Türkiye’de hakları sistematik bir şekilde ihlal edilen toplum kesimlerinin başında engelliler gelmektedir. Engelliler için sunulan kamu hizmetlerinin yetersizliği nedeniyle nüfusun yüzde 12’sini oluşturan engelli yurttaşlar temel eğitim, sağlık, ulaşım, çalışma ve temsil haklarına erişimde ağır güçlükler yaşamaktadır. Bizler Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu olarak engellilere yönelik temel kamusal hizmetlerinin, bu amaçla ayrılan kadro ve bütçenin hak odaklı bir şekilde arttırılmasını talep ediyoruz.
İş cinayetleri, trafik kazaları, ev içi şiddet, devam eden çatışma ve savaşlar, yetersiz beslenme, akraba evliliği ve gebelik-doğum-bebeklik süreçlerinde yeterli sağlık ve sosyal hizmet desteklerinin kamusal bir yaklaşımla sunulmaması engelliliğin en önemli nedenleridir. Toplumsal yaklaşım, önyargılar, alışkanlıklar ve gelenekler ve iktidarların politik tutumu engellilerin sorunlarının çözümünü ertelemektedir. Bölgesel gelişmişlik farkları, devam eden çatışma ve savaşların sosyal yapıya olumsuz etkileri, göçmen ve mültecilik engellilik sorununa yeni boyutlar katmaktadır. Tüm eşitsizlikler de olduğu gibi kadınlar, engellilik durumunda da çoklu bir ayrımcılığa maruz kalmaktadır.
Engellilerin toplumsal örgütlenmesinin yetersiz kalması, siyasal yaşamda, medyada, kültür, sanat ve sporda engellilerin yeterli düzeyde temsil edilmemesi engellilik sorunlarının çözümsüz kalmasına yol açmıştır. İktidarların sosyo-politik olan engellilik meselesine salt sosyal yardım ve tıbbi bir yaklaşımla yaklaşması da sorunları çözümsüz bırakan bir yaklaşımdır. Öte yandan içinden geçtiğimiz ekonomik kriz ve pandemi süreci var olan tüm sorunların ağırlaşması ve derinleşmesine neden olmuştur. 3 Aralık Dünya Engelliler gününde ülkemizdeki engellilerin ve kamu emekçilerinin yıllardır çözüm bekleyen sorunları olduğunu biliyoruz. Mevcut iktidarın tüm sorunları piyasaya havale eden yaklaşımı, engellileri yoksul, işsiz ve muhtaç durumda bıraktığı açıktır.
Türkiye, Birleşmiş Milletler’in Engelli Haklarına İlişkin Sözleşmesini 10 yılı aşkın süredir imzalamış ve onaylamış olmasına rağmen sözleşmenin gereği olan hakları yerine getirmemektedir. Türkiye’de 10 milyon kişiden fazla olan engellilere; yaşlılara, nadir hastalığı olanlara ve süreğen hastalığı olanlara yönelik kamusal bir politika ihtiyacı her geçen dönemden daha fazladır. Her iki yurttaştan birinin yoksulluk ve işsizlik koşullarında engellilik sorunları ile boğuştuğu bu toplumsal düzen adil ve eşitlikçi değildir.
Her engel grubu için daha ayrıntılı eylem planları ve kamu hizmetlerinin bizzat ilgili engel grubunda olan kişilerin de katılımıyla hazırlanması gerekmektedir. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle Kamu Emekçileri ve engelliler açısından aşağıdaki hak, talep ve durumların gereği olan kamusal politikalar geciktirilmeden yerine getirilmelidir.
- Türkiye’de engelli nüfusun yaş, cinsiyet, sosyo-ekonomik durum, eğitim, medeni durum, il ve engel gruplarına göre güncel verilerinin tespit edilmesi ve gerekli ihtiyaç analizleri esas alınarak kamusal hizmet merkezlerinin erişilebilir bir şekilde planlanıp sunulması gereklidir.
- Nüfusun içerisinde yüzde 12 oranında olan engellilerin temel haklar ve sunulacak hizmetleri için bütçede sadece yüzde 1,6 olan engelli hakları bütçesinin adil bir şekilde arttırılması gereklidir.
- Kamu kurum ve kuruluşlarında, belediye ve üniversitelerde on yıllardır ertelenen “erişilebilirlik” sorunları geciktirilmeden çözülmelidir. Binalar, yollar, kaldırımlar, geçitler, otopark ve parklar, asansörler, yemekhaneler, kurum internet siteleri, e-devlet uygulamaları ve tüm çalışma ortamları engellilerin erişimine uyumlu hale getirilmelidir.
- Hastaneler, Okullar ve Belediye Binaları başta olmak üzere tüm kamu binalarının erişilebilir olması amacıyla yasal engelli istihdam kotalarının doldurulması, personele engelli hakları farkındalığı eğitimi verilmesi, her kurumda en az bir işaret dili tercümanı istihdam edilmesi, tüm engel gruplarının ihtiyaç duyabileceği tıbbi medikal ve diğer araçları hazırda tutulması gereklidir.
- Engelli işsizliğini ve yoksulluğunu azaltmak amacıyla 2022 yılında kamuya 50 bin engelli kamu emekçisinin atamasının yapılması sağlanmalıdır. E-KPSS’de var olan sorunlar çözülmelidir. Kamuda engelli istidam kotası tüm kurumlar için en az yüzde 10 şeklinde uygulanmalıdır.
