Sendikamız tarafından sağlık alanındaki önlemlerin ve Kişisel Koruyucu Donanımların (KKD) durumunu tespit etmek amacıyla DSÖ, OSHA, ILO ve Çin Deneyimi göz önünde bulundurularak SES üyesi akademisyenler ve enfeksiyon hastalıkları uzmanlarının yardımıyla hazırlanan anket çalışmamızı 24-27 Mart tarihleri arasında yapmış ve sonuçları 31.03.2020 tarihinde paylaşmıştık.
Bakanlık tarafından düzenli olarak açıklanmasa da iş yeri temsilciliklerimizden hastanelerde çok sayıda hasta sağlık emekçisi olduğuyla ilgili geri bildirimler, hastanelerin hem donanım hem KKD hem de çalışma koşullarıyla ilgili hala hazır durumda olmadığına dair alınan bilgiler nedeniyle yeniden değerlendirme yapmak zorunluluğu hissettik.
Bu nedenle mevcut durumu güncel olarak takip etmek ve güncelleşen sorunları tespit edebilmek amacıyla 15- 18 Nisan 2020 tarihleri arasında WEB ortamında ikinci anket yapılmış, iş yeri temsilcilerimiz tarafından bulundukları tüm hastanenin bilgisi toplanarak yanıtlanmıştır.
Çalışmaya Türkiye genelinde 52 ilden 294 sağlık kurumu katılmıştır. Kurumların %66,3’ü devlet, %18,7’si eğitim ve araştırma %7,5’i üniversite, %3,1’i şehir, %4,4’ü diş hastanesidir.
Sağlık alanındaki önlemlerin ve Kişisel Koruyucu Donanımların (KKD) durumunu ve Covid-19 tanılı sağlık emekçilerinin sayısı tespit edebilmek amacıyla yaptığımız ikinci anketin sonuçlarını genel merkezimizde yaptığımız basın toplantısıyla duyurduk.
Merkez Yönetim Kurulumuz adına açıklama yapan ve Covid-19 salgını nedeniyle hayatını kaybeden sağlık emekçilerini anarak konuşmasına başlayan Eş Genel Başkanımız Gönül Erden, Covid-19 salgınında hem hastalanma hem de ölüm açısından en riskli grubun sağlık emekçileri olduğunun salgını tecrübe eden birçok ülkede görüldüğüne dikkat çekti.
Erden “İtalya vaka ölüm oranları açısından en kötü durumdaki ülkelerden biridir ve 3 Nisan itibarıyla İtalya’da 74 hekim olmak üzere maalesef hayatını kaybeden sağlık emekçisi sayısı 120’i geçmiştir. Bildirilen 120 bin vakanın 10 bini yani %8’i sağlık emekçisidir. Bunların yüzde 20’sini doktorlar, yüzde 50’sini hemşireler ve yüzde 30’unu teknisyen ve ambulans şoförü gibi diğer görevliler oluşturmaktadır. Tedavi edilmekte olan neredeyse 10 hastadan biri sağlık emekçisidir. Çin’de ağır ya da kritik hastaların %14,8’ini sağlık emekçileri oluşturmuştur. Ayrıca çok yüksek oranda hastada da bulaş nedeni olarak sağlık kurumları bildirilmektedir” diye konuştu.
Anketin doldurulduğu hastanelerin %59’unda Covid-19 tanısı alan sağlık emekçisi olduğunu belirten Erden şöyle konuştu: “Bu hastanelerde en az 1833 sağlık emekçisinin Covid-19 pozitif tanısı aldığı bildirilmiştir. Anket kapsamına girmeyen, ancak Sendikamıza ulaşan 7 hastanenin bilgileri de eklendiğinde bu rakam, 2.103 olmaktadır. Hastanelerin bu konuda bilgi saklama eğilimi ve bilgiye ulaşma zorluğu eklendiğinde, ulaşabildiğimiz yerlerde bile sayının daha fazla olabileceği bilinmelidir.
Ulaşabildiğimiz 2.103 sayısı üzerinden Türkiye’deki kamu hastaneleri ve üniversite hastaneleri üzerinden bir ortalama aldığımızda Covid-19 tanılı sağlık emekçisi sayısı en az 5788’dir. Özel hastaneler ve birinci basamak sağlık kurumları da bu tabloya eklendiğinde ve özel sağlık kuruluşlarında güvencesizliği daha ağır yaşandığı, maliyetler nedeniyle de koruyucu önlemlerin daha sınırlı olabileceği göz önünde bulundurulduğunda, ülke genelindeki pozitif tanılı sağlık emekçisinin 8 binden fazla olduğunu öngörmekteyiz. Ankette edinilen bilgilere göre tanılı sağlık emekçilerinin 388’i doktor, 659’u ede/hemşire, 211’i sağlık memuru/teknisyen, 279’u temizlik işçisidir.”
Sağlık emekçilerini korumadan salgınla mücadele edilemeyeceğini ve toplum sağlığının korunamayacağını vurgulayan Erden, sözlerine şöyle devam etti: “Bir kez daha sağlığımızın korunması için alınması gereken önlemler alınmadığında, çalışmaktan kaçınma hakkımızı kullanmanın bir hak olduğunu; hem kendi sağlığımız için hem de toplumun sağlığı için önlemlerin alınmasını yöneticilerin inisiyatifine bırakmadan önlemlerin alınması için mücadelenin zorunlu olduğu hatırlatmak istiyoruz. Sağlık alanında alınan önlemler ve sağlık örgütlenmesindeki tablo ortadadır. Sürecin başından beri ifade ettiğimiz uyarılarımızı ve önerilerimizi tekrarlıyoruz. Sağlık emekçilerini de gerekli tüm önlemlerin alınmasını sağlamak için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.”
Anket sonuçlarımız için tıklayınız