu ile veriien istirahatlarda ek ödeme verilmez" ibaresi ile yine 6. bendin 2. ve 4. paragraflarının iptali istemine yönelik kısmının reddedilmesi gerektiği oyuyla, davanın bu kısımlarının iptaline ilişkin çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Başkan Üye
Mustafa İlhan DİNÇ Selçuk HONDU
KARŞI OY (XX) : 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun 19. maddesinin (f) bendinde, sendika ve konfederasyonların kuruluş amaçları doğrultusunda üyelerin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaaatierinin izlenmesinde veya hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya mirasçılarını, her düzeydeki ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil edeceği veya ettireceği, dava açabileceği ve bu nedenle açılan davalarda taraf olabileceği kuralı getirilmiştir.
Olayda, üyeleri adına SSK Ek Ödeme Yönergesinin çeşitli hükümlerine karşı dava açan sendikanın, bu düzenlemeler nedeniyle meydana gelen bir parasal kaybı yoktur. Dolayısıyla, var olmayan bir kaybın tazmin ve tahsili de mümkün olmadığından, davanın sendika üyelerinin mahrum kalacakları parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemine ilişkin kısmının esastan reddedilmesi gerekirken, ehliyet yönünden reddedilmesinde hukuka uyariık bulunmadığı görüşüyle çoğunluk kararının bu kısmına gerekçe yönünden katılmıyorum.
Başkan
Mustafa İlhan DİNÇ