Ankara Şubemiz, Ankara Tabip Odası ve Ankara Diş Hekimleri Odası, Covid-19 pandemisinin sağlık emekçileri açısından Ankara’da ki son durumuna dair açıklama yaptı. 21 Ekim itibarı ile Ankara’da 1072 sağlık emekçisine Covid-19 tanısı konulduğuna ve son bir haftadır filyasyon yapılan kişi sayısının günlük 10 bin civarı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, sağlık örgütlerinin öneri ve talepleri ifade edildi.
Ortak açıklamayı yapan Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Haydar Can Dokuyan şöyle konuştu: “Coronavirüs salgını tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tüm hızıyla devam etmektedir. Salgın nedeniyle dünyada 41 milyonun üstünde insan hastalanırken, 1 milyondan fazla kişi hayatını kaybetmiştir. Ülkemizde ise ilk resmi vakanın açıklandığı 11 Mart 2020 tarihinden günümüze kadar açıklanan resmi verilere göre 361 bin kişi hastalanırken, ne yazık ki 9799 yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. Pandemi nedeniyle oluşan küresel sağlık krizinde mesleki yükümlülükleri ve topluma karşı sorumlulukları gereği sağlık emekçileri en ön saflarda mücadele etmektedirler. Ülkelerin sağlık otoritelerinin yaptığı açıklamalara göre sağlık çalışanları toplumun kalanına göre 4-15 kat daha fazla enfekte olmaktadırlar. Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına göre ülkemizde 40 bin sağlık çalışanı enfekte olurken, 50‘si hekim olmak üzere toplam 122 sağlık emekçisi pandemi mücadelesi verirken hayatlarını kaybetti. Ankara Sağlık Emek ve Meslek Örgütleri olarak salgının ilk gününden itibaren Ankara’da enfekte olan sağlık çalışanlarını takibini yapmaya çalıştık. Bunun için Ankara İl Sağlık Müdürlüğü ile gerçekleştirdiğimiz yüz yüze görüşmeler ve daha sonra yaptığımız yazılı başvurulardan da ne yazık ki bir sonuç alamadık. Ankara’da kaç yurttaşa COVID-19 tanısı konulduğu, tanı konan kişilerin kaçının yataklı tedavi kurumlarında takip edildiği ve kaçının filyasyon ekipleri tarafından evde izole edilerek izlendiği bilgisi tarafımıza verilmemiştir. Kaç sağlık çalışanın enfekte olduğu gibi hem kamuoyunu, hem biz sağlık meslek ve emek örgütlerini ilgilendiren bilgilere ulaşmak için yaptığımız başvurular karşılıksız kalmıştır. Üyelerden, aktivistlerden ve filyasyon ekiplerinden aldığımız ve teyit edebildiğimiz enfekte sağlık çalışanlarının verilerini tablo halinde kamuoyu ile paylaşıyoruz, 21 Ekim itibarı ile ilimizde teyit ettiğimiz 1072 sağlık çalışanına Covid-19 tanısı konulmuştur. Gerçek sayının bu rakamların çok üzerinde olduğunu biliyoruz ve dile getiriyoruz. Ankara’ da son 1 haftadır filyasyon yapılan kişi sayısı günlük 10 bin civarı iken Türkiye geneli açıklanan vaka sayıları 2000’lerde seyretmektedir. Bu zor süreçte görev ve sorumluluk alan sağlık meslek örgütleri olarak İl Pandemi Kurulunda doğrudan temsil edilip salgın yönetiminde görüş bildirmemiz ve alınan kararlarda söz sahibi olmamız gerekirken il sağlık otoritelerine yaptığımız çağrılara bile hiçbir şekilde yanıt alamıyoruz. Yine de Sağlık Bakanlığına ve ilgili birimlerine, sahada ve mevcut uygulamalarda yaşanan aksaklıkları hukuki değerlendirmelerle birlikte bildirmeye, hazırladığımız çözüm önerilerini paylaşmaya devam ediyoruz. Pandeminin başından beri açıklanan resmi verilerin şeffaf olmaması, doğruluktan ve gerçeklikten uzak olması, pandemiye karşı en ön saflarda mücadeleyi yürüten bizleri güvensizliğe iterek geleceğe dair kaygılarımızı arttırmakta, tükenmişliğe sürüklemektedir. Sağlık çalışanlarını değerli gören, önemseyen, güvenli çalışma ortamı sağlayan, çalışma koşullarını iyileştirileştiren, güvenceli iş ve gelir sağlayan bir sağlık yönetimi istiyoruz. Evet; yaşanan sağlık krizi nedeniyle topluma karşı olan sorumluluğumuz ve mesleki yükümlülüğümüzden ötürü bu mücadelenin en ön saflarında mücadele ediyoruz/edeceğiz. Ancak sağlık çalışanlarının daha fazla enfekte olmaması ve daha fazla can kaybı yaşanmaması için sağlık çalışanları özelinde toplum sağlığının korunması için öneri ve talepleri kamuoyu önünde bir kez daha Sağlık Bakanlığına iletiyoruz.
