Batman Şubemiz ve Batman Tabip Odası “Sağlıkçıların önceliği para değildir, sağlık emekçilerinin salgınla mücadeledeki emeğini performansla ölçemezsiniz” açıklamasında bulundu.
Ortak açıklamayı yapan Batman Şube Eş Başkanımız Deniz Topkan şöyle konuştu: “Sağlık Bakanı tarafından biz sağlık emekçilerine ‘müjde’ verildi. Bakan ekonomik kriz bahanesiyle ödenmeyen veya 35 TL gibi komik rakamlarla ödenen döner sermaye ek ücretlerinin 3 ay boyunca tavandan yapılacağını duyurdu. Bu açıklamayla hem sağlık emekçileri arasında yersiz bir beklenti yaratılmakta hem de toplumun gözünde sağlık emekçilerinin talepleri karşılanmış gibi gösterilmektedir. Döner sermaye ek ödemeleri şu haliyle özellikle hekim dışı sağlık emekçileri için ya hiç yoktur ya da komik miktarlardadır, ödemelerin tavandan yapılması meslekler arasındaki farkı kapatmayacağı gibi reelde alınan ücret anlamında da kayda değer bir değişikliğe sebep olmayacaktır. Bu yanlış anlaşılmayı düzeltmekle birlikte bazı taleplerimizi şu şekil de belirtmek isteriz. Bu salgınla mücadele edildiği dönemde hastanelerin tüm bölümleri yüksek riskli kabul edilmeli, tüm sağlık emekçilerine kadro ve istihdam biçimi ayrımına bakılmaksızın yoksulluk sınırının üzerinde, emekliliğe yansıyacak temel ücret verilmelidir. Döner sermaye söylemleri ile oyalamak yerine sağlık emekçilerin talebi temel ücretlerinin en düşük 7.300 TL olacak şekilde artırılmalıdır. Döner sermaye ile ilgili kısmi ve geçici düzeltmeden diğer tüm sağlık emekçileriyle aynı risklere maruz kalan taşeron emekçiler yararlanamamaktadır. Bu haksızlık giderilmelidir. Öte yandan, unutulmamalıdır ki salgınla mücadele sadece devlet hastaneleri ile kamu üniversite hastanelerinde yürütülmüyor. COVID-19 pandemisi ile mücadelede hastaların ilk başvurdukları yerlerden olan Aile Sağlığı Merkezlerindeki sağlık emekçileri ile özel hastanelerde çalışanların maddi kayıplarının hiç gündeme gelmemesi kabul edilemez. Bu mücadeleye bütün sağlık kuruluşları katılmaktadır; verilen emek, alınan risk, gösterilen özveri hepsi için geçerlidir. Pandeminin Çin’de başladığı Aralık ayından ülkemizde saptandığı tarihe kadar geçen 2 aydan uzun sürede Türk Tabipleri Birliği ve SES, pandemiye karşı hazırlıklar konusunda yetkilileri defalarca uyarmıştır. Ne var ki bu süre yetkililer tarafından iyi değerlendirilememiş, sağlık emekçileri yeterli koruyucu kişisel ekipman sağlanmadan öldürücü salgınla mücadeleye başlatılmıştır. TTB’nin sağlık çalışanlarına yönelik anketinde 23 Mart itibarıyla 1820 sağlık çalışanının %38’i eldiven, %52’si önlük/forma, %60’ı maske, %71’i tek kullanımlık önlük/tulum, %74’ü siperlik gözlük ya da koruyucu gözlük, %78’i N95 maske bulmakta sorun yaşadıklarını belirtmiştir. Dünya örnekleri göstermektedir ki sağlık emekçilerinin önemli bir kısmı salgınla mücadele sırasında enfekte olmakta ve bir kısmı maalesef hayatlarını kaybetmektedir. Ülkemizde de çok sayıda sağlık emekçisi arkadaşımız enfekte olmuştur ve bazıları yoğun bakım ünitelerinde ölümle pençeleşmektedir. Ne yazık ki dün İstanbul da 33 yaşın da ki sağlık emekçisi Dilek Tahtalı korona virüsü nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Sağlık camiasına başsağlığı diliyor, Kendisini minnetle anıyoruz. Temel önceliğimiz ve gündemimiz kendilerinin ve yakınlarının yaşamlarını çok yakından tehdit eden bu tehlikedir. Yetkililerden en ivedi talebimiz kişisel koruyucu ekipman eksikliklerinin bir an önce giderilmesi, ülkemizin bütün ama bütün sağlık kurumlarında koordinasyonda ve alt yapıda herhangi bir eksiklik ya da aksaklık yaşanmamasıdır. COVID-19 pandemisi ile mücadele, evde kalmak zorunda olan, asgari yaşam ihtiyaçları için maddi olarak desteklenmesi gereken milyonlarca yurttaşımızın bu ihtiyaçlarının karşılanmasını da içermelidir. Ülkeyi yönetenlerin sağlık emekçilerinin başta olmak üzere salgının özel olarak mağdur ettiği bütün yurttaşları gözeten bir sosyal devlet anlayışını benimsemesinin tarihsel bir zorunluluk olduğunu hatırlatırız.”