Salgında Sağlık Emekçilerinin Çalışma Koşulları ve İstifaların “durdurulmasına” Dair Değerlendirmemiz:
Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından 30 Mart 2020 tarihinde yayımlanan yazı ile 27/03/2020 tarihli ve 2020/11 sayılı Kapasite Değerlendirme Komisyonu toplantısının; “Ülkemizde Koronavirüs hastalığı (COVID-19) salgını ile mücadele kapsamında, sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği açısından sağlık personelinin, sağlık kuruluşlarında mevcut hali ile istihdamının devamlılığı önem arz etmekte olup sağlık kuruluşlarında çalışan personelin, pandemi süreci kapsamında kararın alınmasını müteakip 3 (üç) ay boyunca kamu ve özel sektöre ait tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli bulunan/çalışmakta olan hiçbir sağlık personelinin ikinci bir duyuruya kadar görevlerinden/işlerinden ayrılmasına izin verilmemesi” kararını ve uygulamalarına ilişkin görüşlerini ifade etmiştir.
Ülkemizin her bir sağlık emekçisine her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğu böylesi bir salgın döneminde, sağlık emekçilerinin istifa etmelerini ya da emekli olma girişimlerinde bulunmalarını doğru bulmamakla beraber, bunca yıllık emeklerini bir kenara bırakarak işlerinden ayrılmak istemelerini de anlamak gerektiğini düşünüyoruz.
Sağlık emekçilerinin istifa etmesini yasaklayan kararların alınmasından daha önemlisinin böylesi bir salgın döneminde emeklerini, arkadaşlarını, hastalarını ve mesleğini bir kenara bırakmalarının nedenlerini bulmak ve ortadan kaldırmaktır.
İstifa ve emeklilikleri yasaklamadan önce; kronik rahatsızlığı olan, 60 yaşın üzerinde olan sağlık emekçilerini Covid-19 vakalarının yoğun olduğu hastanelere göndererek çalışmaya zorlamaktan vazgeçseydiniz;
Sağlık emekçilerini canları ve işleri arasında tercih yapmaya zorlamış olmazdınız. Emekçilerin önemsendiği ve korunduğu duygusunu hissettirebilirdiniz.
İstifa ve emeklilikleri yasaklamadan önce tüm sağlık emekçilerine yeterli sayıda, uygun nitelikte ve kalitede kişisel koruyucu ekipmanı sağlasaydınız;
Sağlık emekçilerini bugün koruyucu ekipman bulabilecek miyim, kendimi koruyabilecek miyim kaygısıyla baş başa bırakmazdınız, güvende hissettirebilirdiniz.
İstifa ve emeklilikleri yasaklamadan önce; bakmakla yükümlü oldukları çocukları (ilkokul çağında) olan ebeveynlerin izin almaları için ikisinin de Sağlık Bakanlığı’nda çalışmasını zorunlu kılmasaydınız, tek ebeveyn olup çocuğuna tek başına bakan ebeveynleri göz ardı etmeden izin düzenleseydiniz;
Sağlık emekçilerini çocukları ve işleri arasında tercih yapmaya zorlamış olmazdınız.
Çalıştıkları sağlık kurumunda salgınla mücadele edilirken sağlık emekçilerini sürece dahil edip, taleplerini bilgi ve önerilerini dikkate alsaydınız, bilgiye erişimlerini kolaylaştırıp, koruyucu malzeme konusunda kolaylık tanısaydınız;
İnsanlar emeklerini bir kenara bırakıp kaygı ve korku ile istifa etmeyi düşünmezlerdi.
Bilmelisiniz ki sağlık emekçilerini belki “zorla” işyerinde tutabilirsiniz, ama elzem ve ihtiyaç olan sağlık emekçilerine önemsendiklerini, korunduklarını, gözetildiklerini, dikkate alındıklarını, değer verildiklerini yaptığınız uygulamalarla hissettirmektir.
Biz sağlık emekçileri elbette ki her zor dönemde olduğu gibi bu dönemde de canla başla, yaşatmak için sağlık hizmetini yürüteceğiz/yürütüyoruz. Ama kendi sağlığımızı korumanın bir tercih değil bir sorumluluk olduğunun da bilincinde olarak kendi sağlığımızdan ve haklarımızdan da vazgeçmeyeceğiz.
Sağlığımız için,
Pandemi ile mücadelede sağlıklı sağlık emekçisine ihtiyaç var! Bunu sağlamak da Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere merkezi iktidarın sorumluluğudur.