1- Sağlık çalışanlarına özellikle en riskli grupta olanlara (YBÜ, COVID poliklinik ve servisleri, filyasyon ekiplerine, 112 çalışanı ve acil servis çalışanları) öncelikli olmak üzere düzenli test yapılmalıdır. İnfluenza mevsimi olmasından ötürü tüm sağlık çalışanlarına ücretsiz ve hemen influenza aşısı yapılmalıdır.
2- Kişisel koruyucu ekipman eksikliği devam eden filyasyon ekiplerine, ASM çalışanlarına ve yoğun bakım ünitesinde görevli sağlık çalışanlarına nitelikli ve eksiksiz KKE sağlanmalıdır.
3- Tam da 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 14. maddesinde tariflendiği gibi COVID-19 hastalığı sağlık çalışanları açısından mesleki maruziyetten ve çalışma alanlarından kaynaklanmaktadır. DSÖ’nün önerdiği ve birçok ülkede kabul edildiği gibi ülkemizde de Covid-19 hastalığı sağlık çalışanları için iş kazası, meslek hastalığı olarak kabul edilmelidir.
4- Yurttaşların sağlık hakkına erişimini sağlamak için kamu hastanelerinde, Ağız Diş Sağlığı Hastanelerinde ve merkezlerde pandemi koşullarına uygun teknik ve fiziki düzenlemeler bir an önce yapılmalı, bu konuyla ilgili plan-program ve çalışma takvimi paylaşılmalıdır.
5- Filyasyon uygulamasında görevli personel sayısı ve mesai düzeni tekrar gözden geçirilmeli, ekiplerin büyük çoğunluğunu oluşturan diş hekimlerinin meslek tanımları içinde çalışmaları sağlanmalıdır.
6- SARS-Cov 2 virüsünün kuluçka süresi 14 gündür. Enfekte ve temaslı normal populasyondaki kişiler için 14 gün izolasyon ve istirahat sağlanırken, sağlık emekçileri semptom durumuna göre yedi gün sonrasında çalıştırılmaktadır. Sağlık çalışanları ve toplum için daha yüksek risk teşkil eden bu duruma derhal son verilerek, bulaşma riskinin olduğu 14 gün boyunca istirahat ve izolasyon sağlanmalıdır.
7- Emek yoğun çalışma gerektiren sağlık iş kolunda küresel salgınla birlikte iş yükü ve işin yoğunluğu artmıştır. Sağlık çalışanları tükenmektedir. Atama bekleyen sağlık çalışanlarının ataması derhal yapılmalıdır.
8- Yoksulluk sınırının 7900 TL olduğu ülkemizde insan onuruna yaraşır, emeklilik maaşına yansıyan, güvenceli ve temel gelir ana talebimizdir. Yıllardır uygulanan performansa dayalı ücretlendirme sistem hem gelirde adaletsizliğe neden olmuş, hem de çalışma barışını bozmuştur. Güvencesiz olan bu ücretlendirme rejimi salgın döneminde sağlık çalışanları arasındaki gelir dağılımını daha da bozmuştur. Acil sağlık krizi ile mücadele ederken COVID-19 tanısı alan sağlık çalışanlarının ek ödemesi kesilmektedir. Sağlık emekçileri ekonomik olarak ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Bu uygulamalara bir an evvel son verilmelidir.