- Sayısı 70 bine yaklaşan Engelli kamu emekçilerinin ve özel işletmelerdeki engelli emekçilerin işyerinde ayrımcılık ve mobinge maruz kalmasının önüne geçecek düzenlemeler derhal yapılmalıdır. İşyerlerinin asansör, yemekhane, otopark, ulaşım servisi, çalışma ortamları erişilebilir şekle dönüştürülmelidir.
- Engelli kamu emekçilerinin “Yardımcı Hizmetler Sınıfı” sorunu çözülmeli, kurum içi unvan ve kadro değişikliği ile her emekçinin eğitim ve mesleğine uygun kadro ve sınıfa geçişine imkan sunulmalı, engelli kamu emekçilerin liyakatine uygun kariyer imkanları sunulmalıdır.
- Engellilere yapılan ödemelerde hane bazlı değil engelliyi esas alan bir değerlendirme yapılması ve asgari ücretin altında geliri olan herkesin gelirinin en az asgari ücrete tamamlanması gereklidir.
- Engellilere yönelik günlük dilde, basında, siyasette ve genel söylem içerisinde ayrımcı olan, nefret içeren söylemlerin azaltılması amacıyla kamu spotları, eğitim ve farkındalık çalışmalarının yapılması sağlanmalıdır.
- Engelli kadınlara yönelik istismar, taciz, şiddet vb. saldırıların önlenmesi amacıyla kamusal ve kapsamlı bir politika uygulanmalıdır. Bu kapsamda İstanbul Sözleşmesine geciktirilmeden geri dönülmelidir. Çalışma hayatında taciz, şiddet ve mobingle mücadele amacıyla ILO 190 Sayılı sözleşmesinin imzalanıp onaylanması için gerekli süreç başlatılmalıdır.
- Tüm engel gruplarının talepleri o engel grubunun temsilcileri olan dernek, vakıf ve STK’lerle birlikte tespit edilip gerekli planlama yapılmalıdır. Engellilerin medyada, siyasette ve ekonomik yaşamda temsili için teşvik edici mekanizmalar kurulmalıdır.
- Döviz kuru ve ekonomik kriz etkisiyle erişimi daha güç olan tıbbi medikal, ilaç, cihaz vb. ihtiyaçların erişilebilir olması için kamusal bir politika yürütülmelidir. Çoğunlukla ithal olan bu ürünlerin yerli, ucuz ve kaliteli üretimi için Ar-Ge faaliyetleri desteklenmelidir.
- İşaret dili farkındalığı ve eğitimleri yaygınlaştırılmalı, her kurumda en az bir işaret dili tercümanı istihdam edilmeli, ülkemizdeki ana diller için işaret dili çalışmaları yürütülmelidir
- Görme engellilerin göz tedavi, Braille alfabesi ve sesli materyallere erişimi, beyaz baston ile uyumlu mekanların yokluğu ve diğer sorunları çözülmelidir.
- Engellilerin eğitimi hakkında müfredat, eğitimci, bina, veli yaklaşımı, vb. başlıklarda sorunlar için kapsamlı bir eylem planı açıklanmalı ve hak odaklı bir dönüşüm hedeflenmelidir. Eğitimin ayrıştırıcı değil bütünleştirici niteliği açığa çıkarılmalı ve kaynaştırma eğitimi için gerekli koşullar, kadro ve bütçe sağlanmalıdır.
- Rehabilitasyon ve özel bakım merkezlerinin fiziksel altyapı yetersizlikleri giderilmeli ve belli bir takvim içerisinde bu hizmetlerin kamu kurumları eliyle verilmesi için bir planlama yapılmalıdır. Piyasa koşullarında bu hizmetlerin verilmesi birçok engelli yurttaşın bu hizmetlere erişimini kısıtlamaktadır. Ayrıca bu işletmelerde çalışan emekçilerin güvencesiz, kadrosuz ve düşük ücretli olması hem sunulan hizmetin niteliğini etkilemekte hem de emek sömürüsüne alan açmaktadır.
- SMA, Serepral Palsi, SSPE, Otizmli ve Down Sendromu olan kişilerin, nadir hastalığı olanların ve ailelerinin sorunları gerekli sosyo-psikolojik ve ekonomik destekten yoksun olmaması için “erdemli bir kamu hizmeti” sunulmalıdır.
- “Ağır engellilerin” bakım yükünün sosyal güvenceye alınması ve çoklu engeli olan kişilere ve ailelerine kapsamlı bir destek sunulması gereklidir.
- Tüm kamu kurum ve kuruluşlarının internet siteleri ve e-devlet erişilebilir hale dönüştürülmeli temel metinler, mevzuat, müfredat ve diğer önemli belgeler işaret dili ve sesli görsel betimleme formatları ile erişilebilir hale dönüştürülmelidir.
- Tüm bakanlıkların vatandaş erişim hizmet merkezlerinde (ALO 112, 110, 155, 170, 182, 183 vb. ) işaret dili desteğiyle erişim sağlanabilmelidir.
- OHAL döneminde veya KHK’lerle ihraç edilen 152 bin kişiden en az 2 bin kişi olan engelli KHK’liler derhal işlerinde iade edilmesi, bu hukuksuz süreçte yaşatılanların tazmin edilmesi ve tüm KHK’lilerden resmi özür dilenmesi gereklidir.